İster inanın ister inanmayın, Türkiye’de darbe pusuda. Devlet ricalinden bazıları, 15 Temmuz’dan önce zaman zaman Türkiye’de artık darbe dönemi kapanmıştır. Bir daha bu milletin iradesine kimse ipotek koyamayacaktır. 28 Şubat dönemi artık kapanmıştır. Darbelere vesayete artık geçit verilmeyecektir diye demeç vermişlerdir. 

Biz, 15 Temmuz’dan önce,15 Temmuz işgal girişiminin ayak seslerini zaman zaman duyuyorduk. Köşemizde yazdık: Türkiye’de darbe mi olacak? FETÖ’yü destekleyen basın,  ulusalcı gazeteler, Türkiye’de darbenin yapılmasının gerekli olduğunu yazıyorlardı.

Devlet ricalinin, bundan haberi yok muydu? Bir köşe yazarı olarak bizim haberimiz oluyor da devlet ricalinin neden haberi olmuyor? Haberi varsa neden gereken önlemi almıyor veya neden alamıyor? Yoksa makam sarhoşluğu içindeler miydi?

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz işgal girişimini eniştesinden öğrendiğine göre, kurumlar arasında bir uyum yoktur, demektir veya bazı kurumların Erdoğan’ın gitmesini istemektedir. MİT’in, Genelkurmay’ın, darbeden haberi oluyor, neden Cumhurbaşkanlığına ve Başbakanlığa haber vermiyor? Bunun cevabını kamuoyu halen beklemektedir.

MİT, Milli Görüş lideri merhum Başbakan Necmettin Erbakan Hoca’ya ayrı, o dönemin Cumhurbaşkanı Demirel’e ayrı bilgi veriyordu; bunu dost- düşman herkes bilmektedir.

15 Temmuz işgal girişiminden birkaç gün sonra, FETÖ ile ulusalcılar kol kola darbeyi gerçekleştirmeye çalıştı fakat başarılı olamadılar, diye bu köşemizde yazdık.  Ulusalcı bir okuyucu veya ajanın biri bize hakaret etti. Ben de ulusalcıyım, FETÖ ile bir bağımız yok vs.

Şimdi biz haklı çıktık. Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan gibi bazı ulusalcı yazarlar, darbeyi desteklemekten içeri alındılar. Cumhuriyet Gazetesi mensuplarının bir kısmı, FETÖ ve PKK mensubu olmamakla beraber onları savundukları ve darbeyi haklı göstermeye çalıştıkları gerekçesiyle suçlandı ve tutuklandı.

Demek ki 15 Temmuz işgal girişimi gerçekleşmiş olsaydı, MİT, Genelkurmay, Cumhuriyet Gazetesi, ulusalcılar, FETÖ’nün safına geçecekti. Meseleye bu şekilde yaklaşılırsa, Türkiye önünü görebilir, aksi takdirde Türkiye’nin işi zordur.

Bir taraftan FETÖ, PKK ve bunları destekleyen ulusalcılar, bir taraftan da bunları sevk ve idare eden ve yönlendiren ve besleyen ABD, Almanya kısaca Batı, Türkiye’nin bütünlüğüne kastetmektedir.

Putin’in danışmanı, Donald Trump ABD Başkanı seçilmiştir. Bu sebeple Türkiye’de darbe olasılığı azalmıştır, diye demeç verdiğini hepimiz biliyoruz.

Bu demeç Türkiye’yi rehavete sürüklemesin çünkü ABD Başkanı kim seçilirse seçilsin, bu zalim devletin politikası asla değişmez.

Batı, Endülüs Emevi Devleti’ni sekiz asır sonra İspanya’dan attığı gibi Türk milletini de bu topraklardan atmak istemektedir. Çünkü onların gözü Türkiye ve mübarek topraklardadır. Suriye’yi Irak’ı, Libya’yı ve Mısır’ı ve diğer İslam coğrafyasını kana buladıkları gibi Türkiye’yi de aynı durama getirmek istemektedirler.  Aklıselim sahibi olan herkes bu gerçeği bilmektedir.

Bu sebeple hükümet gereken tedbiri almalı ve manevi eğitime de ağırlık vererek halkın kenetlenmesini sağlamalı. Geç kalınırsa yarın ağlamanın, sızlamanın kimseye bir faydası olmaz.

Sonuç olarak diyoruz ki FETÖ, PKK ulusalcılar ve Batı, kol kola Türkiye’yi parçalamak istemektedirler. Onun için Türkiye’de darbe pusuda. Devlet ricali, artık hamasi nutuk atmaktan vazgeçmeli yani Türkiye’de vesayet dönemi bitmiştir, artık bir daha darbe olmaz, dememeli işte oldu. Onun için eller daima tetikte olmalı. Hoşça kalın.