Neden neden neden?
Efendim haftaya bugüne, bilindiği üzere, yeni bir yıla gireceğiz. 2018 bitecek 2019’a erişeceğiz nasipse. Tabi bizler bu köşede hep yılbaşına ve yılbaşı kutlamalarına karşı çıktık yine ayni şeyleri yineleyerek yazımıza başlayalım. Bizler Müslüman insanlar olarak kendimize has değerlerimiz üzerinde yürümeyi ve hep bunları hâkim kılma çabası içerisinde olmayı savunduk hâlâ ayni çizgideyiz. Ama bilindiği gibi tek başına hâkim olanı değiştirmeye gücümüzün yetmeyeceği gerçeğinden hareketle bâri bu hususta kendi adımıza neler yapılabilir noktasında karşılıklı hasbıhal edelim derdindeyiz. Birkaç yazımız bu hususta olacak inşaALLAH.
Unutulmamalı ki şimdiye kadar Müslümanlar olarak çok şeyimizi kaybettik. Olmadık zulümler, acılar gördük, üzüldük, ezildik, horlandık. Mülteci olarak gittiğimiz ülkelerde ikinci sınıf insan muâmelesine tâbî tutulduk. Ancak belli ki hayat devam ediyor. Yeni bir yılda yeni bir insan yeni bir Müslüman beklentilerimiz neden olmasın? Umutlarımız tükenmesin dileğindeyiz.
Neden hep zulüm görenler Müslümanlar? Diye sorduk fakat cevâbında tıkandık, yutkunduk hatta zaman zaman hıçkırıklı ağlamalara boğulduk…
Neden biz Müslümanlar cihad rûhundan uzaklaştık önümüze yanlı mihraklar tarafından dayatılanlara hiç sorgulamadan teslim olduk? Neden?
Neden kendimizi, insanımızı, çevremizi, ülkemizde ve çevremizde olup bitenleri irdelemeden, muhasebeden geçirmeden aldık hemen kabullendik? Müslümanların verimli topraklarında ne işi vardı İslam düşmanı adamların? Amaçları neydi? Bu coğrafyada hangi emelleri ve hayalleri bulunmaktaydı? Kilometrelerce öteden ne sâiklerle gelmişlerdi? Müslümanları birbirlerine kırdırmak için çevirdikleri bin bir türlü tuzak neden görülmüyordu??? Neden? Neden? Neden?
Neden bâzı Müslüman ülkeler İslam düşmanlarının değirmenine su taşıyorlardı? Bilhassa Müslümanların en büyük kutsallarını elinde bulunduranların gerçekleştirdikleri utanılası cinâyetlere, İslam düşmanlarının koruyup kolladıkları, besledikleri teröristleri himâyelerine neden hiç kimse ses çıkarılmıyordu?
Kendimize dönecek olursak; Neden önce şahsımızdan başlayarak yanlışlarımızı tespit edip, hayâtımızdaki çirkinlikleri çıkarmak için mücâdele planları yapmayı bunun için nefsimizi hesâba çekmeyi, şeytanın hilelerine kapılmamayı denemedik?
Neden geçip giden senedeki hata ve kusurlarımızı yeni gelecek senede bir daha yapmamak adına kendimize hedefler koymadık?
Evet efendim, bütün bu soruların cevaplarını umutla vermeli, yeni seneye ümitle bakmalı. Ama ‘geçmişe mâzi derler’ haikatinden hareketle mâziye takılmadan biz önce kendimizden işe başlayarak eski kullanışsız metotlarımızdan kurtularak yepyeni projelerle yeni seneyi karşılamalıyız. Bunun için bir hazırlık gerek…
İşte bu hafta bizler için; ‘Bu yeni sene benim evvelâ şahsiyetime, ahlâkıma, âileme, çevreme, ülkeme, vatanıma, insanıma hatta tüm insanlığa güzellikler, hayırlar, iyilikler getirmeli.’ düşüncesinin gerçekleşmesi için kafa yormalı, planlar yapmalı, hedefler koymalı. Eskiler gözden geçirilmeli yeniliklere kapı açmalı veseslam.
Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.