Nazmiye Gülbaş

Nazmiye Gülbaş

Gerçekten Müslümanlar

Gerçekten Müslümanlar

Dünya üzerinde dinleri, dilleri, ırkları, tenleri, görüşleri, hayata bakışları farklı farklı yedi milyar küsur insan yaşamakta. Onların her birine nasıl bir insan olduğunu tek tek soracak olsak hepsi kalbinin temizliğinden, ne kadar iyi bir insan olduğundan dem vuracaktır. Nedense kimse kalbinin kararmış, kötülükler içine dalmış olduğunun farkına varmıyor/varamıyor. Hakikatte ise dünyada sayılamayacak kadar suç işlenmektedir. Eğer herkes ''kalbim temiz'' diyorsa o halde bu kadar suçu kim, neden işliyor?

Ne hikmetse hırsızlık, dolandırıcılık, yalan-dolan vb. suçlar en çok  Müslüman zannettiğimiz ülkelerde yaşanmaktadır. Bu da İslam'ı yaşamadığımızdan kaynaklanıyor. Bilhassa toplumu uyarması, irşat etmesi gereken alimler, hocalar bu görevi yerine getirmiyor. Hocalar dahi İslam'ın anlatılarak değil yaşanarak yeryüzüne hakim olacağı ve kötülüklerden alıkoyacağının farkında değil. Sadece Kur'an-ı tilavet etmekle, namaz kılarak ve kendileri için hazırlanmış metinleri okuyarak görevini yaptığını düşünüyor olmalılar. Haddizatında cihat unutturuldu. Kaç tane alim, hoca kaldı Allah'ın haram kıldığı ve yasakladıklarına karşı savaş açan? Bırakın savaş açmayı, savaş açan topluluğu en çok onlar tahkir etmekte, en çok onlar saldırmaktalar yıllardır. Böyle olunca da bir sürü laik- demokrat, liberal-seküler, milliyetçi-muhafazakar Müslümanlar türedi. Modernist Müslümanlar kendilerini tanımlarken muhafazakar olarak tanımlıyorlar. Bir zamanlar siyonistlerin saldırı amaçlı olarak Müslümanların üzerlerine yapıştırdıkları ''dinci'', ''fondamantalist'' vb. etiketlerden kurtulmak, bunları örtbas etmek için gönüllü olarak ''muhafazakar'' tanımını kullanmaya başladılar. Kendilerini böyle ifade ediyorlar artık. Halbuki Allah cc Kur’an-ı Kerim'de; ''Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve: ''Ben gerçekten müslümanlardanım'' diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?'' (Fussilet/33) diye buyurmaktayken Müslüman, kimliğinin önüne arkasına birtakım ilaveler yapmak mecburiyetinde midir?

Elhamdülillah Müslümanız buna mukabil sanki cenneti garantilemiş gibi davranıyoruz. Havf (korku) ve reca (ümit) arasında durmuyoruz. Bu işi garantileme hali ile de gaflete düşülüyor. Mamafih Münafıklar, fasıklar bizzat Müslümanların içinde, Müslüman zannettiğimiz kişilerden oluşmakta. Kimisi belki farkında, fakat çoğu ne olduğundan haberi bile yok. İki yüzlü insanlar kendisini Müslüman gösteriyor, iç aleminde inanmadığı halde dışarıya karşı Müslümanca bir tavır sergiliyorlar, sanırım bu durum psikologları ilgilendiriyor. İman sadece inanıyorum diye söyleyerek değil kalbi ile onaylayarak neşet eder. Ne yazık ki kendisini Müslüman gibi gösteren ancak gerçekte kalben inanmayan bu insanlar her geçen gün artmaya devam ederken, bu musibet, bu illetli durum Asr-ı Saadet'ten günümüze kadar devam edegelmiş maalesef.

Müslüman görünümlü bu kişiler çok güzel Kur'an okurlar, günde 5 vakit  namaz kılar görünürler, orucunu tutarlar, fakat ne hikmetse zekatı vermezler. Bununla birlikte hacca giderler, hele hele umre ziyaretleri olmazsa olmazlarıdır. Müslümandan daha Müslüman görünen, lakin Allah'ın emir ve yasaklarına uymayan, bizzat yayılmasına, normalleşmesine neden olan bu kişilerden uzak durmak gerekmektedir.

Toplumda maalesef günahlar işlene işlene Müslümanlar doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, faydalı ile zararlıyı, zulüm ile adaleti birbirinden ayıramaz bir halde gelerek yanlışa doğru, kötüye iyi, zararlıya faydalı, zulme adalet diyebiliyorlar. Üstüne üstlük kendisini ateşten korumak için uyaran insanlara karşı düşmanca tavırlar sergileyerek saldırganlaşabiliyorlar.

O kadar kolay iftira atıyor ve yalan söylüyorlar ki şaşırıp kalıyorsunuz. Kişisel çıkarları uğruna bir insanın izzetini, namusunu hiçe sayarak, ellerindeki her türlü imkanı kullanıyorlar. Çoğu zaman toplumsal linç ediliyor masum insanlar.

Bu kişiler Allah'tan korkmadan her türlü yalan, dolan, iftira sarmalını devam ettire dursunlar da, ahirette onları derin bir azap bekliyor. Kendilerini neden kendi elleri, dilleri ile ateşe atıyorlar anlamakta zorlanıyoruz.

Allah c.c Kur'an-ı Kerim'de Yahudilerden bahsederken birçok ayette ''Lanetli Kavim'' olarak niteliyor.

Buna rağmen Cehennemin en dibine Yahudiler değil de Münafıklar girecek.

Müslüman olarak üstünde hiç durmadığımız, durup düşünmediğimiz bir durum aslında. Dehşet birşey. Allah (c.c) çok lanetlediği kavim Yahudiler dahi cehennemde münafıkların birkaç tık üstünde olacak.

Allah (cc) hepimizi münafıkların şerlerinden muhafaza buyursun. Gerçek manada iman etmeyi nasip etsin.

Selam ve dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Nazmiye Gülbaş Arşivi