Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Epistemik haydut devlet

Epistemik haydut devlet

“Eşkıya eskiden dağda gezerdi şimdi şehirlerde geziyor” sözünü eskilerden duymuş olmalısınız mutlaka.

Eşkıyanın dağda gezeni belli de, şehirde gezeni nasıl olur diyenler son yıllarda bu düşüncelerinden vazgeçmiş olmalılar diye düşünüyoruz.

Aslında bu söz yenilerini görünce eşkıyanın eskisine bir özlem duyma da denilebilir.

Çünkü eskiden devletlerin gücünü kaybettiği yıllarda ortaya çıkardı eşkıyalar.

Şimdilerde devlet güçlendikçe milletin malına canına kasteden eşkıyaların da güçlendiği görülüyor.

Çünkü ya devlet kendi eşkıyasını oluşturuyor veya kendisi eşkiyalaşıyor.

Çünkü artık eşkıyalar zamanımızda askerden veya eskilerin tabiriyle asker kaçaklarından ve idam mahkûmlarından olmuyor.

Okumu, yazmış, enine boyuna araştıran, geçmişten fazla geleceği sorgulayan, hak arayanları ezen takım elbiseli ve kravatlı insanlardan oluşuyor.

Dahası mı derseniz?

Kendini din âlimi ve hoca olarak tanıtan sahtekârlar, eline aldığı sazı milleti aleyhine söyletenler, meslek pirleri birbiri ardınca eşkıyalara dönüşüveriyorlar.

Bütün bunlara ses çıkaramayan siyasetçileri de buldular mı hepsi birlikte haydut devleti oluşturmakta zorluk çekmiyorlar.

Artık bunlara yeni tabirle epistemik eşkıya falan demek gerekiyor.

Çünkü Ankara’daki TDK'ya göre, epistemik, bilgiye ve öğrenmeye dayalı demektir. Yani epistemik mantık demek olunca şimdiki eşkıyalarda bilgiye ve öğrenmeye dayalı bir mantık ile milletin elindeki avucundakileri ala kişiler oluyorlar.

Aslında epistemi kavramından hareketle eşkıyalığın soy kütüğünün peşine düşerseniz eski zamanların sömürge öncesi eşkıyalığı ile modern zamanların sonrasının haydut devletini oluşturan küresel emperyalizm çok bir farkının olmadığına ulaşmış olursunuz.

Emperyalizmin sadece siyasal olarak yayılma veya iktisadi sömürü olduğunu düşünenlerin yine emperyalizmin haydut devletlerinin öğretilerini tekrarladıklarını görürsünüz.

Haydut devletleri kuran ve yaşatan tasarım ve projelerin emperyalizmin birer oyunu olduğunu göremeyen tarih bilgisi de aynı zamanda epistemik şiddet örneği olduğu gerçeğini de göremeyenlerin bilgisidir.

Amerika’nın Irak'ta devreye soktuğu bir iktidar ile Rusya’nın Ukrayna’da Ya da israil in Filistin’de iş başına getirmek istediği iktidarların bu açıdan bir farkı olmadığını göremeyenlerin haydut devletlerin teknolojisine esir olmaları kaçınılmaz olacaktır.

Bu açıdan bakınca resmi devlet ideolojisinin biçimlendirdiği birtakım dini ve milli kabullere dayanan tahakküm biçimi de müesses nizamı koruma amacına dönük bir epistemik tahakküm sayılır.

Aslında küreselleşmeye milli devletlerin varlıklarını sınırlayan hatta ortadan kaldıran bir haydutluk demekte mümkün görünmektedir.

Küreselleşme ile devleti uluslararası epistemik tahakküm kuran çok uluslu şirketler karşısında sadece etkisiz bir hakem pozisyonuna düşürmenin başkaca da bir adı var mıdır acaba?

Devletleri kendi egemenlikleri yerine çok uluslu ve çok kültürlü şirketler karşısında etkisiz kalmaya mahkûm bir kamu aygıtı haline indirgemenin yolu olan haydut devlet kavramı şirketler eliyle oluşturulan popüler küresel kültürün önünde oluşturdukları engeli de ortadan kaldırarak aynı zamanda o coğrafyayı egemen şirketlerin açık pazarı haline getirmekten öte bir maksatları yoktur.

Bu noktadan sonra ise artık sınırların, bağımsızlığın hatta bayrakların bile folklorik anlamı dışında bir anlamı kalmamaktadır. 

Bir milletin bir arada olmasını sağlayan ortak kültür ve dili de ciddi anlamda tahribata uğrattıktan sonra ülke ve milletin kendi meselelerini nasıl anladığına ve yorumladığına dış güçler olarak görülen çok uluslu şirketler karar verecektir. 

Bu durumu “devletlerarası epistemik şiddet” veya “haydut devletin epistemik şiddeti” olarak adlandırmak mümkündür. 

Tabi bir de bunun karşısında yani epistemik tahakkümün karşısında epistemik özgürlük kavramı vardır.

Milletini ve geleceğini düşünebilen az sayıdaki insan toplulukları için geçerli olan.

FARKINDA MISINIZ?

Epistemik, bilgi ve kavramla ilgili olan demek olduğuna göre diğer bir deyişle gözle görülüp zihinle kavranabilen somut bilgi anlamına gelir.  

Ama tüm insanlar için geçerli olan bir de gerçek bilgi vardır ve bu hakiki bilgiye nasıl ulaşılır sorularını kendimize bir soralım bakalım. 

Sonuç ne oluyor genellikle?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi