İnci Taneleri dizisiyle birlikte pavyon kültürü konuşuldu, konuyla ilgili birçok haber çıktı.
Pavyon dansı kursları açıldığı söyleniyor, pavyonlara yüzde yüz zam yapıldığı söyleniyor.
Konya’da şehrin merkezinde olan pavyonlar kapatıldı.
Kütahya da on pavyon süresiz olarak kapatıldı. Vali açıklama yaptı; “tam bir bataklık, adam öldürme var, gasp var, uyuşturucu var, kadın ticareti var. Suçun her türlüsü, rezalet, kepazelik var.”
Pavyonlara zam yapılması, pavyon dans kursu tarzı şeyleri olması bize gösteriyor ki, dizide geçen bazı olaylara ve sahnelere özenti var, ilgi ve yönelim oluştu. Erkeklik kavramı güncelleniyor. Gösterilen erkeklik bir mekânda şekilleniyor. Pavyon içinde kadınların bulunduğu fakat genellikle erkeklerin gittiği bir yer.
Bir insan neden pavyona gidip yığınla para harcar? Orada konsomatrislerle sohbet edip rahatlayan, adam yerine konulan dolu insan var. Alımlı, güzel kadınlar tarafından dinlenilmek, onlarla sohbet edilmesi anlaşılan hoş geliyor. Bir erkek için erkekliğini ispat etmek, belki diğer erkeklere gösteriş yapmak, kadınları aşağılamak gibi olgular da pavyonda gözlemlenecek konulardır.
Sosyal medyadan denk gelmiştir; Cihat için pavyonlara gidip yanlış yolda olduklarını, insanların oraya gitmemesi gerektiğini anlatan sarıklı cübbeli bir grup da var. Hatta aslı var mı bilmem bu gruptan birisi pavyonda sesi güzel olduğu için şarkı sarık cübbeyle şarkı filan söylemişti.
Pavyonlarla ilgili darp, silah, tehdit bir dolu haber görebilirsiniz.
Kütahya’da darp ve silahla tehdit olayına karışan bazı pavyon işletmecileri 8 kişi gözaltına alındı.
Ankara’da bir pavyon 61.500 TL hesabı kişiden darp ederek aldı, kemikleri kırıldı vb.
Bazen dünyanın bir tımarhane olduğunu düşünüyorum. Aklını televizyon kutusunda unutan insan çok fazla... Bir diziden ve bazı sahnelerden sonra pavyon dans kurslarının açılmasından, oradaki kıyafetin yok satmasına, pavyonlara zam gelmesine kadar, şu dünyanın tımarhane olduğunu düşünme hakkımı saklı tutuyorum. Bunu breaking bad izleyip öldürdüklerini asitte erittiğini ve diziden esinlendiğini söyleyenden diğer birçok yerli ve yabancı diziler ve filmleri de örnek verilebilir.
Ankara’nın pavyon şehri olarak lanse edilmesine Ankara’dan sesler yükseliyor. Seymenler kulübü derneği başkanı dizinin Ankara ve Ankara kültürünü yanlış yansıttığını belirterek yapımcıya dava açacaklarını ve RTÜK’e başvuru yapıldığını duyurdu.
Aynı şekilde tam zıt bir durum Kızıl Goncalar dizisinde de kendini gösterdi. Bu dizide de cemaat, tarikat şeyh ve buna benzeri şeyleri ele alıyor. Bu dizi hakkında da RTÜK’e birçok şikâyet iletildi. Çocuk gelin, itaat, şeyh ve benzeri konularda Türkiye’nin bazı gerçekleri ele alınıyor. Bir yerde pavyon ve konsomatrislerin dansı, diğer tarafta tekke, şeyh, çocuk gelin... şayet bunlar gerçek olmasa sanırım senaryosu yazılmazdı. Ya da haberlerde badeci şeyhleri, cin çıkarmak namına taciz eden cincileri görmezdik. Veya pavyonda çıkan rezaletler, uyuşturucunun, fuhşun, gaspın, darbın, tehdidin şantajı haberlerini görmezdik.
Burada sorulması gereken soru şudur? Dizi veya film sektöründe hitap edilen kitle kimdir? Bu kitlenin eğitim düzeyi nedir? Bu soruyu sormak durumunda olmak zorunluluğu, şu dilberin kıyafetinin yok satmasından, pavyonlara yüzde yüz zam gelmesinden doğmuştur. Aklını televizyon kutusunda unutan bir millete böyle senaryolar yaramıyor anlaşılan... Ve dikkat edelim bu dizilerin merkezinde kadın var. Kadının metalaşması var. Bir tarafta çocuk gelin, diğer tarafta konsomatris... bakınız, RTÜK’e en çok şikâyet edilen diziler reyting rekoru kırıyor. Yasak geldiği an zirve yapıyor. Rağbet olmayan şey ötelenir ve nihayetinde biter. Toplumda var olan bir gerçekliği yansıtmak farklı bir konu, izleyen kitlenin her türden insan olması ve genelleme yapılması farklı bir konu. Toplumu alenen tahrik eden, değerlerine saygı duymayan, kadının metalaştıran bir yapımın elbette yasaklanması gerekiyor.
İzleyen kitle maalesef gördüklerini genellemeyi seviyor. Her sakallıyı deden sanmak gibi bir durum bu.
Hasılı, toplumu tahrik eden, ahlaksızlığı alenen gösteren, kadını metalaştıran, toplumu bölen ve birbirine karşı düşmanlık saçan yapımların toplumun ekseri değerlerine aykırı yapımların yasaklanması gerekmektedir. Çünkü bu yapımları sadece siz izlemiyorsunuz. Bu gerçeği gizlemek değildir, ahlaksızlığı normalleştirmektir.