Eros ve Müezza
İstanbul’da Eros adında bir kedi tekmelenerek bir cani tarafından öldürüldü. Savcılık 4 yıla kadar hapis cezası istedi. Sitenin önüne hayvan severler toplanıp protesto yaptılar.
Bu haberi görünce aklıma Pamuk geldi. Pamuk benim kar beyazı kedimdi. İstanbul’da bulup Konya’ya getirmiştik. Eve girince hemen önce kanepenin koltuğun arkasına saklanır, o ortama alışmadan ortaya çıkmazdı. Bir de kuşum vardı, kanarya... Bu kanaryayı eve ilk getirdiğimde iki üç gün hiç ötmemişti. “Allah Allah” dedim, “bu kuş neden ötmüyor, nasıl bir kanarya bu”. İki üç gün sonra ötmeye başladı. Kediden de kuştan da anlaşılacağı üzere, bir hayvan bile girdiği ortamda ilk olarak nasıl davranacağını biliyor, insanların çoğu bunu bilmez.
Bu zavallı hayvanlara işkence yapmak, onları dövmek filan insanın hayvandan daha aşağı bir varlık olduğunu gösteriyor. Merhamet duygusu içinde yoksa bir insanın her şeyi yapar. Merhametsiz insan, insan değildir.
*
Anadolu yakası Pendik, Tuzla, Kartal, Bostancı sahillerinde sahil balıkçısı çoktur. Gün batımına doğru balıkçılar buraya dizilir ve sahildeki kayalıkların üstünden olta atarlar. Bu kayalıkların arasında kedi doludur. Kediler sahilin ev sahibi olmuştur adeta. Kedi barınak evleri, mamalar, sular da konulmuştur belirli aralıklarla. Tabi insanlarla iç içe olunca insanlar yanlarına gider, kedileri sever, onlarla oynarlar. Bir gün gene sahilde gezinirken yoruldum ve kayanın üstüne oturup denizi izliyordum. Yani başımda ihtiyar bir adam ayakta oltayla balık bekliyordu. Oltaya balık vurdu, adam heyecanla oltayı çekti, denizin üzerinde çırpınarak hareket ediyordu balık, son kertede oltayı kaldırdı. Yakaladığı balık kancayla beraber kayanın üstüne düştü. Adamın yanı başında bulunan bir kedi, adama oltayı, balığı eline almasına fırsat vermeden kancanın ucundaki balığı kapıp koşarak kaçmaya başladı. İhtiyar adam sinirlenmişti. Kızıp söylenerek kedinin peşinden koşmaya başladı. İçimden çok gülmüştüm bu duruma. Yakalasa kediden balığı geri mi alacak yoksa sinirden kediyi mi dövecekti bilemiyorum. Tabi kedi hızlıca kaçıp kayıplara karıştı.
*
Bizler hayvanlara merhamet eden bir milletin çocuklarıyız. Hatta sadece hayvan değil bitkilere de... kurban ibadetini yerine getirirken bıçağı hayvana göstermemekten, ormana ağaç kesmeye girince baltayı örtmeye kadar... gerçi zalimlere karşı duran, yoksulu, mazlumu, masumu koruyan ve gözeten bir peygamberin de ümmetiyiz.
SADECE İZLİYORLAR
İsrail Filistin meselesi gördüğümüz kadarıyla sadece konuşulan bir mesele olarak kalıyor. Sahte kabadayılık yapılıyor İslam ülkeleri tarafından... ne yapılması gerektiği konusu üzerinde pek durulmuyor açıkçası.
Bence bölgede yapılması gereken Filistin topraklarına İslam coğrafyasından binlerce insan yerleştirilmelidir, özel ödenekler ve iş imkanları sunulmalıdır. Bölgede her ülke vatandaşlarından Müslümanlar yerleştirip nüfus çoğunluk sağlanmalıdır. Bunu gizli değil, alenen dünyaya duyurarak yapmak gerekir; ki İsrail Filistin’e yönelik yapacağı bir saldırıda karşısına hangi ülkeleri alacağını bilsin. Ülkelerden gönderilen vatandaşlar orada bir zulme maruz kaldığı zaman İslam devletlerinin birleşmesi daha hızlı ve yaptırımları daha sert ve caydırıcı olacaktır.
*
Bir kedi, yavrularını emzirirken rahatsız etmemek için ordunun güzergahını değiştiren merhamet dolu peygamberin ümmeti, şimdi yavru çocukları katleden, masumların vahşice canına kıyan İsrail ordusunu sadece izliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.