"Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah (cc) sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı (cc) tazim etmeniz, şükretmeniz içindir." Bakara Suresi Ayet 185 Meali.

Rabbimize (cc) sonsuz şükürler ve hamdler ediyoruz. Kutlu aylardan Recep ayını tamamladık, Şaban ayının son günlerini de tamamlayıp Kur’an ayı, oruç ayı, rahmet ve gufran ayı Ramazan-ı Şerife ulaşmak üzereyiz.

Ramazan Ayı’nın gölgesinin üzerimize düştüğü ve kutlu bir zamana girmeye yakın olduğumuz bugünlerde sıkıntılar da had safhaya ulaşmış gözükmektedir.

Dünya Müslümanları ve özellikle de milletimiz yeryüzünün pek çok bölgesinde Müslüman kanı akıtılırken hüzünlü bir şekilde Ramazan-ı Şerife giriyorlar.

Tüm ümmet üzgün ve çaresiz bir halde seyrediyor.

Kardeşliğin yardımlaşmanın tavan yapması beklenen günlerde maalesef Müslümanlar kardeşleri olması gereken Müslümanları sıkıntıya sokmakla kalmıyor göstere göstere katlediyor.

İki kelimeyi bir araya getiremeyen Müslümanların yaktıkları ateş sadece kendilerini değil çevrelerindeki Müslümanların hatta ülkeleri yakıp yıkıyor.

Asya da Uygurlar öldürülürken, Arakan da, Burma da sayısız Müslüman ya toplu katliama uğruyor, ya da sürgün ediliyorlar.

İran da Sünnilere yapılan zulümler idamlara dönüşürken, Şiilikten Sünniliğe dönen Araplar da idam edilmeye başlanmıştır.

Amerika’nın işgalinden bu yana Irak adım adım emperyalistler tarafından yok edilirken, bu defa aynı güçler tarafından Suriye ateşle imtihan ediliyor.

Sünni şii ayrımı yapılmadan Türkmenler, Araplar kitleler halinde ya katlediliyor ya da sürgün ediliyor.

Ümmetinden bir çocuğun beslediği kuşun ölmesi üzerine çocuğa ziyarette bulunan âlemlere rahmet Hz. Muhammed’in (sav) ümmetinin Müslümana verdiği değer ayaklar altına alınmış bir vaziyette maalesef.

Zannedersiniz ki dünyanın sonu geldi.

Kıyametin Müslümanların üzerine kopmayacağına dair sahih haber olmasa insan kıyametin bu gün yarın kopacağına inanacak neredeyse.

Ama gelin görün ki cihadın nefsî ve hırsî olmayacağını unutan Müslümanlar sükûnet ve birlik yerine birbirlerini sorgulamaya bile gerek duymadan birbirlerinin deccalı oluyorlar.

Ümmeti Muhammed’in (sav) hali perişanken Muhabbet bağının hakikat damlaları gibi ölüm emareleri gösteren gönülleri Kur’anla diriltecek olan ve bir kez daha Hakk’ın (cc) kurallarına ve birbirinize sarılın diyecek olan Ramazan ayı bir kutlu misafir gibi çıktı geldi.

Müslümanların hem nefisleriyle hem de gayri İslami olan her ne varsa onlarla mücahede ederek dirilişine ulaşacağı ay olan Ramazan ayını Kur’an yerine, eğlence ve ziyafet ayı veya mevsimine dönüştüren Müslümanlar bu Ramazan’ı da kaybederlerse, bu kutlu misafir gönüllerde yeni bir başlangıç oluşturmadan giderse kaybeden sadece Müslümanlar olmayacaktır.

Bu Ramazan yine imsak ve iftar vakitleri konusundaki tartışma ile kaybedilmemeli. Bu Ramazan yine zenginlerin davet edilip, fakirlerin unutulduğu iftar sofraları düzenlenmemeli. Bu Ramazan yıl boyu islam dinine ve Müslümanlara hakaret edip Ramazan ayında Kur’an-ı Kerimlerin dağıtıldığı ay olmamalı. Bu ramazan Müslümanlara her türlü iftira ve gıybetin yapılarak imsaktan sahura kadar aç kalınan bir ay olmamalı. Bu Ramazan ayı Rasulullah’ın (sav) sözünün aksine indi yorumlarla yapılan meallerin sayısının artırıldığı hatta meal hatimlerinin(!) yapıldığı bir ay da olmamalı.