“Yeryüzünde büyüklendiler ve kötü planlar yaptılar. Oysa kötü planlar, sahibinden başkasını kuşatmaz. Öyleyse onlar, öncekilerin sünnetinden başkasını mı gözlüyorlar? Halbuki Allah’ın sünnetinde asla bir değişiklik, bir sapma bulamazsın! “Velen tecide lisünnetillahi tebdiyla...” (Fatır: 43)

Sünnetullah: Allah’ın yolu, Allah’ın yasasıdır. Allah’ın kainata koymuş olduğu kanunlar yumağının (yekününe) sünnetullah denir. Ateistler veya inançsız kimseler ise buna; doğa kanunu derler. Biz şimdilik bunun izahına girmeyeceğiz.

Peygamberimiz (sav)’in hadislerindeki tüm ifadeler sünnetullaha uygun serdedilmiştir. Allah resulü günlük hayatta da tamamen Allah’ın sünnetullahına uygun bir hayat yaşamıştır. Özellikle savaşlarındaki uygulamalar bizim için bulunmaz numune-i imtisaldirler.

Sünnetullah kavramından tam olarak bizim anlatmak istediğimiz şey şudur: Allah yeryüzüne (bize bildirsin veya bildirmesin) binlerce, milyonlarca yasa, sistem koymuştur. Bu sistemler yukarıdaki ayette belirttiğimiz gibi ve daha yüzlerce ayette bize haber verilmiştir. Birkaç misal verirsek: ayın, güneşin hareketleri, mevsimler, ateş yakar, su boğar, her canlı ölümü tadacaktır...vb.

Cenabı Allah zaman-zaman peygamberlerine mucizeler vermiştir. Bunlar zaten adı üstünde mucizedir ve istisnai bir durumdur. Ama C. Allah’ın en büyük mucizesi; her canlı için geçerli olan SÜNNETULLAH'ı dır. “İnnellahe la yuhlifül miy’ad” “Allah vaadinden asla caymaz.”

Zaten bizim de bütün canlıların da hatta evreninde bu sistemlerin değişmesine tahammülümüz dayanağımız yoktur. Ancak kıyamet kopunca, zaman dolunca; güneş dürülüp, gök yapılıp, yer sarıldıkça sarılıp, dağlar yürütülünce...vb. Sistemler bitecek, yasalar geçersiz olacaktır. Kuran’ı Kerim’in özellikle son sureleri hep bunu haber verirler.

Bunu niye anlatıyoruz? Niçin anlatıyoruz? Yada ne anlatmak istiyoruz?.. Cenabı Allah’ın yardımı ne zamandır ve nasıldır? Cenabı Allah’ın en büyük mucizesi sünnetullahıdır. Allah’ın yardımı nusreti sünnetullahın arkasından gelir. Allah’ın sünnetullahında : Çalışan kazanır. “Ben çalışana veririm.” Diyor. Kime? Kim olursa. Kafir mümin! Güneş her gün aynı saatte doğar ve aynı yörüngede hareket eder; doğar ve batar. Her canlıya eşit hizmet eder. Bu bozulmaz.

Biz kâfirlerden önce Bedir kuyularını tutmalıyız. Kılıçlarımızı bilemeli, oklarımızı yaylarımızı hazırlamalıyız. Sonra oku yaya yine biz takıp yayı germeliyiz. Bundan sonra biz değil Allah atacak. İsrail kafirinden daha üstün silahları biz yapmalıyız.

Ateş sadece İbrahim (as)’ı yakmadı. Zaten onu bize Allah haber verdi. Biz, ateşten korunmak için en güzel zırhları yapmalıyız. Ondan sonra tedbirimizin bin katı yardımı Allah verir. Attığımız ok füze olur, biiznillah.

Bir de bazı hocalar bir şeyin sonucunu başka bir şeye sebep göstererek güya hükümeti kurtarmaya çalışıyorlar. İşte “Sabah namazında camide kaç kişi var? Bunların yüzünden, bunlarla mı......falan-filan.” Sanki İsrail kafirinin hepsi sabah namazı kılıyorlar?!. Kardeşim Kur’an a, sünnete/hadislere uygun mantıklar ortaya koyun! Herkes kendi alanından; kendinden mes’uldür. Siz onu kurtaramazsınız boşuna uğraşmayın. Kendinizi de bu şekilde çok zor.

Haftaya devam edeceğiz inşallah.