Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Müdürsüz, ebesiz ve telefonsuz nahiye

Müdürsüz, ebesiz ve telefonsuz nahiye

Bugünden başlayarak sunacağım hayret verici oluşumları o günlerde içim tabiri caiz ise cızz eden durumları anlatacağım.

Yıl 1964, 1960 ihtilalinin sözde seçim yaptırdığı devir.

Seçim sonucunda tek parti ekseriyet alamadığı için Talimatla CHP – AP Koalisyonu yaptırıldı.  

Ekrem Alican’ın YTP’si alınmayan koalisyonda Başbakan İsmet İnönü başkanlığında CHP-AP koalisyonu kuruldu.

***

İşte bu devirde illere bağlı ilçelerinde kendilerine bağlı nahiye müdürlükleri vardı.

Bunlar Özal zamanında bucak ismi adı altında devam ederken 2014 yılında tamamen kaldırıldı.

Anlatacağım olaylar nahiye devrinde oluşmuştu.

***

Yolların yapımında. Şehirlerarası devlet yollarında karayolları çalışmakta. Şehir ilçe ve ilçe nahiye arası yollar ise YSE tarafından yapılmakta idi.

İşte bu durum 1964 yılında değiştirilerek. İlçe ve nahiye yolları da karayollarına devredildi.

Bu devir neticesi yolların durumu ve ihtiyaç derecesi tespit edilmesi gerekiyordu.

***

Müdür Mehmet Kınaş beni çağırarak.

“Ahmet. Yeni yollar ile vazifelendirildik. Bu yollar ve ora yaşamı hakkında bilgi edinmemiz yani anket yapıp ona göre ilk yapılması gerekenleri değerlendirip raporlamamız gerekiyor.

Bu işi sen daha iyi yürütürsün. Verilen isimlere gidip raporunu genişçe hazırla bunları iki hafta içinde bitirmemiz gerekiyor. Yolun açık olsun.”

***

Karayollarının kavuniçi renkli pikabı ile yola düştüm.

İlk gideceğim yer Konya Karapınar İlçesi’ne bağlı Gölören Nahiyesi ve yolu oluyordu.

Yolda kum rüzgârını aşarak Karapınar’a vardım.

Gölören yolunu tarif ettiler. Düştük o yola.

Yol galiba yakın zamanda YSİ tarafından yapılmıştı. YSE’nin kolay işlemi olan burada da görülüyordu.

Yani yolun iki kenarındaki toprak greyderle ortaya yığılarak yol yapılıyor. Yolun kenarları hendek olup su topluyordu.

Beş km kadar gitmiştik ki dağ eteğine geldik.

Haritadaki yol çizgisi doğru gidiş gösteriyordu. Burada at arabası yolu otlarla kaplamış geçit zordu.

 Hâlbuki yapılmış yol soldan dağ eteğinden devam ediyordu. Buradan gidelim bakalım ne çıkacak deyip devam ettik.

Yol büyükçe bir yerleşim yerinde son buldu.

Sordum Gölören mi burası diye.

“Hayır, Burası Emirgazi oraya vasıta gitmez” dediler.

Mutlaka dağ taş aşıp gitmem lazım nasıl giderim” soruma.

“Şuradan araba yolundan İkizlere çıkın. Oradan dağ üzeri düz araziden Gölören’e varırsınız” cevabını alıp düştük yola.

İkizler Köyü’nü geçiyorken hayret ettim.

Köy evlerinin giriş önünde tarihî yapı olan mermer direkler yer almış duvarlarda asari antika taşlar görünüyordu.

Dağ üstünde ilerleyince kara çadırda yaşamlı Yörükleri gördük ayranlarını içtik ve yol olmayan arazide dans edercesine yol aldık.

***

Nihayet Gölören’e geldik. İyi karşıladılar bizi.

Nahiye müdürlük odasında nahiye müdürünü sordum.

“Burada nahiye müdürü durmaz. Tayin olan hemen kaçar.

Nüfus memuru ile idare ediliyor” demelerini hayretle karşıladım.

Ebeleri de yokmuş çok doğum ölümle neticeleniyormuş.

“Telefon edip ilçeden ebe getirttiremez mi idiniz” soruma

“Telefonda yok” deyinde dilimi yutacaktım.

“Nasıl olur hiç mi kaymakamlığa müracaat etmediniz? Soruma

Kaç defa ama bizden telefon direği ve tel istediler alamadık”

Ekonomileri ise hayvanla ilçeye alış veriş için gitmekte imişler.

Dönüşe hazırlanırken bir delikanlı geldi.

Hanım doğum yapacak ne olur ilçeye götürüverin demesine…

Hemen kabul edip hamileyi arabaya alarak araba yolundan on köy yanlış değil on köyü zorla geçerek

 30 km. uzaklıktaki Karapınar İlçesi’ne geldim.

***

Doğruca kaymakama gittim makamında yoktu. Oradaki ilgiliye “Gölören ve on köye neden telefon bağlanmıyor” soruma

“Köylüler direk ve tel almadı” deyince söylenecek makam da bulamadığım için ayrıldım oradan.

Raporumda da durumu açıklıkla belirtip öncelikle yol yapılacak yer olarak gösterdim.

***

Raporu yazarken trafik ekibi gidebilmiş mi diye raporu isteyince ağzım açık kaldı.

On vasıta geçmiş bir günde.

Galiba bunlar gitmeden attılar diye düşünüp ekip başına “ne bu ben zor geçtim nasıl olur? Dediğim de…

“Abe, köyün birinde cinayet olmuş. Savcı Jip ile gitti geldi. Biz de yazdık” deyiverdi.

***

Gelecek yazıda daha neler göreceğiz. İzleriz inşallah…

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi