Konyaspor, Kayseri Erciyesspor’u yenerek moral kazandı ve güven tazeledi..
Elazığspor ve Kasımpaşa yenilgileri nedeniyle zirve takımlarının gerisinde kalan yeşil-beyazlılar için Elazığ maçı büyük önem taşıyordu..
Kartallar, ya bu maçı kazanarak yola devam edecekler, yada ilk iki umutlarını tamamen yitireceklerdi.
Bu nedenle, Konyaspor’un Erciyes maçını mutlaka kazanması gerekiyordu. Tek golle de olsa galip gelen Konyaspor hem yarışa devam etti. Hem moral kazandı ve güven tazeledi.. Konyaspor, kaybetmiş olsaydı sıkıntı daha da büyüyecekti..
Futbol olarak çok olumlu konuşmak doğru olmaz.. Ama, kaybedilen iki maçın ardından oluşan stres nedeniyle Erciyesspor karşısında sergilenen futbolu normal karşılamak gerekir. Yanlışlar, eksikler yok mu? tabiî ki var ama, bu koşullarda  iyi veya kötü futbol üzerinde durmak yersiz olur.. 
Sadece söylenecek ve üzerinde durulacak konu, teknik adamların yine oyuncu değiştirmede cimri davranmaları olabilir.
Ancak, maçın geneline baktığımız zaman, her ne kadar iki-üç kez düşmesine ve pozisyon kaybetmesine karşın Recep takımın en çok koşan, en çok mücadele eden futbolcusu olarak dikkat çekti.. Defansı ise kutlamak lazım. Erdinç ve Selim rakibe geçit vermediler.. Tolga ve Abdullah ise son haftalarda ilk 11’de yer almalarına rağmen görevlerini yaptılar. Her iki futbolcu da ilerleyen haftalarda eminim ki, çok daha iyi olacaklar ve Konyaspor iki futbolcu daha kazanmış olacak..
Hakan Aslantaş’ın Bursaspor’a transferine izin verilmesindeki doğruluk burada bir kez daha karşımıza çıkmakta.. Konyaspor, bu futbolcudan hem para kazandı, hem kasasından para çıkmayacak, hem de Tolga gibi genç futbolcu kazanıldı.
Kartallar, bu hafta ise, deplasmanda ligin ilk yarısında tek yenilgiyi aldıkları Tavşanlı Linyitspor ile karşılaşacaklar..  Rakibin geçen hafta Bucaspor’a karşı farklı kazanması büyütülmemeli.. Konyaspor, inanıyorum ki, Tavşanlı deplasmanından puanla dönecektir..
Türkiye Futbol Federasyonu yönetim kurulu, olumsuz sonuçlanan olağanüstü genel kurulun ardından toplanarak göreve devam kararı aldı.
Aslında, Futbol Federasyonunun daha önce gerçekleştirilen olağan genel kurulunda başkan seçilen sayın  M. Ali Aydınlar’ın Türk futboluna bir çok katkı sağlayacağına inanıyordum..
Kurumsallaşmanın ne olduğunu çok iyi bilen, sayın Aydınlar ve yönetim kurulu ne yazık ki, zor bir dönemde görev yapıyorlar.. Şike iddiaları Federasyon yönetimini sıkıntıya soktu. İnanıyorum ki, Futbol Federasyonu Başkanı Aydınlar ve yönetimi, Bu nedenle yapacakları çalışmalara el atamadılar..
Ligin başında başta Beşiktaş olmak üzere bazı takımları kurtarma adına yabancı futbolcu kontenjanını serbest bırakarak yanlış bir karara imza atan Federasyon Başkanı ve yönetimi, şike konusunda da yükü kulüplerin üzerine atmak için Federasyonu olağanüstü genel kurula götürme gibi ayrı bir yanlış kararı onayladı..
Federasyon, bununla da kalmadı, şike konusunda karar verme yetkisini de yönetimin üzerinden alarak diğer kurulların üzerine attı.  Dahası, diğer kurulları da işe ortak etti.
Konuyla ilgili Federasyon açıklamasında ne deniyor, “söz konusu soruşturmada inisiyatifin artık TFF yargı kurullarında olduğunu belirtmek isteriz. TFF Yönetim Kurulu; Etik Kurulu, Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu’nun konuyla ilgili raporlarına ve alacağı kararlara saygı gösterecektir. Tüm kamuoyundan da çıkacak kararlara aynı saygıyı göstermesini bekliyoruz.”
Evet, acil karar almak yanlış olur. Lig bu sezon böyle devam etmeli. Ama, sezon sonunda Türkiye Futbol Federasyonundan beklenen, cezaların kesilmesi olmalıdır.. Kim yaptıysa, hangi takım şikeye karıştıysa cezalandırılmalıdır.
Türk Futbolu anca bu şekilde temizlenir.. Yoksa 58. maddenin değiştirilmesi, küme düşmenin bir defaya mahsus kaldırılması Türk futbolunda yaşanan kaosu çözmeyeceği gibi daha da kötüye götürecektir.
Futbol Federasyonunun acil yapması gereken bir diğer önemli konu da, kulüplerin yapısının değiştirilmesi ve mali kaynakların teminat çaltına alınmasıdır.