Hüseyin Çetin

Hüseyin Çetin

Faiz Neden Kötü?

Faiz Neden Kötü?

Bu yazı faizin neden zararlı olduğuna dair düşüncelerimi içermektedir. Yaklaşımlarım eleştiriye ve geliştirilmeye açıktır.

İki kişinin ortaklaşa iş yaptığını düşünelim. Ortaklardan biri sadece ortaya sermaye koyuyor, diğer ortak ise işin bütün yükünü, stresini, çilesini çekiyor ve işin sonunda zarar olursa bu zarardan tek başına sorumlu oluyor. Bu şekilde bir ortaklığın adil olmayacağı açık değil mi? Günlük hayatta diğer insanlarla eşit muamele görmediğimiz yerde arıza yapıyoruz. Hastanede haksız olarak bizden önce muayeneye giren birisi olursa dünyamız yıkılıyor, somurtuyoruz. Yani adil bir sistem istiyoruz her yerde. Öyleyse faizli muamelede bir tarafın risk almaması diğer tarafın ise bütün riski üstlenmesi mantıklı mı sizce?

Faizle iş yapan üretici faizden doğan maliyeti ürüne yansıtmak zorundadır. Faizsiz iş yapan üretici ise faiz maliyeti olmayacağı için fiyat avantajı elde edecek ve rekabet üstünlüğü kazanacaktır. Bu durumda faizle iş yapan üretici rekabet edebilmek için ya kaliteden ödün verecek ya da işçi maliyetlerini minimize edecektir. Kaliteden ödün vermek işletme imajını olumsuz etkileyecek ve zamanla satışların azalmasına sebebiyet verecektir. İşçi maliyetlerini minimize etmek ise emek hırsızlığı olarak tanımlanabilir. Bu duruma bağlı olarak faizden elde edilen gelirin aslında kaliteden verilen ödün ile çalışanların emeği/alın teri olduğu iddia edilebilir.

Paranın gücü, karşılığı olmasına bağlıdır. Örneğin petrol üretiminiz varsa ürettiğiniz petrol kadar para basıp dolaşıma sokabilirsiniz. Veya Ar-Ge yaparsınız, katma değerli ürün üretirsiniz, ürünün katma değeri kadar para basabilirsiniz. Fakat karşılıksız para basıyorsanız bu enflasyon demektir. Çünkü piyasadaki malların değeri mevcut para miktarı kadar artışa geçecektir. Arz talep dengesi ile açıklanan bir durum bu. Faizden doğan fazlalık ise karşılığı olmayan parayı ifade eder. Yani faiz, bir doğal kaynak veya katma değer içeren bir üretim değildir. Sadece sermaye sahibinin ekstradan beklediği faydadır. Sonuç itibariyle faiz enflasyonu doğurur. Enflasyon ise fakirleşmeyi tetikler, gelir dağılımında adalet sağlanamaz.

Bu aşamada ülkemiz için özel bir paragraf açmak gerekecek. Politika faizi düşürüldü ama dövizden kaynaklı olarak enflasyon çok yükseldi. Peki ne yapılmalı? Türkiye'de faiz ile döviz kuru arasında optimum bir noktada durmak gerekiyor. Ne zamanki doğal kaynaklarımız arttı, katma değerli üretimimiz arttı, marka olmuş firmalarımız arttı ancak o zaman faizi minimize edebileceğiz. Diğer bir yolu da toplumun faizden ve dolarizasyondan uzak durması. Fakat bu ülkemiz için gerçekçi gözükmüyor. Hakeza İslam veya doğu ülkelerinin birlik olup yeni bir para birimi ortaya çıkarması da önemli bir çözüm adımı. Fakat bozuk dünya düzeni buna da müsade etmiyor.

Faizin bir de banka yönü var. Banka sizden %x ile aldığı parayı

%(x + y) ile satıyor. İlaveten dosya masrafı vs. alıyor. Ne yazık ki bankalar ülkemizdeki en karlı işletmeler. Siz minimum maaşla kaynak makinesinin, tornanın başında binlerce risk faktörü altında ürün üretmek için çabalıyorsunuz, fakat bankacı modern ortamlarda klimanın altında çayını içerken sadece para satarak para kazanıyor. İlaveten, bu ekstra kazancın da piyasada ürün bazında karşılığı yok. Bankacının riski ise mevcut şartlarda sıfıra yakın. Bu adalet değildir, zulümdür.

Faizin olmadığı emeğin, üretimin, adaletin hâkim olduğu yeni bir dünyanın kurulması temennisiyle. Hayırlı bayramlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hüseyin Çetin Arşivi

Gazze

05 Aralık 2023 Salı 09:37