Receb ayının ilk cuması
Güzel bir Regâib gecesinin ardından, üç aylarımızın ilk Cuma gününe de eriştik hamdolsun. Hafta başı itibâriyle, sene boyu beklenen mübârek iklime girildi. Yüce ve Aziz olan Rabb’imiz, bu sene üç aylarımızı diğer senelere oranla, daha kâmil bir şekilde ihya edebilmeyi nasip etsin. Dileğimiz odur ki, sayılı ömrümüzün her gününü, Mevlâ Teâlâ’nın emirlerine uygun olarak yaşayalım, O’nun emirlerinin dışına çıkan ne davranış ne de sözümüz olmasın, isteriz. Cenâbı Hakk’a hesâbını veremeyeceğimiz işlerimiz bulunmasın, deriz. Bu vesileyle hem üç aylarınızı hem Cuma gününüz mübârek ediyoruz efendim.
Hayâtı ‘Allah rızâsı’ esâsıyla yaşamak kadar kıymetli bir yaşam tarzı yoktur. O halde, içinde bulunduğumuz Allâhu Azûmüşşân’nın ayında, hislerimiz, duygularımız, niyetlerimiz, davranışlarımız, işlerimiz hep Rabb’imizin rızâsı doğrultusunda olması için duâlar edelim. Rabb’imizin ayında, O’na yaklaşmak bizim için en akıllıca davranış olacaktır. O’nun ayında hal ve davranışlarımızla, ruh ve gönül dünyâmızla her şeyimizle bir bütün olarak, O’na yaklaşmalı, O’nu hoşnut etmeli, O’na kendimizi beğendirmeli, sevdirmeliyiz. Bu hayatta yapacağımız en mükemmel iştir, aynı zamanda bu iş, hem dünyâmız hem ahretimiz adına en değerli yatırımdır.
Bilindiği üzere Hz. Allah Teâlâ’ya ulaşma yolları, nefesler sayısıncadır. Herkesinki de birbirinden farklıdır. Her mümin samimâne ve hâlisâne bir şekilde, kendince Rabb’ine ulaşmak için, çaba ve gayretler sarf etmeli, bilhassa O’na atfedilen şu mübârek Recep ayında. Bizler Müslümanlar olarak bunun adına emekler verelim, ‘zahmet’ edilene O Rahmeti Rahmân, ‘rahmet’iyle tecelli eder de, asla kendi adına olanları zâyi etmez, fazlasıyla karşılık verir. O ki, her şeyde olduğu gibi, cömertlikte de hudutsuzdur. Güzel ve seçkin davranışları kimse bilmese yalnızca O, Kâdiri Mutlak bilir. O, yapmak isteyip de yapamadıklarımızı dahi bilir, O’ndan asla bir şey gizli kalamaz. O kapkaranlık gecede yürüyen kara karıncayı bile görür, kalplerde saklı olan hiçbir şey, O’ndan hâli değildir. O sebeple, O En Yüce, O En Kerîm, En Cömert, En Bağışlayıcı’ya yönelmek bu güzel ayda, ruhlarımıza ayrı bir dinginlik kazandıracaktır. Gönül dünyâmıza farklı bir mânâ güzelliği ile birlikte âdeta bir bahar esintisi getirecektir.
Daha öncede yazmıştık ama yine yazmadan geçemeyiz. İslâm’ın Şanlı Önderi bu mübârek ayları nasıl değerlendirmiş ise, biz O’nu örnek alırız. Resûl-i Ekrem Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm’ın Receb ayı girdiğinde, ‘Allâh’ım, Receb ve Şâbanı bize mübârek kıl ve bizi Ramazana ulaştır!’, (Taberânî, el-Muʿcemü’l-evsaṭ, IV, 189; Ebû Nuaym, VI, 269; ayrıca bk. Müsned, I, 259) şeklinde dua ederdi. Bu güzel ayları sırf, ‘Allah Rızâsı’ amaçlı oruçlar tutarak geçirirlerdi. Bizler de, gücümüz yettiği nispette önümüzde ihya edilmek üzere olan tüm güzel gün ve geceleri, ruhumuzu diriltecek ibâdetü taatlerle geçirmeye yönelelim inşallah.
Bilindiği üzere, Recep ayı, dînimizde haram aylardandır. Bu ayda, ölüm, zulüm, kötülük ve çirkinlikler işlenmez. Bu mübârek ayda; hayırlar, iyilik ve güzellikler işlenir. Büyükler birbirinden kıymetli olan bu güzel aylar için şöyle söylemişlerdir:
Receb mağfiret, Şaban şefaat, Ramazan afv ve bağışlama mevsimidir.
Receb ekme, Şaban sulama, Ramazan hasat mevsimidir.
Receb yaprak ve çiçek açma, Şaban meyve yetiştirme, Ramazan meyve toplama dönemidir.
Receb ahid ve tövbe, Şaban salat u selâm ve muhabbet, Ramazan ise oruç ve Kur’an iklimidir.
Receb kötülüklerden kesilme, Şaban taate yöneliş, Ramazan ilâhi keremi bekleme mevsimidir. Bu tespitlerin her bir cümlesi aslında bir sohbet konusudur. İstifâde eden kazanır.
Bu mübârek günleri doğru ve faydalı bir şekilde değerlendirebilmek adına kendimize bir ‘Üç Aylar Değerlendirme Programı’ hazırlasak çok yerinde bir davranış olur. Program muhtevâsında meselâ şunlar olabilir; Her gün Cenâbı Hakk’a takdim edilecek Kur’ân’ı Kerim okumaları, Alışkanlık edinilecek sünnetler, Namazları vaktinde kılma hassâsiyeti, Üç aylar duâsı, Mümkünse Pazartesi-Perşembe günleri oruç tutma, Teheccüd-Duhan-Evâbin Nafile namazları kılma, Kaza namazına ağırlık vermek, hiç olmazsa bir günlük kılabilmek, Misvak kullanmak, Günlük zikir ve tesbihatlar yapmak, Mümkünse kısa sûrelerden anlam ve muhtevâ çalışmak, eksik olduğumuz bir hususta meselâ bu ilmihal olabilir günlük belirli bir zaman süresi ve belirli sayfa kitap tâkip edebilmek… Yanı sıra hayır hasenat yapabilmek, fakir-fukarayı görüp gözetebilmek de güzel haslettir. Tabi bizim için yaratılan şu koca kâinatta vâr olanları da tefekkür ederek, Hakk’a olan hayranlığımız ve hayretimiz artsa ne güzel olur, değil mi?
Şu mübârek gün ve gecelerden, yüce Rabb’im bizlere, en kâimil bir şekilde istifâde edebilmeyi nasip etsin efendim inşaallâhu Teâlâ. Hayırla kalınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.