YAZIK OLDU BÜTÜN BİR NESLE!
Yaşadığımız asırda yüce dînimizin koyduğu ölçülere göre hayâtımızı biçimlendirmek nefislere zor geliyor zira etrâfımız nefse hoş gelici şeylerle çevrili. Bir yandan dînin pek çok rüknünü yerine getirme imkânı olduğu halde keyfe göre hayat sürdürenler, bir tarafta dîni yaşamak için tahammülü zor işkencelere uğrayıp acı çekenler (Uygur Türkleri, Arakanlılar..), bir tarafta Hz. Allâh’ın arzında O’nun sâhibine âsi olanlar… Günahların biri bin para sanki. Kimse bir şey demeyince, yasak konmayınca herkes özgür bırakılınca insanlar günah, yasak, kural filan tanımıyorlar. Canları nasıl istiyorsa öylesi bir serbestiyet içerisinde âdeta günlerini gün ederek vur patlasın, çal oynasın tarzında hayat geçiriyor insanlar. Bu kadar serbestlik de olmaz canım. Her şeyin bir ölçüsü, dengesi olmalı. Ölçüsüz hayat ahlaksız, yaşanmaya değmez rezilliklerle dolu bir hayattır. Bu feci tablo nasıl Müslümanların tablosunu yansıtabilir?
Bir de istismarcıların farklı bir boyutu var. Onlar toplum hayâtındaki açıklardan derhal giriyorlar. Neyi ifsâd etmek istiyorlarsa hemen hızlı bir dalışla medya yoluyla bir algı operasyonu ile istenilen hedefe ulaşmak için yoğun tuzaklar kuruyorlar. Geleceğe dâir yıkmak istedikleri adına şu an büyük efor sarf ediyor yıllar sonra bile olsa amaçlarına mutlaka ulaşıyorlar. Eski sâlih, ârif, ilim erbâbı güzel müminler şimdi olsaydı; bugünkü Müslümanların hâline bakarak; ‘Vah size, nasıl bu hâle geldiniz? Gerçekten siz Müslüman mısınız?’ diye sorarlardı. Yâni hâlimiz hiç Müslümanlara yaraşır vaziyette değil. Bu bozuk hal bile fitnecilere yetmiyor bizi daha da bozmak için uğraşıyorlar. Biz bütün okullara İmam-Hatip Liselerinin müfredâtı konsun derken adamlar, ne idüğü belirsiz sahte bir şeyh bozuntusunu tacizci diye ortaya attılar. Ortalık çalkalandı. O rezil şeyh bozuntusunun yaptığı bir pespâyelikten bütün tarikatlar, şeyh efendiler ve dahi İmam Hatipler yargılanıyor. Pes doğrusu!!! Tabi böylelikle halkın dîni kişilere, kurumları itimâdı kalmıyor. Adamların istediği de bu, değil mi?
O rezil şeyh bozuntusunun yaptığı rezilliği onu ayyuka çıkaranlar her gün her gün fazlasıyla yapıyorlar. Didim Belediye başkanının yaptığı pislik, rezillik üzerinde hiç konuşulmuyor, kimse bu ahlaksızlığı kınamıyor. Niye? Önce kendilerine bakmalı bu utanmazlar. Bizler de oturduk sanki bütün Müslümanlar suçluymuş gibi kendimizi savunmaya geçtik, olacak iş mi bu ya? Asıl ‘İslam gibi şerefli bir din böylesi rezillerin ağzına düştü’, diye biz üzüyoruz. Bu yetmedi bir de İmam Hatiplilerle uğraşıyorlar. Tertemiz, şerefli, ahlaklı, doğru, dürüst bir nesli dillerine dolayan aşağılık insan müsvetteleri var. O rezilleri Hz. Allah’a havâle ediyoruz. En kısa zamanda soyları tükensin inşaALLAH.
Bu kadar pisliğe, rezilliğe, günaha Cenâbı Hak nasıl sabrediyor, diyoruz şu küçücük aklımızla. Bu kadar inkar bataklığında yüzenleri Mevla hâlâ nasıl yaşatıyor? Diyesimiz geliyor. Amma Allah Azze ve Celle ‘es-Sabûr’ ismi celiliyle, günahkarlara mühlet veriyor, belki pişman olurlar diyerek acele etmiyor. Gücü yettiği halde onlara kahretmiyor. Âyeti kerimede onlar için: “Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden cezâlandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir müddete kadar erteliyor. Ecelleri geldiği zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de öne geçebilirler.” (Nahl, 61) Buyruluyor.
Ne yazık ki bugün Müslümanlar, geçmişte kavimleri helak eden suç ve günahların hepsini işlemiş vaziyetteler. Ve hâlâ da pervâsızca işlemeye devam ediyorlar. Sosyal hayat içerisinde öyle açık, net ve alenen günahlar işleniyor ki, bir Müslüman olarak gerçekten âdeta kanımız donuyor, içimiz titriyor, vicdânımız sızlıyor.
Bir bakıyorsunuz ufacık bir meseleden dolayı kavga çıkmış bu sebeple birbirini kıyasıya dövenler, bıçaklayanlar hatta öldürenler… Halbuki bizim dînimizde; ‘Mâsum bir insanı öldürmek bütün bir insanlığı öldürmek gibidir.’ Dîni hakikat böyle olduğu halde, insan öldürmek büyük günah halde, bugün insan ölümleri sıradanlaştı. İnsanın kendini öldürme yetkisi yokken o can Allâh’a âitken ve aziz kılınmışken intiharlar yaygınlaştı. Ne acı!!!
Zina yapmak serbest, fuhuş serbest, her türlü ahlaksızlık sokaklarda ulu orta serbest… Lezbiyencilik, homoseksüellik ve dahi diğer sapkınlıkların yayılması ve meşru olması için bu pislikleri savunan soytarılar seslerini yükseltiyorlar… Yalan söylemek, iftira atmak, şirk koşmak, büyü yaptırmak, haram yemek piyasada geçinen her insanın normal gördüğü şeylerden. Kumar oynamak, fâiz yemek, içki içmek, uyuşturucu kullanmak da ne var? Kişinin kendi tercihi, istediği gibi hayâtını yaşar, kime ne? Deniyor. Emânete hiyânet etmek, insanları çekiştirmek, laf taşımak, insanları birbirine düşürmek, insanları küçük görüp aşağılamak hep yapıla gelen temel ahlak kalitesizlikleri…
Yazık oldu bütün bir nesle, yazık oldu bütün bir insanlığa…
Kur’ân’ı ve Sünneti Rasûllâh’ı önemsemeyenlerin olacağı hal sonuçta buydu. Büyükler bunu gördü ve hep Müslümanları uyardılar. Ancak o uyaranlar da idam sehpâlarına çıkarıldı, cezâevlerine konuldu, bâzıları bir şekilde susturuldu. Halbuki işlenenlerin hepsi dînin koyduğu büyük günahlardı. Peki, ne oldu? İşte netice ortada duyarsız, hissiz, ahlâkî özelliklerini yitirmiş, iffet ve namus anlayışını bitirmiş, yoz bir nesil ortaya çıkardılar.
Yazık oldu bütün bir nesle!
Nurten Selma ÇEVİKOĞLU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.