Salâtu Selam
Kutlu Doğum Haftası münâsebetiyle iki âlemin sultanı Peygamber Efendimizin isminin anılması O kutlu Nebiye çokça salat ve selam edilmesi ümmeti Muhammed olarak bu hafta en büyük çabamız olsun. O kutlu Rasûl’u anlatan söyleyen, programlar düzenleyen herkesten Rabb’im râzı ve hoşnut kalsın. O’nu söyletene sonsuz hamt olsun. Var mısınız bu haftayı hep saâtu selam ile geçirmeye…
Tesbihatlar içerisinde Sevgili Peygamberimiz aleyhisselâm’a salâtu selam getirmek ayrı bir güzelliktir. Hele bunun Cuma günü yapılması inanan müminler için çok karlı bir kazançtır. Kişi derdine, sıkıntısına Rabb’inden gayrı olarak ancak O güzel insan ortak edilebilir. O sallallâhu aleyhi vesselam, âlemlere rahmet olarak gelmiş bir ümit pınarıdır. Bunalan ruhlar O’nun ismiyle durulur ve O’nun hayâtını okuyarak zorluklar, ümitsizlikler, meşakketler içerisinde olan insan, sıkıntıları ümitle, huzurla nasıl aşacağını öğrenerek rahatlar. O gönülleri aydınlatan bir güneş, karanlıklara inen bir nur idi. Yanık yürekler, yaralı ruhlar, ağlayan kalpler O’nda şifa bulurdu. O’nun ismi ve O’nun hayâtı üzüntüleri sevince, günahları sevâba, kederleri neşeye, sıkıntıları güzelliklere dönüştürür. Çünkü O güzelliklerin şâhikasıdır.
O’nun ismini anmanın mümin kişiye birçok faydası vardır. “Bir gün Resûlullah sevinçli olarak geldi. Kendisine: ‘Sizi sevinçli görüyoruz!’ denilince, şöyle buyurdular: ‘Bana melek geldi ve şu müjdeyi verdi: ‘Ey Muhammed! Rabb'in diyor ki: ‘Sana salât eden herkese benim on rahmette bulunmam, selâm eden herkese de benim on selâm etmem sana (ikram olarak) yetmez mi?” (1)
Efendimiz aleyhissalâtü vesselam buyuruyor: ‘Üzerime Salavât-ı Şerife getiren kimseleri melekler rahmetle anar, meleklerin rahmetle andıkları kimseyi, Allah (c.c.) affeder. Allâh'ın affettiği kimse için bütün varlıklar rahmet okurlar.’ Üzerime Cuma günü veya gecesi yüz defa Salâvat okuyan kimsenin yüz türlü haceti kabul edilir.’ ‘Üzerime getirilen Salâvat sırat üzerinde bir nurdur.’ ‘İnsanların bana en yakını üzerime en çok Salâvat getirenidir.’ ‘Allâh'ın yeryüzünde gezen melekleri vardır. Ümmetimin üzerime getirdikleri Salâtü selamları bana ulaştırırlar. Getirdikleri Salâtü selam bana ulaşır ulaşmaz ben de onlar için istiğfar ederim.’ ‘Üzerime Salavat getirenlere kıyamet günü şefaatçi olurum. Salavat getirmeyenden ise uzağım.’ (2)
Übey İbni Ka’b (r.a) bir gün Peygamberimiz aleyhissalâtü vesselam’a gelerek; “Ya Rasullallah! Ben sana çok salâvatı şerife getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir? Diye sorar. O da; ‘Dilediğin kadar’ buyurdu. ‘Duâlarımın dörtte birini salavâtı şerifeye ayırsam uygun olur mu?’ diye sordum. ‘Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla zaman ayırırsan senin için iyi olur.’ buyurdu. ‘Öyleyse duâmın yarısını salavâtı şeriye ayırayım’ dedim. ‘Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla zaman ayırman senin için hayırlı olur’ buyurdu. Ben yine; ‘Şu halde üçte ikisi yeter mi?’ diye sordum. ‘İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için hayırlı olur’ buyurdular. ‘Öyleyse duâya ayırdığım zamanın hepsinde salavâtı şerife getirsem nasıl olur?’ deyince; ‘O takdirde Allah bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar, buyurdular.” (3) Bu hadisi şerif hakikaten çok mühimdir ve müminlere çok ibretli bir mesaj verir o da, ‘salavâtı şerife okumak sıkıntıları giderir, günahları bağışlatır’ gerçeğidir.
Cenâb-ı Hak yüce kitâbında bizzat kendisinin ve meleklerinin O güzel Peygambere salâtu selam ettiklerini bildirmektedir. Bu gerçek bize çok önemli bir örnek teşkil eder: “Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salavat getirirler. Ey müminler! Siz de ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” (4) Allah Teâlâ’nın salavatı, rahmet ederek peygamberinin şânını yüceltmek anlamındadır. Meleklerin salavatı ise hem Peygamber’in şânını yüceltmek, hem de müminlere bağış dilemekdir. Müminlerin salâtı da dua anlamındadır. Cenâb-ı Hak tüm müminlerin peygamberlerine salat ve selam getirmelerini emretmekte ve O’na saygı göstermelerini istemektedir. ‘Allahümme salli ala Muhammedin’ demek salat, ‘Esselamü aleyke eyyühen-nebiyyü’ demek selamdır. Peygamberimizden rivâyet edilen çok sayıda salavâtı şerife vardır. Bunları okuyarak, çokça salat ve selam getirmek, sevgili Peygamberimizin sevgisinin kazanılmasına ve şefaatine erişilmesine vesiledir.
Dertlere devâ, gönüllere şifa olan iki âlemin en mükemmel insanı Peygamber efendimize salâtu selam getirmenin âyet ve hadîsi şeriflerde bildirildiği üzere pek çok faydaları vardır. Bunları Allah dostları kısaca şöylece belirtirler: Salavâtı şerife, bahsedilen âyette ifâde edildiği üzere Cenâb-ı Hakk’ın emrine itâattir. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’e yakın olmanın en güzel ve en kolay yolu ona salavat getirmektir. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem, kendisine salât okuyana karşılık vererek mukâbelede bulunur. Her salât getirenin ismi, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’e arz edilir. Salât ü selâm okuyan kimse, Allah ve Rasûlü’nün muhabbetini diğer muhabbetlere tercih ettiğinden, O’nun ahlâkıyla ahlaklanmada seviye alır, kötü ahlaktan kurtulur, fazîlete erer. Rasûl-i Ekrem’in kendisine olan muhabbeti arttığı gibi, onun da Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem’e olan muhabbeti devam eder ve katlanarak artar. Salavât, günahların affedilmesine vesîledir. Allâh Teâlâ’nın Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem ile bize ihsan ettiği lutuflar, sayıya gelmeyecek kadar fazla olmasına rağmen, salât ve selâm ile Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem’in üzerimizdeki hakkını çok az da olsa ödemeye çalışmış oluruz. Ayni zamanda salavat Allâh Teâlâ’nın rahmetinin üzerimize inmesine vesîledir. Salavat unutulan sözün hatırlanmasına da sebep olur. Salavat duâların kabûlüne vesîledir. Yine salavat kıyâmetin o zor gününde arşın gölgesinde gölgelenmeye sebeptir. Hâcetleri bitiren söyleyeni cennetle müjdeleyen salatu selâm ne kadar çok okunursa kişiyi o kadar çok kazançlı çıkarır. Bu niyetle her mümin, özel dualarında redde uğramayan salavatla başlar, salavatla bitirirse iki makbul dua arasına alınan duaların kabul olacağı ümit edilir.
Bu kutlu haftayı âlemlerin efendisine salâtu selamlarla geçirmek dileğiyle hepinize karlı ve kazançlı günler temenni ediyorum.
-----------
1) Nesei, Sehv 55
2) Şehâbuddin Muhammed İbni Ahmed, El Mustadraf Fi Kulli Fannin, 2/283 (Bu ve son paragraftaki hadislerin tamâmı bu tercümedendir)
3) Tirmizî, Kıyâmet 23
4) Ahzab, 56
Tesbihatlar içerisinde Sevgili Peygamberimiz aleyhisselâm’a salâtu selam getirmek ayrı bir güzelliktir. Hele bunun Cuma günü yapılması inanan müminler için çok karlı bir kazançtır. Kişi derdine, sıkıntısına Rabb’inden gayrı olarak ancak O güzel insan ortak edilebilir. O sallallâhu aleyhi vesselam, âlemlere rahmet olarak gelmiş bir ümit pınarıdır. Bunalan ruhlar O’nun ismiyle durulur ve O’nun hayâtını okuyarak zorluklar, ümitsizlikler, meşakketler içerisinde olan insan, sıkıntıları ümitle, huzurla nasıl aşacağını öğrenerek rahatlar. O gönülleri aydınlatan bir güneş, karanlıklara inen bir nur idi. Yanık yürekler, yaralı ruhlar, ağlayan kalpler O’nda şifa bulurdu. O’nun ismi ve O’nun hayâtı üzüntüleri sevince, günahları sevâba, kederleri neşeye, sıkıntıları güzelliklere dönüştürür. Çünkü O güzelliklerin şâhikasıdır.
O’nun ismini anmanın mümin kişiye birçok faydası vardır. “Bir gün Resûlullah sevinçli olarak geldi. Kendisine: ‘Sizi sevinçli görüyoruz!’ denilince, şöyle buyurdular: ‘Bana melek geldi ve şu müjdeyi verdi: ‘Ey Muhammed! Rabb'in diyor ki: ‘Sana salât eden herkese benim on rahmette bulunmam, selâm eden herkese de benim on selâm etmem sana (ikram olarak) yetmez mi?” (1)
Efendimiz aleyhissalâtü vesselam buyuruyor: ‘Üzerime Salavât-ı Şerife getiren kimseleri melekler rahmetle anar, meleklerin rahmetle andıkları kimseyi, Allah (c.c.) affeder. Allâh'ın affettiği kimse için bütün varlıklar rahmet okurlar.’ Üzerime Cuma günü veya gecesi yüz defa Salâvat okuyan kimsenin yüz türlü haceti kabul edilir.’ ‘Üzerime getirilen Salâvat sırat üzerinde bir nurdur.’ ‘İnsanların bana en yakını üzerime en çok Salâvat getirenidir.’ ‘Allâh'ın yeryüzünde gezen melekleri vardır. Ümmetimin üzerime getirdikleri Salâtü selamları bana ulaştırırlar. Getirdikleri Salâtü selam bana ulaşır ulaşmaz ben de onlar için istiğfar ederim.’ ‘Üzerime Salavat getirenlere kıyamet günü şefaatçi olurum. Salavat getirmeyenden ise uzağım.’ (2)
Übey İbni Ka’b (r.a) bir gün Peygamberimiz aleyhissalâtü vesselam’a gelerek; “Ya Rasullallah! Ben sana çok salâvatı şerife getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir? Diye sorar. O da; ‘Dilediğin kadar’ buyurdu. ‘Duâlarımın dörtte birini salavâtı şerifeye ayırsam uygun olur mu?’ diye sordum. ‘Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla zaman ayırırsan senin için iyi olur.’ buyurdu. ‘Öyleyse duâmın yarısını salavâtı şeriye ayırayım’ dedim. ‘Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla zaman ayırman senin için hayırlı olur’ buyurdu. Ben yine; ‘Şu halde üçte ikisi yeter mi?’ diye sordum. ‘İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için hayırlı olur’ buyurdular. ‘Öyleyse duâya ayırdığım zamanın hepsinde salavâtı şerife getirsem nasıl olur?’ deyince; ‘O takdirde Allah bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar, buyurdular.” (3) Bu hadisi şerif hakikaten çok mühimdir ve müminlere çok ibretli bir mesaj verir o da, ‘salavâtı şerife okumak sıkıntıları giderir, günahları bağışlatır’ gerçeğidir.
Cenâb-ı Hak yüce kitâbında bizzat kendisinin ve meleklerinin O güzel Peygambere salâtu selam ettiklerini bildirmektedir. Bu gerçek bize çok önemli bir örnek teşkil eder: “Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salavat getirirler. Ey müminler! Siz de ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” (4) Allah Teâlâ’nın salavatı, rahmet ederek peygamberinin şânını yüceltmek anlamındadır. Meleklerin salavatı ise hem Peygamber’in şânını yüceltmek, hem de müminlere bağış dilemekdir. Müminlerin salâtı da dua anlamındadır. Cenâb-ı Hak tüm müminlerin peygamberlerine salat ve selam getirmelerini emretmekte ve O’na saygı göstermelerini istemektedir. ‘Allahümme salli ala Muhammedin’ demek salat, ‘Esselamü aleyke eyyühen-nebiyyü’ demek selamdır. Peygamberimizden rivâyet edilen çok sayıda salavâtı şerife vardır. Bunları okuyarak, çokça salat ve selam getirmek, sevgili Peygamberimizin sevgisinin kazanılmasına ve şefaatine erişilmesine vesiledir.
Dertlere devâ, gönüllere şifa olan iki âlemin en mükemmel insanı Peygamber efendimize salâtu selam getirmenin âyet ve hadîsi şeriflerde bildirildiği üzere pek çok faydaları vardır. Bunları Allah dostları kısaca şöylece belirtirler: Salavâtı şerife, bahsedilen âyette ifâde edildiği üzere Cenâb-ı Hakk’ın emrine itâattir. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’e yakın olmanın en güzel ve en kolay yolu ona salavat getirmektir. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem, kendisine salât okuyana karşılık vererek mukâbelede bulunur. Her salât getirenin ismi, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’e arz edilir. Salât ü selâm okuyan kimse, Allah ve Rasûlü’nün muhabbetini diğer muhabbetlere tercih ettiğinden, O’nun ahlâkıyla ahlaklanmada seviye alır, kötü ahlaktan kurtulur, fazîlete erer. Rasûl-i Ekrem’in kendisine olan muhabbeti arttığı gibi, onun da Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem’e olan muhabbeti devam eder ve katlanarak artar. Salavât, günahların affedilmesine vesîledir. Allâh Teâlâ’nın Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem ile bize ihsan ettiği lutuflar, sayıya gelmeyecek kadar fazla olmasına rağmen, salât ve selâm ile Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem’in üzerimizdeki hakkını çok az da olsa ödemeye çalışmış oluruz. Ayni zamanda salavat Allâh Teâlâ’nın rahmetinin üzerimize inmesine vesîledir. Salavat unutulan sözün hatırlanmasına da sebep olur. Salavat duâların kabûlüne vesîledir. Yine salavat kıyâmetin o zor gününde arşın gölgesinde gölgelenmeye sebeptir. Hâcetleri bitiren söyleyeni cennetle müjdeleyen salatu selâm ne kadar çok okunursa kişiyi o kadar çok kazançlı çıkarır. Bu niyetle her mümin, özel dualarında redde uğramayan salavatla başlar, salavatla bitirirse iki makbul dua arasına alınan duaların kabul olacağı ümit edilir.
Bu kutlu haftayı âlemlerin efendisine salâtu selamlarla geçirmek dileğiyle hepinize karlı ve kazançlı günler temenni ediyorum.
-----------
1) Nesei, Sehv 55
2) Şehâbuddin Muhammed İbni Ahmed, El Mustadraf Fi Kulli Fannin, 2/283 (Bu ve son paragraftaki hadislerin tamâmı bu tercümedendir)
3) Tirmizî, Kıyâmet 23
4) Ahzab, 56
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.