Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Şu Dünyâda En Temiz Şey Aşktır

Şu Dünyâda En Temiz Şey Aşktır

Yazımıza yine, ‘Selam duâsı’yla başlamak isteriz;

Aşk olsun. Aşkınız cemâl olsun. Cemâliniz nûr olsun. Nûrunuz ayn olsun.’

23. beyitle ‘aşk’ konusuna devam ediyoruz efendim;

Ey bizim sevdâsı güzel aşkımız, Ey bizim bütün dertlerimizin tabibi, şâd ol!” (23. Beyit)

Önceki beyitte Mevlana Hz. bütün yerilen kötü huylardan, hastalıklardan ve yine insanların yüreğine çöreklenmiş dertlerden kurtulmanın ancak aşk ile mümkün olacağından bahsetmişti. Aşk gelince kalp aydınlanır, o aydınlanınca kalpteki tüm kötülükler ortaya çıkar sonra o açığa çıkanları gidermek için yoğun bir cehd sergilenir. Çirkin huyları bırakmak için en etkili yol, aşka düşmektir. Yalnızca aşkla kötü huylar terk edilir. Hakikatte aşktan güzel bir hastalık yoktur. Hasta kişi, nasıl ki ziyaretçilerinin gelmesini isterse, aşka düşen de, hastalıkların kendisini ziyâret etmesini ister ki, kendisini aşka yaklaştırsın. İnsanın sinirleri aşkla yatışır, hasta insan aşkla iyileşir. Tabi bunlar her kişinin yapacağı şeyler değildir, er kişilerin yapacağı müstesna hallerdir. Zâten herkes ilâhi aşka sâhip olamaz. İnsan içindeki benliği öldürerek, ‘Ene’yi yırtacak ki, ‘Hüve’yi yâni aslı yâni Hakk’ı ortaya çıkarsın. Kul aşka ulaşmak için, kalbi, rûhu, gönlü temizlemelidir. Yusuf aleyhisselam zindanda temizliği temsil ediyordu. Şu dünyâda en temiz olan şey aşktır. Tabi mevzumuz, ilâhi aşktır. Mecâzî aşk, insanı bilakis hastalandırır, içlendirir, üzdürür, bâzen öldürür.

Cenâbı Hak, sevdiğini derde uğratır ki, o dertli kişi dua ederek, yalvara-yakara Allah Teâlâ’ya yönelsin, tevbe ederek temizlensin, aklansın. Ama başına bela gelen ondan şikâyetlenirse o kişi, kendisine bahşedilen o musibetten istifâde edemez. Bilelim ki, dertler, hastalıklar herkese verilmez, yalnızca sevilene verilir. Derde düçâr olanlar, Rabbi Teâlâ’nın özel seçtiği kişilerdir. Asrısaadette başına dert gelmeyen; ‘Rabbimiz bizi unuttu’ diye hayıflanarak düşünürlerdi. Eskiler ‘derde’ ‘tatlı’ gözüyle bakar, ah-vah etmezdi, onu başa-göze nimet bilir, Yüce ve Aziz olan Mevla’sına kendisini yaklaştırdığı için bela ve derdi, lütuf olarak görürlerdi. Dert, kıymet bilenler için âdeta Cenâbı Hakk’tan gelen hediyelerdir. Bu bakışla bakınca aşk, insan için cana can katan, rûhu uyanık kılan müthiş bir mefhumdur.

Hakikaten aşk, yüce bir tabip ve en şifâlı iksirdir. Aşkın büyülü etkisi, maddi kirlerinden temizlenmiş, arınmış gönüllerden anlaşılır. Gönüllerin Sultânı ve Muhabbetin Tabibi Sevgili Peygamberimiz, Muhammed Mustafa aleyhissalâtu vesselam’dır. İnsanı kâmiller de, o aşk pınarından aldıkları feyzin nûrunu etraflarına aksettirirler. İşte o nur zincirinden hisselenenler, ahlaklarındaki menfilikleri aşkın câzibedar enerjisiyle çabucak düzeltirler, Hak aşkıyla şâd olurlar. Böylece Hakk’ın rahmetinden de nasiplenirler.

Aşk, kâl işi değil, hal işidir. Mevlana Hz. ‘Kalem her şeyi yazdı, çizdi ama aşka gelince çark etti, kaldı.’ Der. Hazrete sordular; ‘Aşk nedir?’ Cevâben dedi ki; ‘Ben ol da gör.’ Bu cevap şahsi olarak benim çok hoşuma gider. Şurası muhakkak ki, herkesin aşkı değer verdiği şeye göre ölçülür. Aşkın gerçekte idrâkı zordur zira, aşk; görüşe, fikre, mukayeseye bağlı olarak ortaya çıkan bir durum değildir. Muhammed İkbal der ki; Aşk yolunda akılla yürüyenler güneşi mumla arayanlar gibidir.’ Sinan Paşa da, Aşk sözleri kuşdili gibidir. Ona Süleyman gerekir.’ ‘Aşka uçarsan kanadın yanar, aşka uçmazsan kanat neye yarar.’ Derler.

Yine aşk adamı Hz. Mevlâna, aşk konusunda buyuruyorlar ki; ‘Aşk geldi, damarımda, derimde kan kesildi. Beni kendimden aldı, sevgiliyle doldurdu. Bedenimin her yanını sevgili kapladı. Benden kalan yalnız bir ad, ondan ötesi hep O…’ ‘Başımı koyduğum her yerde secde ettiğim O’dur. Tek mâbud ancak Allah Celle ve Âla’dır. Bağ, gül, semâ, sevgili,,, Hepsi bahâne, maksad dâima O’dur.

Bizim Peygamberimiz aleyhisselâm’ın yolu, aşk yoludur. Biz aşk çocuklarıyız, aşk bizim anamızdır. Aşksız olma ki, ölü olmayasın. Aşkta öl ki, diri kalasın.’ ‘Allah’tan başka temâşâsı bulunan aşk, aşk olamaz, saçma sapan bir sevdâ olur.’ ‘Allah için ağlayan göz ne mübârektir. O’nun aşkıyla yanıp, kavrulan yürek ne mukaddestir.’

Şu mübârek Cuma gününde efendim aşkla kalın inşallah.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi