Siyasetin Patronu Olabilmek
Mahalli seçimlerin YSK tarafından ilan edilmiş resmi takvimine göre propaganda dönemi henüz başlamamış olsa da başta televizyonlar olmak üzere yazılı sözlü basın yayın kuruluşları, kendi aralarında kamplara ayrıldıklarını bir kere daha ortaya koydular.
Yahu sadece seçim döneminde değil, yıllardır gazeteciler ve televizyoncular iktidar yanlısı yandaş ve iktidar karşıtı düşman diye bölünmüşlerdir diyecekler olacaktır.
Tek parti yönetiminin sona erip çok partili demokrasi adı verilen sisteme geçtiğimizden beridir iktidarlar, basın yayın organlarını elde tutmak için ellerinden geleni yapmışlardır.
Basın yayın organları da iktidar tarafında olmanın nimetlerinden faydalanmak istemişler ve 212 Sayılı Yasa olarak anılan özellikle gazetecilerin hak ve hukuku ile ilgili bir kanun çıkınca gerçek yüzlerini göstererek Babıali’de “Dokuz Patron Olayı” olarak bilinen olay yaşanmış ve 9 gazete 3 gün patron kararı ile yayınlanmamıştır.
Gazeteler bir tarafa televizyonlarda da benzeri olaylar yaşanmış ve hükümetler eliyle desteklenen patronlar başbakanları pijama ile karşılayacak kadar hükümetlerle ilişkilerini ilerletmişlerdir.
Televizyon ve gazetelerin hükümetlerle olan ilişkisi bu ve benzeri olaylar nedeniyle sürekli olarak sorgulanır olmuş ve en başta resmi kurum olan TRT üzerindeki tartışmalar hiç eksik olmamıştır.
Televizyon açısından yani televizyonda izlenen programlar, filmler, en çok da haberler, programların metinlerini kurgulayanlar ve yazanlar yayınlandıktan sonra seyredenler üzerindeki tesirini görmek isterler.
Çünkü sizin sadece sıradan bir haber, dizi veya film olarak izlediğiniz programları kurgulayanlar ve onların büyük patronları açısından izleyenlerin zihinleri birer hasat alanıdır.
Daha açıkça ifade etmek gerekirse televizyon ekranında seyrettiğiniz her program veya okuduğunuz her köşe yazsı veya siyasi haber sizi bir konuya veya bir kişiye yönlendirme ve beğendirme veya bir konuya ya da kişiye karşı sizi olumsuzlaştırma ve düşmanlaştırma için yapılmıştır.
Bunu kabul ettiğiniz yani onların tarafında yer aldığınızı herhangi bir beğeni şeklinde belirttiğiniz zaman ortaya çıkan sonuç, zihninizin bu kişilerin sorumsuzca kullandıkları oyun alanı olmasından başka bir şey olmadığıdır.
Bu kişilerin patronlarının gösterdiği hedeflerinin birini bile gerçekleştirmek için yapmayacakları algı yönetimi kalmaz.
Sizi istedikleri kişiye yönlendirmek veya taraftarlığınızı engellemek için zaman zaman insanları başka bir hedefe yöneltmek için de onların sizden, sizin de onlardan olduğunuza inandırılabilirsiniz.
Aslında hiçbir zaman onlar sizden olmazlar ve sizin de onlardan olduğunuzu kabul bile etmezler.
Eğer bir şekilde aranızda basit bile olsa bir yakınlık ve fikir birliği oluşmuş olsa bile, patronlarından gelecek en küçük bir ima sonrasında geçmişte sizden olmadıklarını söyler, tanışıklığın bir ünsiyet nedeniyle olmadığını ve sizi yönlendirmek için bir faaliyet içinde olduklarını bile inkâr ediverirler.
Onların en sevdiği insan tipi geçmişte bir zamanlar internet ortamında paylaşılan bir yazıda şöyle ifade edilmişti:
“Televizyonun diktatör dediğine diktatör, terörist dediğine terörist, hain dediğine hain, şehit dediğine şehit, şerefsiz dediğine şerefsiz, kahraman dediğine kahraman diyen uydu alıcıları.”
“Hiç okumayın, sorgulamayın, araştırmayın, incelemeyin!”
“Sadece kumandanın tuşuna basıp duyduklarınızı, gördüklerinizi ezberleyin!”
“Televizyonda yemek yiyenlerin görüntüleriyle beslenip, askere gidenlerin kanlı elbisesiyle cesur olun.”
“Dünyanın öbür ucundan hiç tanımadığınız birini alçak, yine dünyanın öbür ucundan hiç tanımadığınız birini kahraman kabul edin.”
FARKINDA MISINIZ?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.