Takılma kültürü
Allah (cc) dostu Veli bir Zatın (Rha) “Arkadaşlık gidiyoruz denildiğinde nereye diye sormamaktır” ifadelerinden sonra günümüz insanlarının kendilerini davet edenlere karşı nasıl bir seviye kaybı yaşadıklarının ifadesidir aynı zamanda takıl bana ifadesi.
Daha enteresanı ise insanların dostuna ve arkadaşına değil de kitlelere takıldığı zaman yaşadığı savrulmadır takılma durumu.
21. yüzyılda yaşanan iç ve dış gelişmelere bakınca hem insanların hem de kitlelerin gerçeğe ulaşmak gibi bir amaçlarını olmadığı sadece kendilerini yönlendirenlerin yönlendirmeleri ile hareket ettikleri görülmektedir.
Siz buna bir nevi kitlelerin ruhunu satmasıdır da diyebilirsiniz.
Kitleler kendilerini oluşturan insanlar gibidir. Gerçeği bilmek ve görmek istemezler.
Çünkü insanlar kendilerine gerçeği gösteren veya gerçeğe ulaştıracak olanlara değil onları boş bile olsa bir hayale inandıran ve sevk eden kişilere inanır ve takipçi olurlar.
Sözgelimi bir parti lideri veya bir takım kaptanı onları kendi menfaatleri aleyhine bile olsa bir düşünceye inandırdı veya yönlendirdi mi kendilerini kanıtlamak için sahiplendikleri şey için canhıraş çaba göstermekten geri durmazlar.
Eğer lider olarak kabul ettikleri kişi onlara bir fikri benimsetip o fikrin etrafında bir nüve oluşturabilirse o nüve harekete geçirildiğinde en yakın akraba ve dostlarına karşı bile merhametsiz hatta tam anlamı ile acımasız olabilirler.
Bu nedenledir ki bazı siyaset bilimciler tarafından bir topluluğa üye olan insan dünyanın en zayıf insanı olarak tanımlanır.
Elbette bunun tam tersini söyleyen yani dünyanın en zayıf insanının bir topluluğa üye olmayan yalnız bir birey olduğunu söyleyenler de vardır.
Sizce hangisi geçerlidir bilmiyorum ama her iki görüşü de önce savunup sonra vazgeçenleri de gördüm diyebilirim.
Özellikle kendilerini mutlaka bir guruba özellikle de taraftarı çok olan guruba ait kılma ihtiyacı hissedenler tarafından.
Mesela bu bir parti mensubiyeti olabilir.
Bu sebeple son zamanlarda insanların özellikle de gençlerin bir şeyler yapmak veya bir yerlere gitmek amacıyla kullandıkları TAKIL BİZE ifadesine dikkat edin derim.
Hele hele her insanın bir aklı, fikri olduğu gibi kitlelerin de ortak bir bilinci vardır diyenlere dikkat edin derim.
Ya da kolektif bilinç içinde olan kitle tek bir varlık haline gelmiştir gibi süslü kelimelerle yaklaşanlara daha çok dikkat etmek gerekir.
Kitlenin bütüncül yapısı onu var eden bireylerin hem bireysel akıllarından hem de davet edildikleri ortak akıldan daha farklıdır.
Bireysel yaşamlarında birbirlerinden çok farklı statü içinde farklı hayatlar yaşam sürdüren insanlar kitle içerisinde ortak akıl uğruna bireysel akıllarını satmışçasına tek bir yapı, tek bir vücut oluştururlar.
Bu sebepledir ki görünüşte farklı olan insanlar içinde yer aldıkları kalabalıkların katılmadıkları düşüncelerini bile bir salgın bir hastalık gibi birbirlerine yayarlar.
Hayatın her safhasında aklınıza gelebilecek her türlü ortamda bu tür vakaları görebilirsiniz.
Bu sebepledir ki birileri size haydi takıl bize dediği zaman dikkatli olmalısınız.
Sizi bir parti ye mi davet diyor, bir cemaate mi davet diyor ya da bir eğlenceye mi davet ediyor sorup öğrenmeniz sonuçları açısından önemlidir.
Sosyal ve ekonomik taleplerin artırılması için sendikaya mı davet diyor ya da karşı karşıya gelen 2 futbol kulübü için bir sokak köşesinde holiganlığa mı davet ettiğini bilmeniz gerekir.
En başta yazdığımız Allah (cc) dostu Velinin (Rha) sözü bu tür davetler için de geçerli midir değil midir diye bir daha düşünmeniz gerekir.
Bu sebeple size önayak olup haydi parti mitingine, haydi cemaat toplantısı sohbete gidelim diyenleri partileri ile birlikte araştırmak gerekecek artık bunca yaşanan musibetlerden sonra.
Birileri siz böyle söylediniz diye partisine, derneğine veya cemaatine karşı çıkıldığını anlayıp bu tür takılmalar dinler içinde, mezhepler içinde geçerlidir diye ahkâm keserse onlara da herkesçe bilinen cevabı veriverin derim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.