Yeryüzünde cehaleti ortadan kaldırmak için inzal edilen son ilahi kitap Kur’an-ı Kerim karşısındaki durumumuzun ne olduğunu fark etmek için Ramazan Ayından daha iyi bir fırsat olamazdı.

Hepimiz inşallah Ramazan Ayı içerisinde bir kere daha Kur’an-ı Kerim’in ayetlerinin sadece müşriklere, Yahudi ve hıristiyanlara hitap etmekten daha çok bize hitap ettiğini fark etmişizdir.

Eskilerin yeri geldikçe “Bakmak başka, görmek başkadır” şeklinde özetlenebilecek hatırlatma sözleri vardır.

Ramazan bitti diye elbette Kur’an tilavetleri bitmeyecek Müslümanlar için.

Bu hatırlatmalar yıl boyu da devam edecek elbette.

Kur’anı Kerim gece ve gündüzde okunacak, ezberlenecek, anlaşılacak, anlatılacak ve yaşanacak.

Okudukça hayatımızda köklü değişikliklere yol açacak.,

Hayatımızdaki değişiklikler çoğaldıkça Kur’an hükümleri ailemize, milletimize ve dünyaya hâkim olacak.

Haçlı zihniyeti hiç eksilmeyen batılı emperyalistlere karşı durabilmek için okunacak.

Müslümanlar üzerinde uygulanmak istenen siyonizmin binerce yıllık planlarını boşa çıkarmak için okunacak.

İslam Dinini dünya kamuoyuna terörist yetiştiren bir ideoloji olarak kabul ettirmek isteyen uluslararası medya patronlarını yerle bir etmek için okunacak.

Batının kendi ürettiği terör örgütlerini Müslümanların başına yönetici yapma gayretlerini yok etmek için olunacak.

Müslümanları siyaseten tahakküm altına almak isteyen emperyalizmin etki ajanlarına ülkenin kaynaklarını teslim etmemek için okunacak.

Ülkenin yer altı ve yer üstü kaynakları ile tarım alanları ekini ve nesli bozmak için her türlü melaneti işlemeye hazır zalimlerin eline geçmesin diye okunacak.

Müslümanların ortak zenginlikleri olan üretim tesisleri ve fabrikalarda emeğin ve alın terinin sömürülmemesi için okunacak.

Müslüman toplumların ortak zenginlikleri olan maddi varlıklarının uşak zihniyetli bankerler eliyle kahir ekseriyeti siyonist olan batılıların eline geçmesin diye okunacak.

Müslümanları ancak eğitim sistemlerini ele geçirdiklerinde etkileri altına alabileceklerini bildikleri için ilkokuldan başlayarak tüm kademelerde hatta Kur’an Kurslarında bile müsteşriklerin dizayn ettiği din öğretilmesin diye okunacak.

Müslümanlara İslam’ın bir medeniyet düşüncesinin var olduğunu ve geçmişte olduğu gibi tekrar o medeniyetin kurulabileceğinin unutturulabildiği eğitim sisteminin imam hatip ve ilahiyatlardan başlamak üzere yeniden hayata geçirilebileceğini gösterebilmek için okunacak.

İş hayatında çalışmanın bir ibadet dinlenme ve tatil günlerinin ise boşa zaman geçirme günleri olmadığını, bayramların bayram gibi, çalışma günlerinin ise ibadetlere engel olmayacak şekilde düzenleniyor olması için okunacak.

Müslümanların evlatlarından erkek çocukların kız çocukları gibi, kız çocukların ise erkek çocuklar gibi giydirilmesi ve yetiştirilmesinin ve giyim kuşam tarzlarının Allah’ın(cc) gazabına sebep olacağı bilinci ile Müslüman bireyler olarak yetiştirilmesi için okunacak.

Allah’ın(cc) emaneti olan eş ve çocuklarımızın sünnet, nişan ve düğün merasimlerinin Hz. Peygamberimiz(sav)in sünnetine aykırı bir biçimde din dışı formatlarda icra edilmemesi için okunacak.

Son yıllarda gerek aile içi gerekse eş ve dostlarla yenen yemeklerin batılıların yeme, içme, aile ve kültürlerinin birer taklidi veya onlarla herhangi bir şekilde örtüşmemesi için okunacak.

Kur’an okuduğumuzda bunlar olmuyorsa ve ayetlerin hükümleri geçmişte olduğu gibi yine bir tarafa bırakılıyorsa;

Kur’anı Kerim sadece duvara asılı kalır, okunduğunda ya yarışma için veya açılış seremonisi tamamlansın diye okunur, okullarda kariyer elde etme aracı olur veya ayetleri müzik makamlarına nota olarak kalır.

Yüzde doksanının Müslüman olduğu söylenen bir ülkede ya izzet, ya zillet için bu tercihleri yapmamız gerekmektedir.

Bu tercih yapılamıyorsa batılıların istediği gibi inanmaya ve onların istediği gibi yaşamaya devam ediliyorsa bu tercihinde elbet bir sonucu olacaktır.

FARKINDA MISINIZ?

İçinde Bulunduğumuz Durum;

 Kur’an’a iman ettiğini söyleyip, ayetlerin hükmünün değişebileceğini söyleyerek inkâr edenleri destekleyen bir pozisyon ise, Kur’an’ı okumadığımız, okuduğumuzu varsaysak bile inanmadığımız anlamına gelmektedir.