Nazmiye Gülbaş

Nazmiye Gülbaş

Mavi Marmara Davası düştü mü?

Mavi Marmara Davası düştü mü?

Türkiye tarihi bir fırsattan faydalanamadı. Mavi Marmara Davası düştü (düşürüldü!)

Hatırlanacağı üzere İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ambargoyu delmek için İHH ve Free Gazze Yardım Kuruluşları 2010 yılında Avrupalı birçok aktivistinde içinde bulunduğu dokuz gemilik bir yardım filosu ile birlikte Gazze'ye hareket etmişti. İsrail askerleri yardım götüren bu gemileri uluslararası sularda durdurmuş, İsrail askerlerince dokuz Türk vatandaşımız Mavi Marmara adlı gemide şehid edilmişti..

Bu olaydan sonra uluslararası mahkemede ve pekçok ülkede İsrail aleyhine davalar açılmıştı. Belki de İsrail tarihinde ilk kez bir mahkemede aleyhine açılan bir davada mahkum edilecekti, lakin İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada Mavi Marmara Davası düştü. (Düşürüldü)

Ülkemizde görülen dava düşer düşmez ise Beşiktaş Maçka'da bombalı bir terör hadisesi yaşadık.

Bu davanın akabinde yaşanan terör hadisesi sonrası insanın aklına birçok soru geliyor.

Mesela 25.06.2016 tarihinde Türkiye-İsrail anlaşması imzalandı. 28.06.2016 tarihinde İstanbul Atatürk Hava Alanı’nda patlama oldu. 45 vatandaşımız şehit olurken, 236'dan fazla kişi yaralandı..

Yine 20.08.2016 tarihinde İsrail'le yapılan anlaşma TBMM'de onaylandı. 20.08.2016 gecesi Gaziantep'te düğünde patlama oldu 57 vatandaşımız şehit olurken, 90'dan fazla kişi yaralandı.

Ve 09.12.2016 tarihinde İsrail Anlaşması gereği Mavi Marmara Davası düşürüldü. 10.12.2016 tarihinde İstanbul Beşiktaş'ta patlama oldu ve ilk belirlemelere göre polis ve sivil 38 vatandaşımız şehit olurken, 166'dan fazla kişi yaralandı.

Ne zaman İsrail ile ilgili bir hadise gündem olsa, her ne hikmetse gündem bir terör hadisesi ile aniden değişiyor.

Bütün bunların tevafuk olacağı gibi bir ihtimal var mıdır sizce?

Mavi Marmara Davası’na bakan avukatlardan biri ile görüştüm. Mavi Marmara Davası'nın düşmesinin kesinlikle hukuki olmadığını tamamen siyasal olduğunu ifade etti. Beş ayrı profesör bu dava hakkındaki fikir ve  mütalaalarını kesinlikle davanın düşürülemeyeceği yönünde belirtmişler. Herhangi bir müdahaleye rağmen dahi düşmeyecek bir davanın yukarıdan siyasi baskı ile resmen düşürüldüğünü söyledi. İsrail ile yapılan anlaşma gereğince Türkiye bu davadan vazgeçti. Aynı avukat bilimsel hukuki görüşün:

''- Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşması’nın temel hak ve özgürlüklere ilişkin olmadığı,

- Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere ilişkin olmayan Anlaşma’ya kanunlar karşısında üstünlük tanınamayacağı,

- Anlaşma’nın Anayasa’nın öngördüğü normlar hiyerarşisi kuralı gereğince Anayasa’ya aykırı şekilde düzenlenemeyeceği,

- Anlaşma ile Anayasa’nın ikinci maddesi uyarınca hukuk devleti ilkesinin ihlal edildiği,

- Anlaşma ile Anayasa’nın yedinci, sekizinci ve dokuzuncu ve 138. maddeleri uyarınca kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı prensiplerinin ihlal edildiği,

- Anlaşma ile Anayasa’nın 10. maddesi uyarınca kanun önünde herkesin eşit olması kuralının ihlal edildiği,

- Anlaşma ile Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca hak arama hürriyetinin ihlal edildiği,

-Anlaşma ile ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğe ulaşılmasının önüne geçildiği,

-Anlaşma ile kovuşturmanın kamusallığı ilkesinin ihlal edildiği,

-Anlaşma ile kamu davasının mecburiliği (kamu davasının devamlılığı) prensibinin ihlal edildiği,

- Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinde hüküm çeşitleri ve Türk Ceza Kanunu’nun 64-75. maddelerinde dava ve cezanın düşürülmesi halleri sınırlı sayıda (numerus clausus) düzenlenmiş olup Anlaşma’da yer alan “muaf tutulma” ifadesinin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün olmadığı...''* şeklinde ifade ediyor.

Mavi Marmara Davası, Filistin'in, Gazze'nin, Irak'ın, Suriye'nin... tüm mazlumların davasıydı. Dünyada zulüm gören tüm Müslümanlara bir umut, bir ışık olacaktı.

Mavi Marmara Davası’nın düşürülmesi siyasi teslimiyetin göstergesidir.

Ümmetin kurban edilmişliğinin göstergesidir.

İsrail ile anlaşma imzalayanlar, Mavi Marmara'da şehid edilen vatandaşlarımızın yakınlarının yüzüne nasıl bakacaklar?

Şehidlerin kanı satılık mıdır?

Üstüne üstlük bu 'kan parası'nın bedelini İsrail bile değil Türkiye ödeyecek. Yine bu davanın masraflarını kamu ödeyecek. İsrail aleyhine söz söyleyen ceza alacak! Bu nasıl bir mantıktır,  Allah aşkına aklı başında kimse kalmadı mı, kimse hesap soramayacak mı?

Sözün bittiği yerdeyiz!..

Ne söylesek boş!

Kimsenin hiç bir şey umurunda değil artık! Ne İslam Davası’nı savunan kaldı, ne de ümmet bilinci...

Selam ve dua ile...

---------------

Kaynakça: Prof.Dr. Köksal Bayraktar

Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku ve Ceza Usul Hukuku Öğretim Üyesi

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nazmiye Gülbaş Arşivi