Acemi İşi
Başlangıçlarımızda, gidişatımızda bir acelecilik ve acemilik hüküm sürüyor. Düşe kalka, yürüye çarpıla ilerliyoruz. (Hangisi) doğruyu seçmek kolay değil.
Zaman zaman “Hayat acemisi” gibi bir tabir kullanılıyor. Neticede dünya bizim için gizemli, yaşamayı daha önce, bu gezegende tecrübe etmedik, yabancısıyız ve hayat geri dönüşsüz.
Gerçi umumiyetle her konuda bilgiç, allâme, üstat(!) kesilebiliyoruz.
Yaşadıklarımız genel bir hayat seyrinin mutat gelişim, durak noktaları olsalar, bize gelen bir bilgi aktarımı, müktesebatımız bulunsa bile; bunları yenice tadıyoruz.
Benzer deneyimlerle karşılaşsak da; olay, kişiler, değişik kılıklarla karşımıza çıkıyor, atmosfer durum farklılaşıyor.
Ya da biz zaman içerisinde sıra dışı bir konum, hal, tavır alıyoruz ve karşılaşılanlar, maruz kalınanlar yine türlü anlamlara bürünüyor, mevcut yorumları çeşitlendiriyor ve bizi şaşırtıp acemi kılıyor.
Sürprizler, beklenmedik durumlar, hadiseler karşısında aczimizi vurgulayan, problemler önünde belimizi büken; Asli bir Güç’e, İRADE ve KUDRETE işaret eden şartlar ise, Benlik algımızı alt üst ediyor.
Bir de acemiliğimizin, cehlimizin ayrımına varmadığımız ve diğer birikimlere deneyimlere önem vermeyip, hakikat arayıcılığına çıkıp, inceleyip araştırmadığımızdan ömür boyunca gelen yanılgılar ile yüzleşmeler peşimizi bırakmıyor.
Zaaflar hep sürer gider; iyinin doğrunun güzelin acemisiyizdir, sahtelerine vasıfsızına takılır kalırız. Ayrı hikâyedir.
Maddi- manevi, özel-genel sarsıntılar, rüzgârlar, engeller, duvarlar zorlasa da; herhalde bizi yoğuruyor ve yeni insan tanım(a)ları meydana getiriyor.
Kendimizi ne kadar yetkin, yukarda, bilgi ehli gibi görsek de; varlığımızın nasıl “izafi” olduğunu, hudutlarımızın zannedildiği kadar geniş ve bizim sanıldığı kadar özgür olmadığımızı belki ancak o vakit görebiliyoruz.
Eğiticilerimiz, ustalarımız, bize nüfuz eden, kısmen acemiliklerimizi giderecek veya besleyecek, talebelikte ilerletecek, geliştirecek kim(ler), hangi etmenler mevcut o da başka bir konu.
Onun için belki de rehberlere, bilgelere, yön verişlere, elvermelere ihtiyaç duyuyoruz.
Aydınlık yollarda yürüdükçe, değişik üretimler, bilgiler, kazanımlar, yol açılışları, bakış açıları doğuyor.
Hayatı ve insanı değerli kılmak, acemilikten kurtulmak bir tekâmül ve gelişim sürecini gerektiriyor vesselam.
Mühim soru: Acemiliğimiz ne zaman çıkar ki, biter mi?
…
Not: Bu yazı yazıldığında seçim sonuçları belli değildi, okunduğunda ise malûm.
Milletimize, hayırlı olsun diyorum.
Mutlu, müreffeh yarınlar diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.