Hiçbir kimsenin yanlış anlamasına mahal vermemek için en başta uydurulmuş dinden maksat nedir onu açıklayalım.

Bizim düşüncemize göre:

Uydurulmuş din, tevkifi olan Kur’anı kerimden kendi süfli hesabına göre işine gelmeyen Tevbe suresinin son 2 ayeti ile Bakara suresinin son iki ayetini red eden ve Kur’ana sonradan ilave edilmiştir diyenlerin dinidir.

Uydurulmuş din, Kur’anı Kerim ayetlerini onun ilk muhatabı ve ilk öğretmeni ilk uygulayıcısı olan Rasulullahın(sav) açıklamaları hilafına, kişilerin heva ve heveslerine göre değişecek şekilde açıklayanların dinidir.

Uydurulmuş din, Kur’anı kerimde taabbudi olarak emredilen başta Namaz ibadeti olmak üzere Zekât, Oruç, hac ve Kurban ibadetlerini ya tümden red eden ya da şartları, vakitleri, rekâtları ve miktarları üzerinde kişisel görüşlerle değişiklik yapanların dinidir.

Uydurulmuş din, Rasulullahı(sav) ve O nun temiz Sünneti Seniyyesini ve sahih hadislerini red edenlerin dinidir.

Uydurulmuş din, Rasulullahın(sav) Kur’anı Kerimde tezkiye edilmiş Raşid Halifeleri ve Ashabını(ra) yalancılıkla itham edenlerin dinidir.

Uydurulmuş din, Mezhep imamlarımız(ra) başta olmak üzere Selefi Salihine(ra) hakaret eden hatta sövenlerin dinidir.

Uydurulmuş din, İslam dininin anahtarı mesabesindeki Kelime-i Şehadet ve Kelime-i Tevhidi red edenlerin dinidir.

Uydurulmuş din, 1400 yıldır İslamın şiarı olan Ezan-ı Muhammediyi şirk olarak kabul edenlerin dinidir.

Uydurulmuş din, Müslümanların mescitlerini mescidi dırar olarak kabul edenlerin dinidir.

Uydurulmuş din, Ehli Sünnet Müslümanları müşrik olarak kabul edenlerin dinidir.

Uydurulmuş din, Müşrikler, Yahudiler ve Hristiyanlara gösterdikleri nezaketi Müslümanım Elhamdülillah diyenlere göstermeyenlerin dinidir.

Uydurulmuş din, Müşrikler, Yahudiler ve Hristiyanlarla ilgili olarak nazil olmuş ayetleri kasıtlı olarak Müslümanlarla ilgili nazil olmuş gibi göstererek Müslümanlara töhmette ve iftirada bulananların dinidir.

Ezcümle uydurulmuş din, zan, inkâr ve tekfir üzerine kurulmuş bir dindir.

Yukarıda birkaç özelliğini saydığımız uydurulmuş dine ve bu uydurulmuş dinin sahte davetçilerine özellikle dikkat çekmek istiyoruz.

Kur’anı, Rasulullahı(sav) ve Rasulullahın Ashabını(ra) yalanlayan bu uydurulmuş dinin sahte davetçileri, her iki sözlerinden birisi yalnız Kur’an diyen cahil ve kandırılmış kişilerden oluşmadığına da dikkat çekmek istiyoruz.

Oryantalist müsteşriklere taş çıkartırcasına Müslümanlara saldıran geçmişte adı kuraniyyun olan ve günümüzde daha çok mealci Kur’ancılık mezhebi mensupları olarak bilinen kişiler, maalesef sadece takıyyeyi mezhep ve meslek edinmiş ve bidat ehli olan şia mensuplarından ve sempatizanlarından oluşuyor.

Son zamanlarda yalnız Kur’an diyen bu sapık fırka veya mezhep mensupları dillerine doladıkları türkçe Kur’an ve türkçe ibadet sözleri ile kemalist putperestliği haniflik adıyla yeniden dolaşıma sokmaya çalışan ateist ve ataistlerden de oluşmaktadır.

Sapık düşünce ve ithamlarına gerekçe üretmek maksadıyla tarihte yaşanmış olan ve Sünnet ehli Müslümanlara ait olmayan tavır ve davranışları Müslümanlara mal ederek, işin içinden şeytani bir mantıkla sıyrılma çabasında olan bu yerli müsteşrikler, insanlarımızı Kur’anın hakikatine ve Rasulullahın(sav) sünnetine değil, kendi aşağılık heva ve heveslerinden çıkan bir takım sapkınlıklara çağırmaktadır.

Bunun için bu uydurulmuş dinin sahte davetçilerinin televizyon ve gazetelerdeki ifsad edici beyanları ile nerede ise 200’e yaklaşan yalan, yanlış ve iftiralarla dolu mealleri ya bedava ya da bedava denebilecek bir fiyatla Müslümanların evlerine sokulmak istenmektedir.

Tek parti iktidarının Müslümanlara vermiş olduğu rahatlama hissinden de istifade ederek, İslam Dininin sahih hükümlerini ifsada dönük bu uydurulmuş dinin inkârlarını ve sahte davetçilerinin yalanlarını yüzlerine vurmaya devam edeceğiz.