Vazife çokluğu, fabrika durumu ve basına dönüş
Vazifelerim hayli kabarık…
Karayolları olarak. Eğridir Gölü kenarında dolgu ile yol yapımı.
Beyşehir yolu üstünde tehlikeli Albar varyantında yeni yol güzergâhı yapımı.
Eğridir Göl kenarı dolgusunu ihaleye verdik ama yolun yapımını karayolları olarak biz yapıyoruz. Şantiye şefimiz de olmakla beraber benim kontrolümde olan Eğridir kıyı yoluna üç güne bir sabahın yedisinde çıkıyor ertesi gün Konya’ya geliyorum.
Gelirken Albar varyantını yapan müteahhidin işini kontrol ediyor akşam yemekten sonra da…
Cemiyetin açtığı İngilizce ve Almanca kurslarını takip ediyorum.
Cumartesi ve Pazar günleri SAMMİTAŞ adlı şirketimizin genel başkanı olarak açtığımız ekmek fabrikası ile işlemlere bakıyorum.
***
Ekspres ismi altında kaliteli ekmek çıkaran fabrikayı şirket olarak çalıştırınca, geliri çok az oluyordu.
Ekmek fiyatı narhlı olup değiştiremezsiniz. İşçiler mesai yapınca, Pazar günü çift yevmiye alınca gelir bunlara gidiyordu.
Ekmek alan bakkalın akşam hesabı kapatmamasında ki uğraş.
Birde zabıta vardı.
Kesinlikle ölçümlü tartı kullanıp çıkardığımız ekmek için. Aralıklı olarak sözde kontrole gelen zabıta memurları…
Kendilerine ait terazide tartarak “ ekmeklerin tartısı eksik” deyip o günkü ekmekleri toplayıp götürüyorlardı. Öğrendik ki aş evine veriyorlarmış.
Şahıslara ait ekmek fırınlarında, işçiye mesai, çift maaş yok. Zabıtayı görüyorlar galiba ki(!) aş evine gitmiyor ekmekleri.
Böyle gitmez dedik fabrikayı kiraya verdik adam para kazanıyordu.
***
Şirketin yıllık genel kurul toplantısı için ilan verecektim.
Bize yakın olan Konya Postası Gazetesi’ne giderek ilanı verdim.
İlanı alan gazete sahiplerinden Sayın Süleyman Alagöz bana.
“Siz eski yazarlardan imişsiniz. Neye devam etmiyorsunuz?” diye sormuştu.
Bende anlatarak. “1953’de Yeni Meram Gazetesi’nde cemiyet sayfası çıkarıyordum. Yazı İşleri Müdürü Rahmetli Tacettin Öney makale yazmamı teklif etmişti. Bende 1954’de başladığım günlük makalelerimi.
Memur sınıfına geçtiğimiz 1974 yılına kadar yazmıştım.
Memur olunca makale yazamazsın dedikleri için mecburen bırakmıştım. Şimdi yazmıyorum.”
Sayın Mustafa Alagöz itiraz ederek.
“Hayır, siyasetin içine girmeden görüşlerinizi yazmakta serbestsiniz. Öyle bir kanun yok.
Gelin yeniden başlayın. Gazetemizin sayfaları açık bekleriz” demişti.
İnanamadım. Her zaman görüştüğüm diğer gazetelerdeki yazı işleri müdürlerine sordum.
Demokrat Konya Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Rahmetli A. Rıdvan Bülbül, doğru yazabilirsin gazetemizin sayfası açık” teklifinin aynısını Şehir Postası ve yeni Konya Gazeteleri de yaptı.
***
Bende aldım kalemi elime. 1954’de Yeni Meram Gazetesi sahibi Ahmet Bahçıvan’ın “Yaz ülen yaz. Yalan mı söylüyor? Doğruyu söylüyor” dediği ve yazdığım ilk makalenin başlığını aynen yazdım. “Konya’yı üvey evlat görüyorlar” olarak.
Zaten ara verdiğim 20 yıl içinde Konya problemleri aynen duruyor ve yenilerde eklenmiş oluyordu.
Götürdüm Konya Postası sahiplerinden Süleyman Alagöz yanında Mustafa Alagöz de alarak teşekkürle yazılarımı beklediklerini söylediler.
***
Konya’nın önemli problemlerinden olan, üzerinde iki de bir tekrarladığım temel betonu üstünde çimler mevcut Mevlânâ Kültür Merkezi, yedi ayrı bina düşünülen Beyhekim Hastanesi, Mavi Tünel, Hava meydanı, Hızlı tren, KOP, Teknik Üniversite, Ankara yolu çift yol olması ve bitümlü kaplamadan beton asfalta geçirilmesi ve üzerinde çokça durduğum…
Konya -Seydişehir ve Seydişehir –Akseki güzergahı olan Konya Antalya yolu.
Konya büyük şehir ve İlçe belediyelerinin eksik işlemleri yanında yaptıkları iyi işlemleri de bahsetme.
Tarihi yazılar bilhassa Kurtuluş Savaşı üzerindeki araştırmalarında gördüm işlemler, Türkiye’nin aleyhinde olan başta Amerika, İngiltere, Almanya, İtalya vb. devletlerdeki konuşma ve kararlar üzerinde yazılar…
Ramazan günlerinde bizzat yaşadığım eski ramazanları Ramazan ayı içinde sunmalar.
***
Bu tenkit ve tasvip işlemlerde geniş açıklama yapmayı şiar edindim.
***
Diyeceksiniz ki Senin yazdığın o problemlerin hepsi yapıldı.
Öylemi? Hani hava alanı? Beyhekimin yedi binası olacak iken sadece iki binasının yapımı. Karayollarında vazifeli iken Alacabel arkadan dolaşma teklifime önem vermezken kar ve tipi ile kapatılan yol için. Şimdi tünel yapımı. (oda ancak 1923’de hizmete girebilir.)
Diğer teklifim Seydişehir Susuz Yaylası – Tınaz Tepe varyantına bile daha yeni proje tamamladılar. 24 yıl sonra.
Diyeceğim şu ki. Halen ilkyazımın başlığı olan
Konya. Üvey evlatlıktan bir türlü çıkamadı.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
***
Ahmet Güldağ İngilizce kursiyerlerine izahat veriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.