Türkiye’nin, Batı’nın NATO çerçevesinde kendisine çizdiği dairenin dışına yavaş yavaş çıkıp, hak ve hukukunu aramaya başladığı günden itibaren, emperyalist ve küresel güçler tarafından dört etrafı kuşatılmağa başladı.

Bu bağlamda Türkiye’nin güvenliğiyle yakından ilgili olan ve stratejik konuma sahip Kıbrıs’ın da elimizden alınarak, Türkiye’yi sahillerine sıkıştırılıp, nefes almasının engellenmesi çalışmaları sürmektedir. Sevilay Haritası bunun bir delilidir.

Kıbrıs adası, jeopolitik açıdan stratejik bir öneme sahiptir. Çünkü söz konusu ada; Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının tam ortasındadır. Türkiye, Suriye kıyılarına yakın, ayrıca Adalar denizine giriş ve çıkışta etkili, Mısır ve Süveyş Kanalı’na yakındır.

Süveyş kanalı, hayati bir öneme sahip olup, bu kanala sahip olan bir devlet, politik, ekonomik ve stratejik olmak üzere bir avantajı elde etmiş olur.

Bu sebeple Kıbrıs, 1 Ağustos 1571’de Osmanlılar tarafından fethedildi. 1878’de, halife II. Abdülhamit tarafından o günkü şartların gereği İngiltere’ye kiralandı. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtıyla şimdiki konumunu aldı.

Rumlar barışa yanaşmıyor. Yunanistan, ‘enosis’i gerçekleştirmek istiyor. Çünkü Yunan’ın ‘megola idea’ diye bir düşüncesi var. ‘Megola idea’, Yunanistan'ın Bizans’ı en parlak dönemine geri getirme ideolojisi demektir.

Bu durumda Türkiye için hayati öneme sahip ve bir beka sorunu olan Kıbrıs adasının KKTC Sabık Cumhurbaşkanı’nın elimizden çıkacak şekilde sözleri gerçekten düşündürücüdür.

Sabık Mustafa Akıncı, geçen Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce sarf etmiş olduğu şu demece bir bakın: KKTC Topraklarının % 20 verelim! Uzlaşalım! İşte bu zihniyet İttihat ve terakki ve CHP zihniyeti, “ver kurtul.”

Şu dört günlük dünyada istek ve arzularımızın, heva ve hevesimizin peşinde koşalım. Ömer Seyfettin’in dediği gibi, bu zihniyetlerin insanımıza Tanzimat’tan beri verdiği ideal, değer ve kültür budur. Söz konusu yazar. Bu durumdan çok hayıflanmakta ve bu sebeple kahrından genç yaşta ölmüştür. Bize vadeliden ideal, ‘fildişinden yapılmış kulelerde yaşamaktır. Biz bunun için askeri lisede okuduk, bunun için kitapları ezberledik.

Mustafa Akıncı, daha evvel Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’nin kuzeyinde başlattığı Barış Pınarı Harekâtı ile kimliğini ortay koymuştu. Şöyle tepki gösterdi: “1974’te biz adına Barış Harekâtı desek de bu bir savaştı şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır.’’

Akıncı, Sevilay haritası çerçevesinde şunları söylemeyi de kendine bir vazife bilmiştir: Türkiye'ye ‘Biat etmem’ ‘kalk arap otur arap olmam.’ Bu bir meydan okumadır.

Seçim esnasında DSİP: “DİP’in yanındayız, işgalci Türkiye Kıbrıs'tan defol!” Demesi ayrı bir garabettir. Bu cesareti nereden alıyorlar? İnsan, bir millete aidiyetten yılanın derisinden soyulduğu gibi soyulursa işte böyle bir garabet içerisinde yuvalanır. Yazık!

Peygamberimiz şöyle buyurur: “Küfür tek millettir.” İster Türk kavminden olsun ister Arap kavminden olsun ister İngiliz veya Alman ırkından olsun; fark etmez. : “Küfür tek millettir.” Bu hadis-i şerifi hiçbir zaman unutmayalım. Aklımızın bir köşesine yazalım.

Bu sebeple Türk milletini ayakta tutan medeniyetimize, kültürümüze ve değerlerimize değer verme zamanı geldi ve geçmek üzeredir. Körü körüne Batı taklitçiliği işte ülkemizi ve Kıbrıs’ı bu noktaya getirmiştir. Önlem alınmazsa iş işten geçmiş olur.

Şükürler olsun ki seçim sonucu, emperyalist ve küresel güçlerin istediği şekilde sonuçlanmamıştır. Başbakan Sayın Ersin Tatar oyların yüzde 51,94'ünü alarak Cumhurbaşkanı seçildi. Mustafa Akıncı ise oyların %48,06’sını aldı.

Bu oy az bir oy değil. Türkiye ve KKTC başını iki elinin arasına alıp düşünmeli. Türkiye ile KKTC arasında medeniyet, kültür ve değerler birliği var mı? Türkiye’de de yok. İttihat ve Terakki zihniyeti ve CHP zihniyeti bu milletin medeniyeti, kültürü ve değerleriyle kavgalı değil mi? Yani cami ile okul halen mübareze halinde değil mi? Ayasofya’nın müzeden camiye çevrilişinde çatlak sesleri duymadık mı?

İbni Haldun şöyle der: “Yenilen galip olanı taklit eder.” İşte mesele buradan kaynaklanmaktadır. Yenilmişiz, bunun sonucu galibin değerlerini ve kültürünü benimsemişiz. Geldiğimiz nokta işte budur. Kıbrıs’ı da kaybetmek üzereyiz. Yani Türkiye’ye Sevilay haritası zorla kabul ettirilmek istenmektedir.

Türkiye, kendi medeniyetine, tarihine, kültürüne ve değerlerine sahip çıkarak artık uyanmalı ve çemberi yarmalı. Bizden söylemesi. Hoşça kalın.