FIKHÎ SORULAR VE CEVAPLARI
S.1) Hocam; Size güvendiğim için sizi arıyorum. Ben 2 yıldır böbrek hastasıyım. Hastalandığım için 2 yıldır oruç tutamadım. Tutamadığım oruçlar için ne yapacağım? Açıklar mısınız?
C.1) Allah (CC) Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresinin 184. Ayet-i Kerimesinde şöyle buyurur: “Sayılı günler olarak oruç size farz kılınmıştır. Yalnız içinizden kim hasta olursa veya seferde olursa, artık tutamadığı günler sayısınca (ilerde) oruç tutsun. Oruç tutmaya gücü yetmiyorsa her gün için bir fakirin yiyeceği kadar fidye verme borcu vardır. (Bir fakirin doyacağı kadar para versin)”
Bugün bir fakir kaç TL’ye doyar. Yuvarlak 100 TL. Siz her bir gün için 100 TL vereceksiniz. Bu da bir ayda 3.000 TL eder. 2 sene tutamadığınızı söylüyorsunuz. O zaman da 6.000 TL vereceksiniz. Bu Allah’ın bir emridir. Kur’an-ı Kerim hem parasını verir hem de tutarsanız bu sizin için daha hayırlıdır der. Bazı hastalıklar vardır. Böbrek hastası gibi, o zaman fidyesini verir.
S.2) Hocam: Ben 5 sene önce birisinden emanet çeyrek altın aldım. Ancak o adamı bulamıyorum. Ben çeyrek altın aldığımda fiyatı düşüktü. O fiyat üzerinden fakırlara sadaka versem olur mu? Açıklar mısınız?
C.2) Siz çeyrek altın almışsınız. Bugün çeyrek altın kaç TL ise onun üzerinden hesaplayıp o kişi adına fakirlere dağıtacaksınız. Sevabı ona ait olacak, tabi size de sevabı olur. Unutmayın bu kul hakkıdır ve çok önemlidir. Bunu böyle yerine getirin.
S.3) Hocam; Oruç tutamayacak hastalığın ölçüsü nedir? Açıklar mısınız?
C.3) Fıkıh âlimleri oruç tutamayacak olan hastalığın ölçüsünü şöyle sıralamışlardır:
- Oruç tutulduğunda hastalığın artması, şifanın gecikmesi mevzu olunca oruç tutmayabilir.
- Oruç tutulduğunda ölüm tehlikesi varsa oruç tutmayabilir.
- Oruç tutulduğunda böbreklerin çökmesi varsa oruç tutmayabilir.
- Kanser hastalığı varsa oruç tutmayabilir.
- Böbrekleri çökmüş ve diyalize giriyorsa oruç tutmayabilir.
- Yüksek derecede şeker hastalığı varsa oruç tutmayabilir.
S.4) Hocam; Bizim hanımın bir şeyhe bağlılığı var. Hanım Cuma Günleri oruç tutuyor. Ben Cuma Günü oruç tutma diyorum ancak dinlemiyor. Bu konuya açıklık getirir misiniz?
C.4) Biz genelde cevaplarımızı Hanefi ve Şafii Mezheplerine göre veriyoruz.
Hanefi ve Şafii Mezheplerine göre; sadece Cuma Günü oruç tutmak Mekruhtur. Nedeni Cuma Günü Müslümanların bayramı olduğu içindir. Ebu Hureyre (RA) şöyle rivayet etmiştir. Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurdu: “Sizden biri sadece Cuma Gününde oruç tutmasın. Ancak bir gün öncesi ve bir gün sonrası ile tutulursa olur (tutabilir)” (Kaynak: Buhari-Müslim-Tirmizi)
Bu Hadis-i Şeriften anlaşıldığına göre; Mü’minlerin bayramı olduğu için sadece Cuma Günü oruç tutulması kerih görülmüştür.
S.5) Hocam; Eskişehir’den arıyorum. Sizi YouTube’den takip ediyorum. Biz bir ay önce Umre’ye gittik. Fakat ihram giydirmediler. Mekke’de otelde ihram giydik. Sizin Umreniz olmadı dediler. Açıklar mısınız?
C.5) Mikat mahallini ihramsız geçen birisi ya Medine’ye ihram mahalline gidip ihram giyecektir. Bizim ihram mahallimiz Medine çıkışındaki camidir. Abyar-ı Ali denir. Oraya gidip ihram giyilmezse ceza olarak bir koyun kurban etmek vacip olur. Bu kurbanın kesilmesi vaciptir. O kurban Mekke’de Harem Bölgesi sınırları içerisinde kesilecektir.
S.6) Hocam; İstanbul’da taşıyıcı annelik yapanlar varmış. Bu nedir? Sonucu ne olur? Açıklama yapar mısınız?
C.6) Bunu duyuyoruz. Sosyal medyada görüyoruz. Bu daha çok Hindistan’da Hindularda olduğunu duyuyoruz. Bir Müslüman kadın kesinlikle başkasının menisini taşıyamaz zina olur. Doğan çocukta gayri meşru olur, piç olur. Allah (CC) korusun zinanın bu hali de varmış. O kadın o çocuğu karnında taşırken ölürse imansız gider. Kesinlikle bu zinadır ve haramdır.
S.7) Hocam; Ben hastayım ayakta duramıyorum. Oturarak namaz kılıyorum. Bu caiz midir? Önüme bir sehpa koyuyorlar onun üzerine secde ediyorum. Bu yaptığım doğru mudur? Açıklar mısınız?
C.7) Namaz terkedilemez. Hastada olsanız teyemmüm taşıyla teyemmüm yapılabilir.
Ciddi rahatsızlığınız varsa oturduğunuz yerde namaz kılabilirsiniz. Secde etmek için sehpa koyuyorlar diyorsunuz. Sehpanın yüksekliği bir karıştan düşük olması gerekir. Yani 20 cm’dir. O konulan sehpa bu ölçüyü aşarsa o zaman namaz olmaz. Şayet hasta yatalak ise kalkamıyorsa ima ile namazını kılacaktır. Namazın terki olmaz. Vay o namaz kılmayanlara, bir yük sayanlara, Rabbim onlara acı ve rahmetinle muamele eyle.
S.8) Hocam; Ben birine para verdim. Günü de çok geçti. Paramı vermedi. Babası onun adına ödedi. Bende sana para vermem diye yemin ettim. Babasını göndermiş, babasına ödünç parayı verdim. O da oğluna parayı vermiş. Bu yemin sayılır mı? Bir de paranı vereceğim diye 3 defa yemin etti. Kaç tane vereceğim? Açıklar mısınız?
C.8) Siz o parayı verirken babasına verdiniz. Biliyorsunuz ki o parayı oğluna verecek. Size keffaret gerekir.
Bunun keffareti;
- Bir köle azat etmek (ancak kölelik müessesesi yok)
- 10 fakiri 2 öğün doyurmak. Bugün bir kişi 100 TL’ye zar zor doyar 10 fakir x 2 öğün=20x100TL=2.000 TL yemin keffareti verilecektir.
Hanefi Mezhebine göre; Burada iki görüş vardı:
- Birinci Görüş; Yemin birkaç tane olursa keffarette o sayıya göre ayrı ayrı verilir. Şöyle yapacağım, böyle yapacağım diye niyet ederse her biri için keffaret verilecektir.
- İmamı Muhammed’e göre; Yemin adedi çoğalsa da bir tane keffaret yeterlidir der.
Hali vakti iyi olan her yemine ayrı ayrı keffaret verebilir. Hali vakti orta olan kimseler İmam-ı Azam’ın görüşünü benimseyenler her yemin için ayrı ayrı keffaret verirler.
Şafii Mezhebine göre; Ne kadar yemin etmişse ona göre ayrı ayrı keffaret öder. (Kaynak: Biyat-üt Müctehit)
S.9) Hocam; Konya dışından arıyorum. Allah (CC) nasip etti 5 nci çocuğumuz oldu. Eşim beni zorluyor. Bir daha çocuk yapma tüpleri bağlatalım diyor. Siz ne dersiniz?
C.9) Yarının ne getireceği belli olmaz. Tüpler bağlandı mı bir daha çocuk yapamazsınız. Yani kısırlık olur, çocuğunuz olmaz. Siz başka yöntemlere bakın. Tüpler ne zaman bağlatılır? Kadın hayatı için tehlike olursa ve tehlike ciddiyse bir daha çocuk olmamak üzere bağlatabilirsiniz. Burada önemli olan kadının sağlığıdır.
S.10) Hocam; Recep ayındayız. Recep Ayını nasıl değerlendirelim? Recep Ayının özelliği nedir? Açıklar mısınız?
C.10) Receb; Tecrib kökünden gelir. Arabistan’da ağaçta hurmaların çok olduğu zamanlar ağacın altına dallar veya ağaç kırılmasın diye destek verirlerdi. Buna da Tecrib denirdi.
Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurur: “Receb Allah (CC)’ın ayıdır. Şaban benim ayımdır. Ramazan ümmetimin ayıdır” (Kaynak: Ahmet Bin Hanbel)
Başka bir Hadis-i Şerifte Efendimiz (SAV) şöyle buyurur: “Allahümme barik lena fi recebe ve şaban ve belliğna ramazan= Allah’ım Receb ve Şaban aylarını mübarek kıl, bereketli kıl ve bizleri ramazana kavuştur” (Kaynak: Ahmet Bin Hanbel; Müsnet 1/259)
Receb Ayının Anlamı:
R harfi; Allah’ın sonsuz Rahman ve Rakib sıfatına, Rahim sıfatıyla da yalnız Müslümanlara işaret eder.
C (cim) harfi; Allah (CC)’ın birrü ihsanına, cemaline, cömertliğine işaret eder.
B harfi ise; Allah (CC)’ın rahmeti ve bereketine Allah’ın affına, ihsanına ve mağfiretine delalet eder. Peygamber Efendimiz (SAV) şu Hadis-i Şerifinde Mü’minlere müjde veriyor. Efendimiz (SAV) şöyle buyurdu: “İnne fil cenneti neharan yugalü lehü recebe eşeddü beyzan limen leben ve ahla fil aseli men sama min recebe= Cennette bir nehir vardır. O nehir sütten beyaz, baldan tatlıdır. O nehirden Receb ayında oruçlu olanlar içebilir”
Diğer bir Hadis-i Şerifte Efendimiz (SAV) şöyle buyurur: “İnne fil cenneti gasran la yedhulühü illa savma recebe= Cennette bir köşk vardır. Oraya kimse giremez. Ancak Receb Ayında oruç tutanlar o köşke girebilirler” (Kaynak: Taberani)
Yine başka bir Hadis-i Şerifte Efendimiz (SAV) şöyle buyurur: “Kim receb ayında takva üzere bir gün oruç tutarsa tutulan günler dile gelip; Ya Rabbi ona (o kuluna) rahmet olana mağfiret buyur diyecektir” (Kaynak: Safiru nüzhetül Mesayi)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.