Türkiye ve NATO
Türkiye’nin 50’li yıllarda NATO’ya girmesinin sebebi, Rusların Türkiye’den toprak talep etmesidir. Türkiye, bunun üzerine kendini savunmak için NATO’ya girmiştir. O günden beri Türkiye, üzerine düşen görevi yerine getirmektedir.
Bu durumda NATO, Türk -Rus savaşı çıkarsa sözleşme gereği Türkiye’nin yanında yer alır mı? Bize göre, menfaati yoksa yer almaz. Biz, bu düşüncemizi zaman zaman dile getiriyoruz. Bir daha dile getirmemizin sebebi, NATO Genel Sekreteri’nin, “Türk- Rus savaşı çıkarsa, biz, Türkiye’nin yanında yer almayız” demiş olmasıdır.
Genel Sekreter’in böyle söylemesini yadırgamayalım; çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin buyurduğu gibi “Küfür tek millettir.” Müslümanlar da bir ümmettir; ama Müslümanlar, tarihte olduğu gibi bir bütün değil; param-parçadır. Günümüzde Ortadoğu’da yaşanan problemlerin sebebi budur.
Suriye’de ateşkes ilan edildi. Ateşkesin devamını ve tarafların anlaşmasını isteriz; ama bunun mümkün olamayacağını, ABD yetkililerinin ateşkesten önce açıklamalarından anlıyoruz. ABD – Rusya anlaşmış, Suriye’yi üçe bölecekler. Kuzey’de de bir YPG’nin öncülüğünde Marksiz- Leninist bir devletçik kurdurarak Türkiye’nin ikiye bölünmesini sağlayacaklardır; plan budur. Bunu sezmemek eblehliktir.
Müstemlekeciler, dünyanın dikkatini İŞİD üzerinde odaklarken Ortadoğu üzerinde en az yüz sene sürecek olan planlarını sinsice yürürlüğe koydular. Yeniden bu şekilde sınırları belirleyerek sömürülerini sürdürmeye çalışacaklardır.
Bakın, NATO Genel Sekreteri şöyle diyor: “İttifak’ın IŞİD’e karşı savaşmak üzere Suriye’ye asker göndermeyecek, bu savaşta Müslümanlar ön cephede, kurbanlar müslüman. Bu mücadeleyi onlar için yürütemeyiz. ABD’nin sınırlı sayıda özel kuvvetleri var. Ön planda olan şey ise, yerel güçleri kuvvetlendirmektir.”
İşte Haçlı zihniyeti budur. Adamların kafası çalışıyor. Yerel güçleri aynı seviyede güçlendirerek, birbirlerine galip gelmelerini önlemek suretiyle Ortadoğu’nun yer altı ve yerüstü kaynaklarını ve insan gücünü tüketmektir. Plan ve proje bunun üzerine ikame edilmiştir. Adamlar, senin için kanını niçin akıtsın ki, ebleh mi onlar. Yukarıdan bombaları atacaklar, Müslüman kanı aktıkça votkalarını patlatarak neşvü- nema bulacaklardır.
Suriye’de iş savaşta 140 binden fazla insan ölmüştür, nüfusun yaklaşık %’de 15 ülkesini terk etmiştir. Bir kısmı umut yolculuğu adı altında Avrupa’ya gitti; orada köle muamelesi görmektedir.
Rusya milletvekili Gavrilov, Türkiye'nin Ayasofya'yı Ortodoks Kilisesi'ne bağlamasını istemektedir. Biz hâlâ ehlisalibi anlamak istemiyoruz. Bunun adı köle ruhlu olmak değil de nedir?
Biz, NATO ile kötü olalım, demiyoruz. Rusya ile savaşalım, demiyoruz. Komşularımızla iyi geçinme yolu ararken ve NATO’da görevimizi yerine getirirken, bizim de bir plan ve projemiz olsun. Kendimizi savunabilecek bir savunma sanayine sahip olalım. Mesela Türk –Rus savaşı çıktığında kendimizi nasıl savunacağız? NATO’ya bel bağlamak ahmaklık olduğunu artık anlayalım. Rusları Suriye’den nasıl çıkartabiliriz? Bunun için bir plan ve projemiz var mı? Mesela Gürcistan’ın, Kırım’ın Kafkasların bağımsızlığı için bir plan ve projemiz neden yoktur
Müstemlekeciler, Ortadoğu’yu sömürmek için sürekli plan ve proje hazırlarken, biz böyle işlerle uğraşmayız, demek, aklımızı kullanmamak, demektir.
Biz aklımızı kullanmadığımız müddetçe sömürülmekten kurtulmamız asla mümkün olmayacaktır? Ne dersiniz NATO’ya bel bağlamaya devam edip yatmaya devam edelim mi? Hoşça kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.