Problemler, Hazreti Ali (RA), meyhane ve evlilik
Rahmetlinin vefatı sonrası problemler belirdi. Dairenin ve kızımızın ne olacağı.
İkimiz kalmıştık evde. Ben yemek yaparak halletmeye çalışıyordum ama.
Yorgun argın daireden geldikten sonra zor olmakta olması bir tarafa. Bazen yola gidince daha zor oluyordu.
Ne ise ki Seydişehir’deki Saliha annem çıktı geldi yardımcı oldu.
Kızımız benden ayrılmıyordu. Beni bir düşüncedir aldı.
Yeniden evlenmek istemiyordum. İyi ama Saliha annem yaşlı idi. Zor yardımcı oluyor ve Allah geçinden versin bir hal olursa çocuk ne olacaktı?
Ailesine vermeyi düşünme dahi istemiyor, verirsem şoka girebilir diyordum.
Saliha Annem de arkadaşlarda evlenmen lazım böyle gitmez diyorlardı.
***
Diğer taraftan oturduğum dairenin durumu ortada idi. Baldızlar hakkımızı isteriz derken…
Akıllarından her biri “Ben otururum” diye düşünüyorlarmış meğer.
Ben “Gelsinler tapuya. Hakları ne ise alsınlar” cevabıma. “Biz tapuya falan gelmeyiz” demeleri de problem oldu.
Hele bu ara bir olay oldu. Hazreti Ali (RA)’nin bir sözü aynen oluştu.
Bir toplulukta otururken Hafız olan bacanak bana hitapla.
“Baldızlar bana vekâlet verdiler. Orayı İzale-i Şüyu ile elinden alacağız…” deyince.
Başıma kaynar su dökülmüş gibi oluverdi. Bu hal dairenin gitmesi ile alakalı değildi.
Hazreti Ali (RA)’ye birisi “Şu adam senin için kötü şeyler söyledi” demesine Hazreti Ali (RA) “Ben o adama iyilik yapmadım ki söylesin. Söylememiştir.” Cevabını vermiş.
***
Bizim Hafız Bacanak işsiz güçsüz ev güveyisi olarak evlendiği rahmetli hoca kayınpeder yanında oturmaya başlamıştı.
Kayınpederin geliri yoktu. Varlıklı oğlu da nedense hiç ilgilenmiyordu.
Durumun iyi olmadığını gören ben ve rahmetli terzi Mehmet Bolanyığ bacanak ile fileleri doldurup yardımcı oluyorduk.
Bu böyle gitmezdi. Düşündüm ve bölge müdürüme durumu anlatıp aç bi açlar hafızı daireye işçi olarak alalım sevabına girelim teklifinde bulundum.
Beni seven müdür kırmadı. “Makine şefine söyle bir mülakat yapsın beğenirse işe alsın” demişti.
Makine Şefi Emin Bey mülakat sonu bana. Buna dini konu sordum onu da bilemedi ne diyeyim de alayım” demesine. Alması için ısrar ettim kırmadı. Atölyeye işçi olarak atandı. Yıllarca emekli oluncaya kadar çalıştı.
Evet, iyilik yapmış neticesini görmüştüm. Duydum ki baldızlar böyle bir vekâlet değil konuşmasını bile yapmamışlar.
Böylece daire işi muallakta kaldı.
***
Gelelim evlenme işine. Bundan da hayli işlemler oldu.
Yukarı komşu vefatın daha ilk haftasında evlenmek istersen birisi var beklerler demiş bende halen düşünmüyorum demiştim.
Aradan birkaç ay geçti karar verince komşuya söyledim. Komşu gün almış. Gittik görüştük cevabı sonra vereceklerdi.
Bir hafta sonra yaş yüksekliği var diye ret etmişler. İyide bunu evvel biliyorlardı ne gerek vardı çağırmaya diye düşünmüştüm.
Rahmetli yengem ile annesi bahçe komşusu imiş meğer. Konuşurlarken “Bir kısmet geldi ama her gün meyhaneye gidermiş” diye tarif etmiş.
Yengem “Ayol o benim yeğenim sigara bile içmez çok severim onu” deyince
“Öyleyse haber ver gelsinler” demesini yengem ulaştırdı. Öğrendiğimize göre baldızlardan soruşturma yapınca onlar “O her akşam meyhaneye giderdi” demişler
Buna inandıkları ağrıma gitti ve yengeme “Treni kaçırdılar deyiver” demiştim.
Rahmetlinin yeğenleri Fadime ve Zehra benim için başka bir yere başvurdular.
Bunu duyan baldız oraya telefon ederek “O her akşam meyhaneye gider” diye söyleyince onlarda ret cevabı vermiş.
Vermişler ama daha sonra, karayollarında ki arkadaşım konuşma esnasında söz edilince…
“Ne içkisi yahu? Sigara bile içmez çok temiz çalışkan bir arkadaş” deyince.
Onlarda “Bir haber ver de yeniden teklif etsinler” sözlerine cevabım “Treni kaçırdılar deyiverin” oldu.
***
Bir iki yerde de böyle olunca. Rahmetli Saliha anneme biraz mola verelim demiştim.
Bir Ramazan bayramı ziyaretinde rahmetlinin, rahmetli Hacer teyzesi gile gitmiştim.
Hacer Teyze “Neye evlenme işi yapmıyorsun? Hâlbuki rahmetli vasiyet etti. Neye vasiyetini yapmıyorsun? Sorusuna.
“Ne vasiyeti? benim malumatım yok anlatır mısın” sözüme anlattı.
“Rahmetli vefatından evvel kardeşlerine Ahmet’i evlendirirken Teyze kızımız Neriman'ı alın. Ahmet'e ancak o bakar vasiyet ediyorum” demiş bunu söylemediler mi sana?” anlatımına cevaben
“Benim haberim yok ve onlar aleyhimdeler söylemezler zaten” deyip ilave ettim.
“Sen bir ağızlarını yokla. Verimkâr ışığı verirlerse Annemi göndereyim” dedim.
Hacer teyze birkaç gün sonra “Anneni gönder” cevabı verince Saliha annem teklifini yapmış oldu.
Onlar rahmetli zamanında rahmetlinin günlerinde falan gelirlermiş yani bizi biliyorlar. Bu bakımdan galiba baldızlara soran mı olmadı? Yoksa yalan olanı söyleyemediler mi bilemem.
***
Bir hafta sonra bizzat kardeşi Mehmet Seçim bana ziyarete geldi.
Ziyaretinde durumumu açıkça söyledim. Kulaklık kullandığımı, yaşımı, kızım ve annemin yanımda devam edeceklerini söyledim.
Bir hafta sonra olumlu cevap geldi ve işlemlere başladık.
Böylece Neriman hanımla evlendik. Bir birimizden memnun olarak otuz bir senelik evlilik yaşamımızı mutluluk içinde devam etmekteyiz.
Rahmetli son deminde bile beni düşünmüş. Nur içinde yatsın.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.