Bağlı şantiyeler, şantiyelerle ilgili işlem ve akşam tekniker okulu
Anlattığım gibi. 12 m2’lik bir odada Yol Yapım Şefi aynı zamanda Müdür Muavini İnş. Yük. Müh. Harun Bayer’in masası yanında tek çekmecesi olan dört bacaklı masada çalışma yapacaktım.
Yol Yapım Şefliğine, üç büyük yol yapım şantiyesi bağlı idi.
Konya - Ankara, Konya – Ereğli – Çakmak ve Karaman – Mut yolları yapılmakta buradaki şantiye şefleri yaptıklarına ait rapor verip ihtiyaçlarını belirtiyor alınca şantiyelerine gidiyorlardı.
Bir gün şefim bana, doneler yazılı müsvedde kâğıdını vererek “Ahmet’çiğim bu bildirimleri kalem kalem düzenleyip daktilolara gönder yazsınlar” demişti.
Düzenlenen raporlarda. Ne kadar hafriyat? Ne kadar kum çekilip? Dolgu yapıldığı yazılı idi.
***
Bunları aylık olarak toplayıp genel müdürlüğe gönderiyorlar sözde yol için verilen ödeneğin ne kadarı harcandığı tespit ediliyordu.
Danimarkalı şirkette gördüğüm düzenlemeye hiç benzemiyor eksik oluyordu.
Hafriyatı dozer yanında hem kazan hem de dolgu yapan Tournapollar vardı. Dolgular o zamanlar keçi ayağı ile sıkıştırılmakta idi bundan bahis yoktu.
***
Cesaret edip şefime bunu açıklayarak daha geniş bir rapor yanında bunlara ait birim fiyatlarla işin hakikatine gidileceğini söyledim.
Şöyle bir düşündü. Bunu şantiye şefleri uzun iş sayarlar ama müdürle bir görüşeyim. Dedi. Uzatmayalım müdür beni çağırarak anlatmamı istedi. Ve çok güzel olacak şantiye şeflerinden bu şekil rapor keçiayağı kaç saat çalışmış toplayalım” dedi.
***
Gelen yeni raporlara göre yapılan işleri nafia bakanlığının fiyatlarına vurup yapılan işin maddi değerini çıkardım.
Beğenen müdür raporu genel müdürlüğe gönderdi.
Onlarda önce hayret etmişler ve genel müdüre göstermişler.
Genel müdürde beğenince talimat vererek…
“Bütün bölge müdürlüklerine yazın. Bundan böyle bu şekilde rapor göndersinler” diye.
***
Bizim müdür bu hareketimi beğenerek masama çiftli masa kalemi aldırtmıştı.
***
Bu arada cemiyet işlerim aksamıyor basınla daima ilişkim oluyordu.
Ben Ankara’da açılan akşam tekniker okulundan mezun olup daha iyi bir duruma gelmiştim.
Bu okulun Konya’da da açılmasına baş koyacaktım.
İki günlük izin alıp Ankara’da bakanla görüşmek istedim. Ertesi gün için randevu alabilmeme sevindim.
***
Bakana Ankara, İstanbul ve İzmir’de açılan bu okulun Konya’da da açılmasını. İhtiyaç olan okul binasının ve teknik öğretmenlerin bulunduğunu genişçe izah ettim.
Bakan güzel güzel de öğretmenlerin maaşı için ödenek yok bunu temin edin hemen açalım deyince dünya benim oldu.
***
Konya’ya döndüğümde hemen basınla ilişki neticesi ödenek toplayabilme haberlerini vermeye başladım.
Bu arada rahmetli Muhittin Güzelkılınç’la temas kurarak ticaret odasından, belediyeden, özel idareden yardım talebinde yardımcı olmasını istedim.
***
Okul açıldığında Konya’da bir yüksekokul açılacağının açıklamalarını her gün çeşitli haber arasında belirttim.
O zamanlar ki 1958 üniversite açalım düşüncesinin esamisi bile yoktu.
Ne yazık ki bu okulun Konya’da açılışından üç yıl sonra ayağa kalkan istek daha sonra üniversite nüvesi olarak başlamıştı.
Daha sonraki basın Konya’da ilk yüksekokul diye asla akşam okulunu yazmayıp üniversiteyi yazdılar halen de öyle…
Akıllarında bile yok akşam tekniker okulu.
Bu arada açıklama yapayım.
Bu tekniker okulu müfredatı şimdiki tekniker okulları ile alakası yok. İstanbul Yıldız Yüksekokulu’nda iki yıllık tedrisatla önce fen memuru, sonra ise tekniker olan yüksekokul mertebesindedir.
***
Okul için lüzumlu ödeneğin bulunmasında değerli valilerimizden Rahmetli Rebii Karatekin de hayli çaba gösterdi.
Okulun öğretmen gideri için ödenecek her yıl ki meblağı sabitleştirince Ankara’ya gidip durumu bakana anlattım.
Bakan da talimat vererek Konya’da okulun açılması için gerekenin yapılması emrini verdi.
01 Ekim 1959’da okulun açılış törenine Başbakan rahmetli Menderes’in emri ile onu temsilen yine rahmetli Baş Müsteşar Ahmet Salih Korur gelerek kordelayı kesti.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.