Spor’da yaz gezintisi
Dünya kupası maçları sona erdi.. Finalde Arjantin’i zorda olsa tek golle yenen Almanya 24. yıl sonra mutlu sona ulaşarak 4. kez kupanın sahibi oldu.. Bir ay boyunca, Ülkemizdeki, çevremizdeki ve Dünyadaki yaşanan olayları, ölümleri, gerçekleri göz ardı ederek futbola odaklandık,. Bir yerde, futbolla uyuşturulduk ve zaman çok iyi geçti. Futbolla yattık, futbolla kalktık. Sadece. İspanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Portekiz, Uruguay ve yarı finale kadar çıkmasına karşın ev sahibi Brezilya hayal kırıklığı yarattı. Kolombiya ve Kosta Rika ise sürpriz yaptı. Her iki Ülkeyi de kutlamak lazım.
xxx
Her ne kadar yıldız bir sporcunun çıkmamasına karşın, Dünya kupası zevkli ve heyecanlı maçlara sahne oldu. Takım futbolu gerçeği öne çıktı. İngiltere gelecek adına iyi bir alt yapı oluşturmuş. Hedefleri sanırım 2016 Avrupa ve 2018 Dünya kupası maçları. Ama her şeye rağmen, futbolun beşiği İngiltere’nin Milli takımı bu olmamamıydı. İspanya tam bir hayal kırıklığı yarattı. Son üç şampiyonanın birincisi takımın bu duruma düşmesi affedilecek gibi değil. Şampiyonada her ne kadar Güney Amerika ülkeleri ilk turdan iklim koşullarını da en iyi şekilde değerlendirerek üstün ayrılsa da, çeyrek finalden sonra işler değişti ve Avrupa futbolu başarıya ortak oldu.
xxx
Büyük çekişme ve heyecanın yaşandığı Dünya kupası, bizim açımızdan bir eksikti. A Milli takımımızın şampiyonada yer alamaması nedeniyle üzüntülüydük. Türkiye şampiyonaya katılmış olsaydı, eminim ki, en azından yarı final oynardı. Ancak, Brezilya’da gerçekleştirilen Dünya kupasında Türk hakemliği Cüneyt Çakır, Tarık Ongun ve Bahattin Duran ile temsil edildi. Geçen yıl Süper ligde vasat bir dönem geçiren Çakır, Brezilya-Meksika maçında bir kırmızı, Hollanda-Arjantin yarı final maçında da iki sarı kart göstermemesine ve yüzündeki tedirginliğe rağmen iyi bir performans sergiledi. Her iki karşılaşmada da sonuca etki yapacak hiçbir hata yapmadı. Türk hakemliği böylece, Doğan Babacan’dan yıllar sonra yine Dünya kupasında temsil edilirken, Çakır ve arkadaşlarının gösterdiği başarı da hakemliğimiz adına önemli bir gelişme oldu.Gurur duyduk.
xxx
Galatasaray’ın, yeni İtalyan hocası Cesare Prandelli, Türkiye’ye ayak basar basmaz yaptığı açıklamada Türk futbolunun içerisinde bulunduğu gerçeği özetledi. Ne dedi, Prandelli, “Gözlediğim kadarıyla benden tek istenilen; sportif başarı ve şampiyonluğa odaklı bir takım..” Yaaa, işte futbolumuzun gerçekleri. Yeni bir hoca gelmiş, planlamadan, yeniden yapılanma olmadan öncelik şampiyonluk. Bunun sonucu da sezon sonunda başarı gelmedi mi? gönder hocayı, yenisini getir. Bilinçsiz yöneticiler, takımlarını yap-boz tahtasına dönüştürdü. Birde Türkiye’ye gelen her yeni hoca ve yabancı futbolcu imza attıktan sonra neden Galatasaray-Fenerbahçe rekabetini ortaya atar anlamak zor. Prandelli gelir, “Fenerbahçe’yi yeneceğiz” der. Fenerbahçe’nin yeni futbolcusu Diego Ribas “Galatasaray derbisini dört gözle bekliyorum” diye konuşur. Buna bir son vermenin zamanı çoktan geçmedi mi?.. Neden bu düşmanlık? Dünya kupasında, rakip takım taraftarları maçı yan yana, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, genciyle birlikte izledi. Kendi takımlarına destek verdiler. Bir tek gerginlik olmadı. Bu bizim futbolumuz için bir ders olmalı. Artık, futbol kültürünü geliştirmeliyiz.
xxx
Konyaspor’a gelince; Transferler hala bitirilemedi. Bunda elbette ki, ekonomik sıkıntı, yönetimin takım içerisinde dengeleri bozmadan en az maliyete takım oluşturma çabası önemli rol oynamakta. Ama bugün baktığımıza zaman, en çok transfere yapan takımın da Torku Konyaspor olduğunu görebiliriz. Diyeceksiniz ki, diğer takımlar bu kadar da transfer yapamadılar. Bir Beşiktaş, Galatasaray bile yerinde sayıyor. Doğru, ama bizi diğer takımlar ilgilendirmez. Torku Konyaspor yönetimi kendi işine bakmalı. Çünkü, bu sezon geçen yıla oranla daha çetin geçecek. Konyaspor’un işi, bana göre geçen sezondan daha zor. Bu nedenle, transferin bir an önce bitirilmesinde yarar var diye düşünüyorum. Hatta, geçte olsa bu futbolcular Hollanda kampında takıma kesinlikle katılmalılar.
xxx
Marka değerini artırmak, Konya’nın ve Konyaspor’un imajını artırmak kaliteli transferle olur. Torku Konyaspor’un yaptığı, özellikle yabancı transferler kapalı kutu. Bekleyipi görmeke lazım. Her dönem olduğu gibi yine sabırlı olmalıyız. Her ne kadar yeşil-beyazlı yöneticiler ekonomik davranarak takımı sıkıntıya sokmayacak maliyetteki futbolcuları transfer ettilerse de bunun birde götürüsü olabilir. Geçen yıl yapılan transferlere baktığımız zaman, yabancı futbolcuların yüzde ellisinden çoğu gönderildi veya gönderilmek için çalışılmakta. Bu oyuncuların elde kalmaları bir yana gönderildikleri zaman maddi kaybın da hesaplanması gerekir. O nedenle, daha bilinçli, daha kariyerli ve kaliteli, genç transferler yapılması takımın marka değerini de artıracaktır. Bunun sonucunda kazanan da Konya ve Konyaspor olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.