Gündemin güncellenmesi
Nurettin Yıldız Hoca’nın bir sohbet sırasında beş yıl önce söylediği bir sözü cımbızla çekip üzerinde fırtınalar kopartıldı. Nurettin Yıldız'ın ''yabancı bir kadınla bir erkek tek başlarına asansörde kalırsa halvet olur'' sözlerini ilk evvela Devlet Bahçeli gündeme taşımıştı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde ise Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ''İslam'ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. Siz İslam'ı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsınız. Beni birçok hocaefendi tefe koyacak o ayrı mesele. Rabbim bizi tefe koymasın.'' diyerek Yıldız'a tepki göstermişti ve Cumhurbaşkanı'nın bu çıkışından sonra Nurettin Yıldız hakkında soruşturma açıldı.
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoağan'ın bu çıkışı acaba gündemi değiştirmeye yönelik miydi?
Malumunuz olduğu üzere 14 şeker fabrikasının satılması epeydir gündemi meşgul ediyordu ve bu halkta huzursuzluğa yol açıyordu. Fabrikaların satılacak olmasından dolayı kafası karışan halkın acilen başka bir gündem ile meşgul edilmesi istenmiş olabilir mi?
16 yılda bir tek fabrika açıldığına şahit olmadığımız gibi, 14 fabrikanın satılacak olması tepkilere yol açmıştı. Şeker en stratejik ürünlerdendir. Seker fabrikaları, fabrika çalışanları, pancar üreticileri ve pek çok sektöre ekmek kapısı olmasından dolayı yüz binlerce aileyi ilgilendiriyor. Üstüne üstlük Cargill'e satılacağı söylentileri var. Cargill'in NBŞ (nişasta bazlı şeker) kullanması ve bunun insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisini uzmanlar tartışa dursun, kar eden fabrikaların, kar etmiyor diye satılmasına elbette halkımız tepki gösterecektir. Neticede Ak Parti'nin anketlerde düşen oyları şeker fabrikalarımızın satılacağının ilanı ile iyice düşmüştü. Artık bu konunun gündemden inmesi oy oranlarını yeniden yükseltebilir miydi?
Diğer yandan Sayın Cumhurbaşkanına AK Parti'nin kurulması aşamasında birtakım yükümlülükler verildi. Bunun gereğini yapması gerekiyor. Vatikan'da Papa ile görüşme akabinde böyle bir açıklama aslında hiç şaşırtıcı değil. Yine Papa ile görüşmesine tepki gösteren Ak Parti seçmeninin yönü başka tarafa çekilmek istenmiş olabilir mi?
AB Uyum Yasaları aile yapımızı yıpratmaya devam ediyor. İstanbul Sözleşmeleri (İkiz Yasalar)'da kadınlar adına pek çok reform yapılması isteniyor. Siyonizmin 'Tek Dünya Devleti' idealleri arasında kadınların aileden uzaklaştırılmaları da var. Kadınlar aile hayatından ziyade çalışma hayatını tercih etmeliler, kariyer yapmak derken aile kurmaya fırsat bulamamalılar. Yahudi yazar David Passig ''2050'' kitabında geleceğe dair siyasi, sosyal, bilimsel... birtakım öngörülerde! bulunuyor. Kitabın kadınları ilgilendiren kısmında ise, 2050'de kadınların artık evinin kadını olmak isteyeceğini yazmış. Malum Siyonizm 50-100 yıllık planlar yapar. Tüm dünyada ve ülkemizdeki gelişmelere bakılırsa, erkekler iş bulamazken kadınlara her iş sektöründe iş var. Çocuk yapmak yerine kariyer yapmak ya da çocuklar kreşe bırakılmıyor mu? Nüfus kontrol altında tutulmaya çalışılmıyor mu? 2050 yılında ise azalan nüfus kadınların bir müddet eve dönmesi ile sanırım yeniden planlanacak.
Gene ''kadınlara reform'', ''Kadın hakları'' gibi söylemler ile bazı kesimlere hoş görünme çabası mıydı? 2019 yılı seçimlerine yatırım mı?? İstisnalar dışında o kesimden de tepki geldi. Hadisenin iyi tarafı bu bahane ile çoğu kişi doğrusunu öğrenmek için İslamı araştırmaya başladı.
En önemlisi de, bu bahaneler ile, toplum tarafından sevilen, kabul gören hoca, cemaatlerin üzerlerine gidilmesi oldu. Doğu Perinçek'in bir zamanlar söylediği ''Bütün İslami cemaatlerin kökünü kazıyacağız.'' sözleri hafızalarda tüm canlılığı ile yerini koruyor. 15 Temmuz sonrası Erdoğan ile Perinçek sık sık aynı fikirde açıklamalar yapıyor. Devlet Bahçeli'nin de bu konulara dahil olması kafa karışıklığına neden oluyor değil hani. İşin tuhafı Perinçek ve Bahçeli'nin hemfikir olmaları... İki farklı düşüncenin aynı görüşteki beyanları insanı işkillendiriyor.
İster gündem değiştirmeye yönelik, ister dogaçlama bir çıkış olsun, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın Nurettin Yıldız'a gösterdiği tepkiye, toplum önderleri tepki gösterdi.
Ezcümle merhum Erbakan Hocamız, ''Şu hale bak! Din Allah yapısıdır, çocuk oyuncağı değildir, elbise melbise de değildir! Bre ey gafiller! Şu sözlere bak! Ne denmesi lazım aslında. Denmesi lazım gelen şudur: Modern Müslümanlık ve uydurma birtakım şeyler savunulacağına, sadece bu çağı değil, çağlar ötesine de yol gösteren çağlar üstü ilahi kitabımızı iyi öğrenelim, denmesi lazım gelir. Bu saçmalıkları bırakın! Ne büyük bedbahtlık, ne büyük talihsizlik onlar adına!'' diye güncelleme, reform isteyenlere cevap veriyordu.
Selam ve dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.