"Yaman" Müdür
Konya'da yönetici olmak zordur.
Anadoluya başkentlik yapmış şehirde yönetici olmak için "liyakat ve başarı" olmazsa olmazlardandır.
Sürekli büyüyen bir şehir, değişen insan yapısı, işlenen suçlar, beklentiler...
Şehrin ve toplumun emniyetini sağlamak bu anlamda hayati önem taşıyor.
Konya'nın emniyeti "Kapısı sürekli vatandaşa açık olan, halkın babacan diye tanıdığı, insanların sıkıntılarını dinleyen" Şükrü Yaman'a emanet.
**
Şükrü beyin geçmişine şöyle bir göz attım. Başarılar ile dolu.
Konya'ya da böyle başarılı insanlar yakışır zaten.
Şehirde yürütülen FETÖ ve DAEŞ operasyonlarında Şükrü beyin ve ekibinin başarısı yadsınamaz.
**
Şükrü beyi, 2017 yılının Mayıs ayında makamında ziyaret etmiştik.
Konya'yı çok sevdiğini söylemiş ve şehirdeki üzücü olaylarda azalmaların yaşandığını belirtmişti.
Sonra, "Biraz da ben size sorayım" dedi.
Ve ekledi: "Gazeteci olarak sizin gözleminiz nedir, şehir için bir talebiniz var mı?"
**
ZAFER'DE ARTAN ÜNİFORMALI POLİS SAYISI
Kritik bir görevi icra eden bir yöneticinin bu sorusu şehir için aslında çok kıymetli.
Kendisinin istişareye önem verdiğine ilk kez orada şahit olmuştum.
"Sayın Müdürüm, öncelikli yer Zafer" dedim. "İnsanlar, Zafer'de artık rahat yürüyemiyor, başıma bir iş gelir mi korkusu ile geziyor" dedim. Daha sonra "Sivil ekip bölgede görev yapıyor fakat üniformalı polis sayısı bölgede artırılır ise iyi ve daha da etkili olur" dedim.
Aradan çok geçmedi, Zafer'e gittim gerçekten de üniformalı polis sayısı artmıştı.
Gazeteciler, şehrin neredeyse her karışını adım adım gezerler.
Sahayı, sorunları, talepleri iyi bilirler.
Ortak amaç Konya ve huzuru.
O yüzden şehrin diğer bazı yöneticilerinin de bu konuda (çok bilmişlik değil), hassasiyet taşıması gerekir.
**
SAVAŞ ALANINA DÖNEN ÇETNEVİR EĞLENCELERİ
Gelelim başka bir konuya.
21 Şubat ve 25 Temmuz'da da yazdığım iki farklı köşe yazısında şahit olduğum olayları kaleme almıştım.
21 Şubat'taki yazımda Şafak Caddesi üzerindeki bir olay üzerinden talepte bulunmuştum.
Öğrenci yurtlarının ve ağırlıklı öğrencilerin oturduğu yerlerde hoş olmayan olaylar yaşanmıştı.
Devriye sayısının artması ile ilgili emniyete feryadım olmuştu.
Şükrü müdür, bu talebimizi de cevapsız bırakmamıştı.
Bir de Konyalılar'ın çok muzdarip olduğu konu ile ilgili yazım olmuştu 25 Temmuz'da.
Vatandaş, "Düğünler münasebetiyle artık balkonda oturmaktan korkar olduk" demişti.
Çetnevirlerin (yanlış benzetme olmasın) savaş alanına döndüğünü yazmıştım.
İl Emniyet Müdürü Şükrü beyin bu konudaki hassasiyetine istinaden neler yapılabilir konusunda talebim olmuştu.
Sivil ekipler çoğaltıldı.
Özellikle de son bir kaç ay sıkıntılar azaldı.
NE YAPILIRSA YAPILSIN EĞİTİM DE ŞART!
Şimdi Şükrü Müdürle bir konuda daha istişare halinde olmak isterim.
Şükrü bey, 7 Mayıs 2018 tarihinde "Trafik herkesin kullandığı bir alan. Trafik güvenliği konvoylar nedeniyle tehlikeye giriyor ve insanlar çok büyük rahatsızlıklar yaşıyor" demişti.
Asker uğurlama programları da çok tehlikeli bir hâl aldı.
Aslında burada emniyetin de yapabileceği çok bir şey yok.
İnsanların eğitim ve bilince ihtiyacı var.
Yine de neler yapılabilir konusunda yazmak istedim.
Araçlar, askerleri otogara getirirken drift ata ata getiriyorlardı.
Bir gazeteci arkadaşımızı askere uğurlamak için biz de Otogar'a gittik.
Talihsiz bir olay yaşadık.
Bir vatandaş, yeğenini uğurlarken otobüsün altında kalarak gözümüzün önünde hayatını kaybetti.
Allah, rahmet eylesin.
Dedim ya insanlarımız da bilinçsiz.
Bir sevinci, hüzne dönüştürmeye gerek yok.
Askerlerin bulunduğu otobüsü yumruklamanın kime ne faydası var?
Ya da insanlar hareket halindeki o otobüse neden bu kadar çok yaklaşır?
Orada bir güvenlik koridoru oluşsa fena mı olur?
Ya da başka ne yapılabilirse...
Bu konuda Otogar yönetimi, İl Emniyet Müdürlüğü ve Konya Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı'nın ortak bir çalışması var mı?
Yoksa olabilir mi?
"Bu konularda ne yapılabilir konusunda" istişarenin ehemmiyeti var.
Takdir sizlerin sayın müdürüm...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.