Mehmet Ali Uz

Mehmet Ali Uz

Sözün Bittiği Noktada

Sözün Bittiği Noktada

Sözün bittiği noktadayız. İnsanımız asil öfkesini ülke çapında dile getirdi. Söylenebileceklerin hepsini söyledi. Osmanlı’nın torunlarına yakışan da buydu. Fakat yer sağır, gök bakır, feryatlara kulak veren yok. Vicdanlar kararmış. İnsanlar hissiz…
Filistin’de alenen bir insanlık suçu işleniyor. Maalesef medenî geçinen ülkelerden ses çıkmıyor.
Atalarımız, “Bin nasihatten bir musibet evlâdır” der. Ama bu gördüğümüz kaçıncı musibet. Bir türlü ders alınmıyor. İslâm ülkelerinde devleti yöneten insanların çoğu çapsız, düşmanlarını dost ittihaz eden insanlar. Oysa İslâm âlemi büyük bir nüfus potansiyeline sahip. Zengin petrol ve doğalgaz kaynakları onların elinde. Birlik ve beraberlik şuurundan yoksunluk onların bu imkânlardan istifade etmesine fırsat vermiyor.
Cehalet ve açlıktan kırılan insanlar hep İslâm ülkelerinde. Televizyonlarda İslâm ülkelerinden aktarılan görüntüler yürek kanatıyor. Bütün bu zulüm ve olumsuzluklar karşısında, dünyada adaletsizliklere engel olacak bir Osmanlı da mevcut değil. Zaten zulmün en büyük sebebi, dünya jandarmalığına soyunanlardan neşet ediyor. Dünya bütünüyle bir Osmanlı adaletine muhtaç.
Eskiden olduğu gibi, günümüzde de Ortadoğu’da huzur ve sükûnun tesis edebilmesi, güçlü bir Türkiye’nin varlığına bağlı. Ülkemizde önce hainler, sonra gafiller bunu engellemeye çalışıyor.
Türkiye, yıllarca ehil olmayan ellerin idaresinde kaldı. Ülke, en borçlu ülkeler arasına sokuldu. Gelir, bir türlü giderleri karşılayamıyor. Darbe yanlıları ile çetelerin elinden yakamızı bir türlü kurtaramadık.
Çocuklarımıza bir şeyler öğretiyoruz, ama katiyen onları eğitemiyoruz. Onlara geleceği kuracak, kurtaracak bir ideal aşılayamıyoruz.
Yukarıda, “Sözün bittiği noktadayız” demiştik. Daha fazla söze gücümüz yetmiyor. Zaten gerek de yok. Sade bir şey söylemek istiyoruz. Olanlardan ders alalım. Yoksa Batı ve zalimler, boynumuzda daha çok boza pişireceğe benziyor.
Geçenlerde gazeteye giderken, bir vatandaşın arabasının arka camına, “İsrail kahrolsun” diye bir yazı astığını gördüm. “İsrail kahrolsun” demekle İsrail kahrolmaz. Onu kahredecek iradeye de sahip olmak gerekir. Ama Arap âlemi, böyle bir iradeye sahip değil. Daha doğrusu, buna niyeti bile yok. Onun için, her yerde, “İsrail kahrolsun” yerine, “Uyan, İslâm âlemi uyan” diye yazılmasının veya bağırılmasının daha doğru olacağını düşünüyorum.
Arap âlemi Türkiye’nin gösterdiği hassasiyeti bile gösteremedi. Mısır, kadınlara ve çocuklara olsun sınır kapılarını açabilmeli idi.
Bu yazıyı birkaç gün önce kaleme almıştım. Belki yazı neşredildiği günlerde ateşkes sağlanmış olacak, ama ne fayda… “Ba’de harabü’l Basra.” Aslında bu sözü bundan böyle “Ba’de harabü’l Gazze” demek lazım.
İşimiz Allah’a kaldı bile diyemiyoruz. Zira sebebini işlemediğimiz için, bunu demeye bile yüzümüz yok…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ali Uz Arşivi