Modern dünya sosyolojik yapısının kendine has kuralları var. Elbette olacak ve olmalıdır da. Modern dünya cihadının kurallarının birinci maddesine aldanmama konusunu koyabiliriz. Bu kural eskiden de olabilecek basit bir kuraldır. Ne demek aldanmamak? İlk insandan bugüne hemen akla gelebilecek basit bir kuraldır. Ancak bugünkü modern dünyanın bu madde üzerindeki etkisi veya bu maddeyi kullanması çok enteresandır. Bütün dijital alanla, internet alanıyla ve televizyon kanallarıyla korkunç bir algı oluşturuluyor. Bir yanlışı (batılı) doğru kabul ettirmek için eğer direk kabul ettirilemiyorsa ya gıdım gıdım parçalara ayırarak, hazmettire-hazmettire yediriyor. Ya da belli bir süre hiç dokunmayıp şimdilik buzluğa atıyor. Önceliksiz ve tartışmalı konuları ele aldırıyor. Bunun için bu işe hazır aptal, paracı, hırslı gruplardan yararlanıyor.
Eskiden eli-eline değecek kadar yakın, yüz-yüze bakacak kadar dip-dibe olanlar; atlarla, eşeklerle hareket edip, beraber işbirliği yapabiliyorlardı. Bugün ise Hristiyan Güney Kore Devleti ile (Afrika'daki bir devlet) üstelik Hristiyan bir devletle Filistin davasını savunabiliyoruz.
Modern dünya cihadında dost ve düşman ilişkileri de kendine has bir şekille olmaktadır. Şöyle ki eskiden; amaç ve hedef doğrultusunda aynı inancı paylaşan gruplar birlikte hareket etmek, yaşamak durumundaydılar.
Bugün; amaç ABD ve özellikle İsrail kâfirlerinin zulümlerini durdurmak, hatta gerekirse bunları cezalandırmak ya da yok etmek. Peki kiminle? Kiminle olursa olsun. Artık dünya ulaşım ve özellikle iletişim yönüyle çok küçük; global bir dünyada yaşıyoruz.
Ancak bu konuda Yahudi dünden bu alanı tutmuş bile... Her halükarda el Kassam Tugaylarını destekleyen İsrail'in yenilgisini sağlayan İran; maalesef Müslüman ülkeler tarafından sevilmiyor. Başka sayfalar karıştırılıyor, sırf Yahudi uşaklığından ve Yahudi kışkırtmacılığından.
Bütün suç (oryantalist) Müslüman tipli ajanların mı? Hayır bence ajanların suçu %50. Geri kalan %50'si de ona inanan ahmak, geri zekalı, hain Müslümanlarındır. Mesela 79 ülke İsrail'in cezalandırılması için imza atacak ve imza atmayan ülkeler iyi ve kurtarıcı sayılacak, öyle mi? Allah....... hidayet versin. İki tane Yahudi kökenli gazete kaplan bakışlı, Şam Fatihi yazıyor, halk ta ona inanıyor. Adam neredeyse: “Ben Yahudi’yim.” diye bağırsa: “Olmaz, bunda bir hikmet var.” diyecekler.
Neyse modern dünya cihadında her şey meydanda, kimin kime ne kadar yardım ettiği, kimin kiminle dost ve beraber olduğu görülüyor. Bu bir dini mezhebi bir birliktelik değil ey ahmaklar! Bu Allah için: Allah düşmanı, peygamber katili İsrail'in zulmüne mani olmak, yangını söndürmek, mazlum Gazze halkını zulümden kurtarmak için oluşturulan bir bloktur. Bundan başka dünyanın her tarafında; İsrail’in zulmüne karşı çıkan insanlarla bir ortak amaç birlikteliğimiz var.
Ben Ehli Sünnet bir hocayım. Hem de ehli sünneti sonuna kadar savunacak güce sahibim ve savunuyorum da. Ama sizin o kör gözünüz Yahudi Netanyahu’nun elinde gösterdiği dost ülkeler haritasındaki Ehli sünnet salaklarından değilim, Allah'a şükür. O batıl düşüncenizi alın başınıza çalın! Allah sizi bizlerden uzak eylesin!