30 Ağustos’un Işığında Yürekte İz Bırakan Yolculuklar
30 Ağustos’un Işığında Yürekte İz Bırakan Yolculuklar
İnsanoğlunun hayatında bazı aforizmaları, özlü sözleri veya mefkureleri anlaması çok zor olabiliyor.
Bunları anlayabilmesi için, ufkun müsebbibi kişilerle görüşülmesi, etki ettiği coğrafyaları dolaşması gerekiyor. Burada da insanın kendi eksikliğinden ziyade, o ufkun sahibi kişilerin zihin dünyasıyla düşünebilmenin yolunun buradan geçmesidir asıl sebep.
***
İşimiz gereği çok seyahat ettiğimiz için bu noktada kısmen şanslıyız diyebilirim. Ancak benim gibi duygusal kırgınlık eşiği çok düşük olanlar için bu seyahatlerin etkileri bazen uzun zaman geçmiyor.
***
Güney Afrika'ya gönderilen dört mezhep imamı, Ebubekir Efendi'nin kabrini ziyaret ederken; Kosova'nın başkenti Priştine'de, Osmanlı'nın savaş meydanında şehit düşen tek padişahı I. Murad'ın huzurundayken ve Saniye teyzemizden Sırpların zulmünü dinleyip türbe için yaptıklarına birebir şahit olurken; Türkiye'de kimsenin ismini dahi bilmediği dönemde mecliste Arakan'ı gündeme getiren Erbakan hocamızın “Yeni Bir Dünya” mefkuresini düşünürken; ve Afrika'daki mazlum insanların yüzünü bir şişe su ya da küçük bir şekerle güldürürken, insanın gönlü elbette hüzünleniyor, gözü yaşarıyor.
***
Balkan’larda dolaşırken, buradaki insanlarla görüşürken, yüzlerindeki kırışıklıklardan çektiklerini tahayyül ederken kendimi Osmanlı iyiki buralara gelmiş de insanları zulümden kurtarmış diye dua ederken buluyorum.
***
Afrika’da bir çocuğun yüzüne gülücüğü kondurduktan sonra düşünürken diyorum ki, “İyi ki Erbakan hocamızın öğrencisi olmuşum ve iyi ki YENİ BİR DÜNYA gibi idealimiz var!”
***
30 Ağustos’u geride bıraktık.
Allah atalarımıza rahmet etsin, merhamet etsin.
İyi ki mücadele etmişler, iyi ki dünyanın her yerine barış götürmeye gayret etmişler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.