Asalet ve zenginliğin birbirleriyle doğru orantılı bir bağı var mıdır?
'Zenginlik' derken kastım, elbette akla ilk gelen şey: sahip olunan -kazanılan ya da edinilen- mal ya da para. Gönül zenginliğiden bahseden romantik bir tanım kullanmadım yani. En yalın ve soğuk haliyle zenginlikten söz ediyorum.
İşte bunun, asalet ile ilgisi var mıdır?
Ya da, asalet nedir?
Belki de ona biraz bakmalı.
Asalet, bir kan ve soy bağını gerekli kılan ve İngilizlerce 'mavi kan' olarak bahsedilen (mavi kan, ezoterik terminolojide şeytanîliği temsil eder, o ayrı konu) kraliyet ailesinden gelmekle mi, çok zengin olmakla mi, ya da, neyle ilgilidir?

**
Şimdi hemen burada, bugün yaşadığım ufak bir olayı anlatmalıyım ilkin:
İçinde yaşadığım, 6 bloktan oluşan sitemizin hemen arka sokağındaki inşaatlarda, geceleri olur olmaz havlamalarıyla biz site sakinlerinin uykusunu bölen ve haklarında son derece muzdarip olunan köpekler mevcut. 7 8 tane olacak, populasyonları. Oralarda bazen bir yere bağlanmış, bazen de serbest halde dolaştıklarını gördüğüm bu sokak köpeklerine günlük olarak ekmek ve su gibi temel ihtiyaçları temin ve tedarik eden, kısacası onları sahiplenen ve onlara bakan, berduş ve biraz da paspal görünüşlü bir karı koca var. Sokaktaki kağıtari falan topluyorlar bazen, görüyorum.
Çiftin kadın olanının ismi Nevin. 

**

Onu gördüğüm zaman mutlaka onunla selamlaşır ya da durum buna uygunsa iki çift laf ederiz. Durum buna uygunsa dediğim, yani, o an bir diyalog kuramayacak kadar birbirimizden uzak ve ters bir pozisyonda değilsek, anlamında. Sözü uzatmayayım, bugün arabayla evime doğru giderken ara sokakta ona rastladım. "Nevin Abla" dedim. O sırada yavru bir köpek vardı hemen yanında. "Bu köpeklere neden bakıyorsunuz, onları satıyor musunuz?" "Tövbe de kız!" dedi. "Bunları satandır..

** 

İnsanlık için bakıyoruz biz bunlara. Baksana şu yavruya..." deyip merhamet dolu bir ifadeyle o yavru köpeği gösterdi bana.
Eee?
Bu kadın asil değil mi yani şimdi? Kanının kıpkırmızı olduğu ve pek bir mülkiyet ve para sahibi olmadığı da kesin olan bu kadın, asil değil mi? Kraliyet soyundan gelmediği apaçık belli olan bu kadın? Sahip olduğu merhamet ve incelik, onu tek kelimeyle asil bir insan yapıyordu oysa!
Bir de, halk dilinde 'sonradan görme' diye bir tabir vardır bakın. Ona da bir değinmeden geçemeyeceğim. 

**

Son derece aşağılayıcı ve nahoş bir hakaret ifadesidir bu tanım, kabul ediyorum. Fakat, ruhunda hiç bir asalet, tevazu, yüce gönüllülük ve doygunluk barındırmayan ve 'parayı sonradan bulan' bünyeler için son derece 'açık veren' gülünç haller ortaya çıkar böyle bir senaryoda bazen, bilirsiniz. Para, kompleksleri temizlemek şöyle dursun, eğitilmemiş bir kişiligin kirli dehlizlerinde kalan ve biriken pisliği ve rezaleti ortaya çıkaran bir turnusol kağıdı işlevini görür bu durumlarda. Toplumda, başkalarının üzerinde, para sayesi ve vasıtasıyla bir egemenlik ve üstünlük kurma çabasıyla edinilen lüks arabalar ve pahalı markaların eşyası ve giysileriyle, bünyedeki aşağılık kompleksleri kapatılmaya çalışılır ki az evvel 'açık veren' hallere dahil olan bir durumdur bu. Oysa, "Asil azmaz, bal kokmaz" demiş büyüklerimiz. Hülasa, asalet ve zenginliğin birbirleriyle doğru orantılı bir ilişkisinin olmadığı kesin bilgidir, yayabilirsiniz. Bir de, Nevin Abla'nın sahip olduğu asaletten dilerim son olarak, herkes için.