Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

15 Temmuz Alacakaranlık Kuşağı

15 Temmuz Alacakaranlık Kuşağı

Bu ve önümüzdeki hafta boyunca yazılı ve görsel basında en çok okuyacağınız ve duyacağınız ifade, FETÖ nün 15 Temmuz’da gerçekleştirdiği darbe girişimini tüm düşmanların işbirliğine rağmen, nasıl kahramanca püskürttüğümüz üzerine söylenen sözler olacaktır.

Geçtiğimiz yirmi yılda Türkiye siyaseti ve ekonomisi üzerine yazılan her yazıda, başlangıç paragrafında olmasa bile içeriğinde, “dış güçler” veya “üst akıl” denilen ne olduğu bir türlü tam olarak ortaya konulamamış gücün etkilerden bahsedilir.

Aslında biraz daha geriye gidip dış müdahaleleri, 1960 ihtilali ile hatta Tanzimat dönemindeki olaylarla bile başlatmak mümkündür.

Ama “Biz tarihi şan ve şerefle dolu büyük bir milletiz” düşüncesiyle yaşananlar, genelde çabukça unutulduğu için nereden başlatırsanız başlatın, geldiğimiz nokta ve vardığımız sonuç aynı olacaktır.

Bizim memleketimizde işbaşına gelen her yönetimin söylediği beylik laflar vardır.

“Kapsamlı bir dışa açılma ve programı uygulamaya konularak ihracata dayalı büyüme yaşanacak” gibi.

Veya “kalıcı, sürdürülebilir ve adil bir büyüme politikası ile enflasyonla mücadelede etmek” gibi.

Ya da “ Başta SGK olmak üzere kamu açıkları ile mücadele ederek yüksek büyüme performansı yakalamak” gibi.

Hatta “Türkiye yüksek enflasyonla birlikte reel büyüme oranını yakalamak ve sürdürmek” gibi.

İyi de bizi hale neden geldik veya kim hangi politikalarla bizi bu çıkmaza soktu diye sormak bu ülkede hiç kimsenin aklına neden gelmez.

Gelmez ya da getirmezler, düşünmeye bile fırsat vermezler.

Çünkü politikacılar ülkedeki ve ekonomideki olumlu ya da olumsuz tüm gelişmeleri milletin anlayamayacağı şekilde birbirine karıştırılan rakamlarla çarpıcı bir şekilde sunması kanıksanmıştır.

Şu kadar köye yol yaptık, şu kadar çeşit mal ürettik, şu kadar kilovat elektrik üretiyoruz, şu kadar milyar dolar ihracat yaptık gibi sözler duyarsınız ama neden yüzyıldır ithalatımız hep ihracatımızdan milyar dolarlar fazladır açıklanmaz.,

Hatta ihracatımızın en büyük kısmının FETÖ destekçisi ABD ve AB ülkelerinden olduğu da söylenmez. Çünkü açıklandığında bir arpa boyu kadar yol gittiğimizin ispatı olan büyük bir resim geliverir önünüze.

Bu durumun oluşmasında ve devletin siyasi ve ekonomik olarak bir açmaza sürüklenmesinde en büyük rol dış mihraklara yüklenirken FETÖ ye verilen 40 yıllık desteğin yanında oy kaygısıyla erken emeklilik, tarım ve kamu istihdamındaki ölçüsüz kaynak nepotizmin suçlusu hiç gündeme getirilmez.

Ülkenin bugünkü noktaya gelinmesinde politikacıların politik iktidarlarında umursamadıkları yolsuzluklarda aynı derecede sorumlu olan üst düzey politika belirleyicisi olan bürokratlar ve özellikle 1990'lı yıllarda oynanan oyuna seyirci kalan hatta destekleyen iktisat entelektüelleri denilen üniversite öğretim görevlileri de bu alacakaranlık kuşağının sorumluları arasındadırlar.

Ekonomisini ve siyasetini ABD ve NATO’dan bağımsız hale getiremeyen bir ülkede 1960’dan bu yana 5 kes askeri ihtilal ve darbe girişimi yaşamış bir ülkenin insanlarının hala milli gelirinin yükseltildiğine inanmasını çok görmemek gerek.

15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen ve sadece Türkiye’nin değil tüm Ortadoğu coğrafyasının güvenliğine yönelik emperyalizm girişimi sıradan kalkışma düzeyine indirgendiği için, millet olarak bir türlü alacakaranlık kuşağından çıkamıyoruz.

Hâlbuki 15 Temmuz darbe girişimi olayını doğru bir biçimde tanımlayarak, silahlı darbe olarak görüp sorumluları hakkında bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkaracak bir meclis araştırması yaptıktan sonra, sorumluları adalete teslim edilebilseydi gelecek endişesi de ortadan kalkmış olacaktı.

FARKINDA MIYIZ?

Türkiye’nin ittifak ilişkisi kurduğu devletler ve uluslararası örgütler hakkında hiçbir çekincede bulunmadan, uluslararası hukuk perspektifinden kaynaklanan hakla 15 Temmuz eylemlerini ABD ve NATO ile ilişkileri bağlamında ele almadıkça güvensizlik ortamı devam edecektir.

15 Temmuz sonrasında Türkiye’nin vermiş olduğu mücadelede, müttefikleri tarafından yalnız bırakıldığı ve beklenen desteğin verilmediği gerçeğinden hareketle, stratejik ortaklık ilişkisi içinde bulunduğumuz ABD nin FETÖ ve diğer terörist organizasyonlar aracılığıyla, Türkiye’nin varlığına dolaylı yollardan savaş açtığı düşüncesi de asla ortadan kaldırılamayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi