Yalnızca Hak Rızası İçin Yapılan Güzel İşler
Allah dostlarından birisi, gözleri görmeyen bir misâfiri için güzel ve gösterişli bir sofra hazırlatır. Etrâfındaki insanlar bu duruma hayret ederler, ‘gözleri görmeyen biri için bu denli ihtişamlı bir sofra hazırlatmanın anlamını çözemezler ve nihâyet, bu davranışının sebebini o değerli kişiye sorarlar. Cevap olarak, o büyük zat der ki; ‘Evet misâfirimin gözleri görmüyor ama Allah Teâlâ Hazretleri görüyor.’ Demek ki, yaptığını sırf Rabb’inin rızâsı için yapana, karşındakinin hâli, durumu etkin olmuyor.
Osmanlı zamânında Ramazan günlerinde pek çok zengin, hiç tanımadıkları muhitlerde tebdîli kıyafet yaparak mahalleleri gezerler, bölgedeki bakkal, manav ve dükkânlara girerek onlardan ‘veresiye defteri’ni çıkarmalarını isterlerdi. Baştan, ortadan ve sondan rastgele bâzı sayfalarda yazılı borçları toplattırıp, çıkan miktarını öder ve;‘ Bu borçları silin! Allah kabul eylesin!’ der, kendilerini tanıtmadan çeker giderlerdi. Borcu ödenen, borcunu kimin ödediğini; borcu sildiren de, kimi borçtan kurtardığını bilmezdi. Ecdat âdeta; ‘sağ elin verdiğini sol elinden bile saklarlardı.’ Mümkün mertebe yaptıkları iyilikleri Allah (c.c) rızâsı amaçlı yaptıklarından, gizli yapmaya özen gösterirlerdi. Kendi nefislerine pay çıkmasın diye, yaptıkları iyilikleri gizlice yaparlardı. Kendilerine yapılan kötülükleri, kendi yaptıkları iyilikleri de hemen unutup yenisine başlarlardı. Bunlar fazilet örnekleridir. İnsanı mutlu eder, vâr olan gamı kederi de yok eder.
Cenâbı Hak bu konuyu Kutsal Kitâbında açıklıyor: "Biz sizi ancak Allah rızâsı için doyuruyoruz, bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz.’ Doğrusu biz çetin ve belâlı bir günde Rabbimizden (O’nun azâbına uğramaktan) korkarız, derler. İşte bu yüzden Allah, onları o günün fenâlığından esirger; (yüzlerine) parlaklık, (gönüllerine) sevinç veriri…”(1) Her şeyi Allah (c.c) rızası için yapanlar, yaptıklarının karşılığını beklemezler. Böylelerinin yüzleri ak ve paktır, yürekleri ise sevinç doludur. Kendileri ne kadar sıkıntı içeresinde olsalar da, onlar hallerini belli etmezler. Böylelerinin iç güzellikleri, çehrelerine akseder. İşte hayâtı bu boyutta yaşayanlar hep neşeli, dinç ve huzur içinde olurlar..
Açları doyurmak, fakir fukaranın ihtiyâcını karşılamak, yetimi mağduru kollayıp gözetmek, Kur’ânî ifâdeyle ‘zor geçidi aşmak’tır. Allâhu Teâlâ Yüce Kitâbında: “Fakat o, zor geçidi aşamadı. O zor geçit nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi yâhut aç-açık bir yoksulu doyurmaktır." (2) Tabi bu azgın nefse zor gelir ancak yetimi ve yoksulu doyurmak, zorluğu kadar bereketli ve hayırlı bir hizmettir. Bu hayırlı hizmeti kaçırarak, zor geçidi aşamayanlar, ahrette pişman olacaklardır: “Ancak, defteri sağdan verilenler böyle değildir; onlar cennettedirler. Suçlulara: ‘Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?’ diye sorarlar. Onlar derler ki; ‘Namaz kılanlardan değildik.’ ‘Düşkün kimseyi doyurmuyorduk.’ ‘Bâtıla dalanlarla biz de dalardık.’ ‘Cezâ gününü yalanlardık.’ ‘Ölüm bize o haldeyken geldi.’ Artık onlara, şefaatçilerin şefaati fayda vermez.” (3)
Allah Teâlâ, müminlerin imkanları ölçüsünde açları doyurmalarını istiyor. Bunun yanı sıra bu güzel işin yapılmasının teşvik edilmesini istiyor: “Rabbin denemek için bir insana iyilik edip, nimet verdiği zaman, o: ‘Rabbim bana değer verdi’ der. Ama onu sınamak için rızkını daraltıp, bir ölçüye göre verdiği zaman: ‘Rabbim bana hor baktı’ der. Hayır; yetime karşı cömert davranmıyorsunuz. Yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz" (4) İslam’da paylaşmanın, yardımlaşmanın önemi büyüktür, bununla sosyal hayattaki birçok yara giderilmiş olur. “Allâh'ın sana verdiği şeylerde, âhiret yurdunu gözet, dünyâdaki payını da unutma; Allâh'ın sana yaptığı iyilik gibi, sen de iyilik yap; yeryüzünde bozgunculuk isteme; doğrusu Allah bozguncuları sevmez’ demişlerdi.” (5) Âyetten anlaşılacağı üzere yüce Mevlâmız birbirimize iyilik ve hayırlar yapmamızı istiyor.
Bol iyilikli, hayır-hasenat dolu güzel günler diliyorum efendim. Hayırlı Cumâlar.
1) İnsan, 8-9-10-11
2) Beled, 11-16
3) Müddesir, 39-47
4) Fecr, 15-18
5) Kasas, 77
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.