Mehmet Ali Uz

Mehmet Ali Uz

Bilim ve Sanat Vakfı ve Çalışmaları

Bilim ve Sanat Vakfı ve Çalışmaları

Geçen hafta pazartesi günü akşamı, İstanbul’da BİSAV (Bilim ve Sanat Vakfı)’ın Türkiye Araştırmaları Merkezi tarafından organize edilen “Yerel Tarihçilerle Buluşuyoruz” başlıklı toplantıların üçüncüsüne katıldım. Bir yuvarlak masa etrafında gerçekleştirilen toplantıda, “Bir Ömür Konya Tarihi” başlığı altında, Konya’da yaptığımız çalışmaları özet olarak nakletmeye gayret ettim. Sohbet iki saate yakın sürdü.
Toplantıdan önce bizi karşılayan görevli arkadaşlar, vakfı tanıtmaya çalıştılar. Vakfın faaliyette bulunduğu iki binayı gezdirdiler. Vakıf, çalışmalarını muhteşem iki bina da sürdürüyor. Vefa Cami yanındaki binanın alt katı kütüphane olarak tefriş edilmiş. Elli bin kitaplık bir kütüphane. Kitapların bulunduğu alan dışında salon, masalar ve masalar üzerinde bilgisayarlarla donatılmış. Üniversite gençleri çalışmalarını geç saatlere kadar bu salonda sürdürüyor. Bu binanın üst katları ise, üretime tahsis edilmiş.
Kütüphanenin bulunduğu binanın karşısındaki bina, vakfın merkez binası olarak kullanılıyor. Pek çok salonun bulunduğu bu binada seminer çalışmaları yapılıyor. Tertip ve düzen dikkat çekici.
Vakıf, çalışmalarını dört merkez vasıtasıyla yürütüyor. Bunlar, Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MAM), Türkiye Araştırmaları Merkezi (TAM), Küresel Araştırmaları Merkezi (KAM) ve Sanat Araştırmaları Merkezi (SAM)…
Açıklandığına göre, araştırma merkezlerinin her birinin ayrı, fakat biri birini tamamlayan seminer programları, araştırma ve yayın faaliyetleri bulunmaktadır. Vakfın yayın faaliyetleri yoğun bir şekilde devam ediyor. Divan İlmi Araştırmalar Dergisi, Medeniyet Araştırmaları Merkezi Tarafından; Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi ise, Türkiye Araştırmaları merkezi tarafından yayınlanmaktadır. Vakfın yayımladığı Bülten 70. sayıya ulaşmış. Ayrıca her yıl onlarca da kitap yayımlanıyor. Seminer çalışmaları da öyle…
Vakıf, seminer çalışmalarını bahar ve güz çalışmaları olarak iki bölümde yapıyor. Her yıl yüzlerce seminer. Yine her yıl binin üzerinde her yaştan insan, Osmanlıca öğreniyor. Ve bu çalışma sistemli bir şekilde yapılıyor.
Vakıf tanıtımını şöyle yapıyor:
“Toplumsal sistemlerin yükselişinde en önemli faktör, bilginin üretimi ve organizasyonudur. Bilim ve sanat Vakfı (BİSAV), bir yandan çağdaş dünya toplumunun ana dinamiklerini anlamaya; diğer yandan Türk Toplumunun tarihî köklerini bulmaya; bu kökler üzerinde sağlıklı bir geleceğin inşasına katkıda bulunmaya çalışan bir araştırma kurumudur. Sadece Türkiye’nin değil, bütün Batı-dışı toplumların yaşaya geldiği bunalımların temelinde bir ‘bilgi geleneği oluşturamama’ sorunu yatmaktadır. BİSAV, Türk toplumunun bu sorunu aşmasını zorlaştıran psikolojik ve entelektüel engelleri ortadan kaldırmaya odaklanan bir sivil toplum kuruluşudur.”
Misyonu da şöyle açıklanıyor:
“Özgür ve hoşgörülü bir çalışma, araştırma ve tartışma ortamında; evrensel, ulusal ve meslekî bilgi ve düşüncelerin sorgulanması, yeniden üretilmesi, yaygınlaştırılması ve insanlık yararına uygulanması yolunda kesintisiz çaba harcamak. Bu çaba içindeki yetenekli bilim ve düşünce insanlarına katkıda bulunmak.”
BİSAV’ın önemli çalışmalarından birisi de yabancı dillerden Türkçeye, Türkçeden de yabancı dillere çevirilerin yapılmasıdır. Kurulan Tercüme Odası’nın amacı, seçkin Türkçe metinlerin birçok dilde okunabilmesini sağlamaktır.
BİSAV, 1986 yılında değerli ilim adamı hemşerimiz Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ve arkadaşları tarafından kurulmuş. Üç yıl içerisinde kuruluşunu tamamlayıp çalışmalarına başlamış. Bugün vakıf, Dr. Mustafa Özel başkanlığında, Dr. Fikri Gökbörü Kançal, Dr. Mehmet Köse, Dr. Mehmet Ali Pulcu, İsmail Köse ve Abdülhalik Damar’dan oluşan mütevelli heyet tarafından faaliyetini sürdürüyor. Günümüzde vakfın geldiği nokta ve gösterdiği performans her türlü takdirin üzerindedir. İnsanın hayran olmaması mümkün değil.
Günümüzde pek çok dernek ve vakıf gibi sivil toplum kuruluşları, gençlerin tahsillerini rahatça sürdürebilmeleri için ekonomik yardım ve burs verme faaliyetlerine odaklanıyor. Bu husus önemli, fakat bundan daha önemli olan bir şey daha var, o da; geleceğimizi emanet edeceğimiz gençliğin ilim, iman, irfan, kültür, aksiyon, sanat ve her yönden en iyi bir şekilde yetiştirilmesidir. Muhtaç olunan çap ve kalitede insan yetiştiremezsek, geleceğimiz karanlık ve tehlikede demektir. Bugün çektiğimiz sıkıntıların en büyük sebebi bu değil midir? Onca darbeciyi, darbe severi, hortumcuyu, parti menfaati için meclise militan sokmaktan çekinmeyen siyasetçiyi, millî-manevî değerlerimize düşman insanı yurt dışından ithal etmedik, bunları da biz yetiştirdik.
Mükemmel şekilde yetiştirilemeyen bir gençliğin topluma ne faydası olur, düşünmek lâzım. BİSAV, burs faaliyetleri yanında bu hizmetleri de yirmi yılı aşkın bir zamandan beri başarılı ve mükemmel bir şekildi ifa ediyor. Bir makale boyutunda vakfın çalışmalarını anlatmak mümkün değil. Gidip görmek, yapılan çalışmaları yerinde incelemek ve örnek almak lâzım.
İş adamlarımız ve zenginlerimiz, nafile hac ve yılda birkaç sefer gittikleri umre ibadetlerinde duydukları zevk ve heyecanı böyle insan yetiştiren vakıflara yardımda da duymalıdır diyoruz. Birçok vakıf, ekonomik sıkıntılar yüzünden istenilen faaliyetlerde bulunamıyor.
Gençliğin yetişmesinde büyük çaba sarf eden böyle başarılı güzel bir vakfı tanımış olmaktan büyük mutluluk duydum. Kurucularını, çalışanlarını ve emeği geçen herkesi candan kutluyorum. Hepsinden Allah razı olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ali Uz Arşivi