Esat Ergener

Esat Ergener

Büyük Resim

Büyük Resim

Konya ofisimizin yanında bir mescit bir de cami var. İkisi de Selçuklu döneminden kalma. Yani nereden baksanız, en kötü ihtimalle 730 yaşındalar.

Her ikisinin de durumu gayet iyi. Klasik Selçuklu mimarisini pekala görebiliyorsunuz. Taş yapılar. Kışın sıcak, yazın soğuk. Akustik desen var, çekicilik desen var, sanat desen o da var.

Hemen yanında ise azami 50 yıllık binalar duruyor. 5-6 katlı, gözü yoran, çirkin ve her tarafı dökülen binalar. Dokunsan yıkılacak tarzı.

“Büyük resim”ci bir tayfa var ülkemizde malum.

Bazen düşünüyorum da, acaba 700 – 800 yıllık eser yapmış bu insanlar da büyük resmi mi düşünüyorlardı? Yoksa hiç böyle niyetleri yoktu da tek dertleri insanlara faydalı olmak mıydı? Zaten, “Halka hizmet hakka hizmet!” değil mi?

Büyük resmi düşünen tayfaya bir bakın. Değil bu millete, ülkeye; kendine dahi faydası olmayan, tek derdi 3 günlük ömründe maddi sıkıntı çekmeden konuştuklarını yapmama üzerine kurduğu şaşalı dünyasında sıkıntı yaşamamak.

Evlenir, canı sıkılırsa boşanır.

Ortaklık yapar, kavga eder ayrılır.

Siyasi parti, futbol takımı destekler, çoraplarını dahi daha az değiştirir.

Ve hiç alakasız bir yerden gelen, kendisine yönelik olmayan eleştiriyi, en ufak bir söylentiyi de dert edinir, işi ileri götürüp dava açar. Haklı eleştirilere de kulak tıkar ama.

Bir de tek derdi hizmet olanlara bakın. Umurunda değildir hemen her şey.

Tek derdi insanlığa faydalı olabilmek için iki gününü denk kılmamaktır.

Yastığa kafasını koyduğu zaman eğer o gün yorulmamışsa uyku tutmaz.

Başkalarına fayda sağlayacağım diye kendi işini, ailesini, iaşesini öteler, erteler.

Bereket kavramı var ya hani. Aslında en güzel örneklerinden biridir.

Cumhuriyet tarihinin en büyük (!) camilerine bakın, bakıma muhtaçtır çoğusu.

Onlarca deprem, sel, yangın atlatan Selçuklu yadigarı köprü, han, saray, cami ise dimdik ayakta.

Konya kale kalıntısına bakın.

Üzerindeki o şapka kaç kere değişti.

Ama kale halen orada sapasağlam durur.

Yani, bereket çok başka bir durum.

Bankaya parasını yatırır insanlar, faizinden kazanmak için. Realitede, görünürde, matematik olarak servetinin artması gerekir.

Ama ben iflah olanı görmedim.

Zekat verenlere, faize bulaşmamışlara bakın bir de. İşleri hep yolunda gidiyordur. Bir şekilde döner dolaşır onu bulur o rızık ve bereket.

Faizciler aslında büyük resimci tayfadır. Hep bakarlar ama göremezler.

Hasılı, Konya atasözünün de dediği gibi, “Fazla şiitmemek lazım!”

Önemli olan rıza-i ilahi’yi kazanmak değil mi?

Ne yapacaksınız o zaman siz resmin büyüklüğünü, küçüklüğünü?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Esat Ergener Arşivi