Başlanıp yıllarca tökezlenen uçak sanayii ve Demirağ’ın mektubu
"İstikbal göklerdedir" demiştir Atatürk ama ondan sonraki idareci arkadaşları ve bilhassa kurdurduğu partisi bu sözün anlamını kavrayabilmiş mi idi ki?
1937’ler de tayyare yapımcısına Atatürk’ün isteğiyle altmış tayyare ihale edilmiş, tayyareler hazırlanmıştı ama…
Atatürk’ün vefatı sonrası Hükûmet kontrol sırasında açılan çukura düşmesi ile ihaleyi iptal etmişler Nuri Demirağ’ı zor duruma bırakmışlardı!
Uçağı çukura düşmekle kalmamış, daha başka sanayiini de düşürüp Avrupa ticaretine yönelmişler.
Bu konuda yaptığım araştırmalar da daha genişlemesine okudukça, gerek özel gerekse de tüzel birçok girişimin başarısızlıkla sonuçlandığını öğrenmekle hayal kırıklığına uğramadım diyemem.
Bu hususta araştırmalarını serdeden Prof. Dr. Muhittin Şimşek’in “Düşünüyorum da, Nuri Demirağ, uçak sanayiinde destek görse idi, Türkiye ekonomisi, globalleşme sürecinin neresinde olurdu?" anlatımını düşündüm.
Nitekim şimdi TSK fabrikalarında yapılmakta ama aradan geçen yıllar bizim sanayideki görüş ve duruşumuzu daima dışarıya bağımsız olmayı yeğlemeyi neye bağlayabiliriz?
Söyleyecek çok şey var ama yapabilecek bir şey yok. İşin garip tarafı bu yanlış düşünceli kimselerin torunları da hâlâ aynı düşünceleri nedense atamıyor üstlerinden ki. Anadolu sanayicilerine "Yeşil, dinci vb. lakapları takarak kapanmalarını isterler.
***
Nuri Demirağ’ın olayında uçağın teknikle, uçuşla değil. Açılan çukura düşmesi THK ilgililerine fırsat veren bir tutamak olmuş(!)..
Sözleşme yerine gelmedi deyip ihaleyi de fesih ederek tayyareleri almaktan vazgeçmişler.
Zamanın Vatan gazetesi sahibi Ahmet Emin Yalman ve temsil komisyonculuğunu yaptığı Fransa şirketi bu fırsatı kaçırmayıp kendi uçaklarını satmakla kalmamış…
Demirağ'a Devletçe yapılmakta olan mali yardımın kesilmesini de(!) sağlamışlar. (demek ki, o zaman da devletinden evvel kendini düşünen kartel gazeteciler varmış!)
Çok zor bir duruma düşüp fabrikalarını kapatmakla çalışanlarının işsiz kalmaları ile karşılaşan Demirağ, Ankara Ticaret mahkemesi kararıyla da engellenmesi sonucu,( Hukukta kimden yana imiş o zamanlar demekki) birçok makama mektuplar yazarak yardım ister.
Başvurduğu Mareşal Fevzi Çakmak, çalışmalarını takdirle karşılamıştır. Fakat bir türlü ülke geleceği için hayati öneme sahip uçak sanayiinin gelişmesine yönelik olarak kimseden destek göremez.. Son çare olarak Milli Şef ve Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye şu mektubu yazar.
Daha ne olumsuzlukla karşılaştığını içler acısı mektuptan okuyalım.
***
".....göklerine hakim olamayan milletlerin yerlerde sürüneceğine, daha doğrusu yerin dibinde çürüyeceğine inandığım.için 3,5 sene evvel bütün personel ve araç gereci öz kaynağımızdan olmak üzere, memleketin ihtiyaçlarına tamamen cevap verecek büyük bir uçak endüstrisi kurmak istedim. Ve bu düşüncemi Mareşal Fevzi Çakmak'a arz ettim... Beni büyük bir aşkla tebrik etti. Bunun üzerine dünyanın en mükemmel tayyare ve teferruatını yapan memleketlere mütehassıslarım1a birçok kereler seyahat ettim. Tetkikat yaptım, yaptırttım. Ecnebi memleketlerde müteaddit kıymetli Türk gençleri ve işçileri okuttum, yetiştirdim ve yetiştirmekteyim. Fabrikalarımı sanat mekteplerinden yetişen en kıymetli Türk işçileriyle, en yeni ve modern makinelerle tezyin ederek buna müteallik muhtelif sanatı şubelerinde kurslar açmak, bilgilerini ameli, nazari genişletmek suretiyle de elemanlar hazırladım. Beşiktaş'ta kurduğum tayyare atölyesiyle Yeşilköy'de yapmakta olduğum modern uçuş meydanı, tamir atölyesi ve hangara ait plan-planlar ve bu maksatla satın alınan 1500 dönümlük arazi ve maden taharri ruhsatnamesi ve su kuvvetlerinden elektrik istihsali için değirmen ve baraj mahalli krokileri ve bu maksada hizmet emeliyle yaptırdığım 250 mevcutlu orta mektebe ait fotoğraflardan bir takımları ektedir.
Geçenlerde Beşiktaş'taki atölyemin senevî imalat kabiliyetinin tayini istendi. 300 mektep veya 150 antrenman yahut 50 avcı tayyaresi yapılabileceği cevaben bildirildi. Zaman zaman takdirler ve teşekkürlerle maddi ve manevi yardımlar yapılacağı ve siparişler verileceği Hava Kuvvetleri'nden tahriren ve şifahen bildirildi. Şimdiye kadar asarı fiiliyesi görülemedi. Bu babtaki emirlerin ve takdirnamelerin suretleri ektedir. Hava Kuvvetleri'nin bir çok yüksek tayyare mühendislerinden mürekkep teknik komisyonu tarafından ilk Türk tipi olarak belirttiğim bu tayyareye ait sandıklar dolusu yüzlerce aerodinamik ve statik resimleri ve hesapları mezkûr komisyonca aylarca tetkik ve performans tecrübeleri yapılarak mükemmel, normal mektep tayyaresi olduğundan Hava Kurumu'na tebliğ ve uçuş müsaadesini verdiği halde Türk Kuşu, memlekette yegâne salahiyettar bu fen komisyonun kararını dinlemeyerek tayyareleri kabulden imtina etmekte ve kaza hadisesi yüzünden vukua gelen teahhuru nazari itibara almayarak tayyare1eri almamakta ısrar ve teminat mektubu muhteviyatı olan 14,000 liranın, zapt ve avans verdikleri 40,000 lirayı istirdat etmişlerdir.
İşçilerim ve fabrika personelleri işsiz kalmıştır. Esasen şimdiye kadar tam ve kâmil bir mesaj sahası da bulamamışlardır. Bu müessese memleket müdafaası için faydalı bulunu yorsa, derhal sipariş verilerek yaşatılmasının temini ricasını havi Mareşal Hazretleri'ne çekilen ve şimdiye kadar cevabı alınamayan telgraf sureti ilişiktedir. Bu uğurda şimdiye kadar harcanan 1,5 milyon lira ile hoş karakterim buna müsait değil ya-farzı muhal 15–20 adet han, apartman yaptım, senede 150–200 bin lira kira alarak istediğim yerde gezer, tozardım. Hülasa, Türk'e ecdadından miras ve dünyaya numuneyi imtisal olmuş olan sipahi ligin, süvariliğin, serden geçti ligin bugünkü şekli de tayyareciliktir.
Gece gündüz, kış yaz, yağmur, çamur, kar, bora, fırtına manialarını bertaraf edecek, vatanın her bucağında şimdilik en az 60–70 yerinde modern uçuş meydanları ve yanı başında tamir atölyeleri, hangarları, müteaddit sınıf ve derecelerde mektepleri ve birkaç yerde tayyare ve motor fabrikaları yaparak havacılığımıza yüzlerce, binlerce, on binlerce, ihtiyat yapıcı, uçucu Yaratıcı elemanlar ve vesait yetiştirmek iktidarındayız. .
Tayyare süratidir. Mütemadiyen de süratleniyor. Havacılık işlerinin bu sürate ayarlanması için hepsi aynı rütbede ayrı ayrı nokta-i nazar taşıyan hava komutanlarının başlarına tepeden tırnağa, başından sonuna kadar mesuliyeti nefsinde toplayan "üzerine toz kondurulmamış" yırtıcı yaratıcı bir şahsiyetin (her memlekette olduğu gibi) bu mühim ve hayati işin başına geçirilmesi suretiyle tevsiini ve mahdut çerçeve dâhilinde bırakılmamasını, vatanın yegâne kurtarıcısı siz aziz büyük milli şefimden yalvararak kemali hürmetle arz ve niyaz ederim."
***
Demirağ, birçok kere İsmet İnönü'ye buna benzer mektuplarla başvuruda bulunmuş olmasına rağmen ne yazık ki olumlu bir cevap alamaz.
Ve böylece Uçak sanayiimiz düştüğü çukurdan yıllarca kalkamadığı bir tarafa Atatürk’ün açtığı Tayyare fabrikası da vefatını müteakip kapatılır.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.