Kerem İşkan

Kerem İşkan

Kurak gidiyoruz…!

Kurak gidiyoruz…!

Osmanlı döneminde, İstanbul'da çok çetin bir kuraklık yaşanıyordu… Kuraklığın ardından ansızın bastıran sağanak yağışlar ise İstanbulluların hayatını olumsuz etkiliyor, yollar çamur deryasına dönerken hayat içinden çıkılmaz hal alıyordu…

***

Her yer sıkça sele teslim oluyor, çok sayıda insan sele kapılarak ölürken, tarlalar, bahçeler tarumar oluyordu… Kuraklığın, şükürsüzlük, ibadetlerin terki, adaletsiz yönetim ve azgınlıktan geldiğine inanan İstanbul ahalisi, yöneticilerinin içine düştüğü bu durumu köşe başlarında eleştiriyor ama bir türlü yüzlerine söylemiyorlardı

***

Osmanlı Sadrazamı bir gün yine birkaç saat devam eden sağanak yağmurdan sonra, beraberinde kâhyası olduğu halde bahçeye çıktı… Yağmurun her şeyi sırılsıklam hale soktuğunu gören Sadrazam yanındakilere seslendi;

Acaba bu şiddetli yağmurdan sonra İstanbul’da kuru bir şey kaldı mı ki?”

***

Kâhya halkın düşüncesini anlatmak için, fırsat bu fırsattır diyerek taşı gediğine yapıştırıverdi;

Tek kuru kalan şey Paşam, abdest havlunuz…

Zira hiç ıslandığı görülmemiştir…”

***

Kurak ve sıkıntılı bir yazı geride bıraktık…

Çoğu yerde mahsul tarlada kaldı…

Arap Baharı diye anlatılan meselenin köküne indiğinizde, tarihteki büyük isyanların temeline baktığınızda orada KURAKLIĞIN yattığını, kuraklıktan kaynaklanan fakirliğin o bölgelerdeki siyasi ve idari yapıyı alt üst ettiğini görürsünüz…

***

Dünyadaki kuraklık ve benzer felaketler gıda fiyatlarını artırıp, ithalata bağımlı ülkelerin siyasi ve idari yapılarını alt üst etmiştir… Suriye’de etkili olan 2005-2011 arası yaşanan kuraklık ve buna bağlı yüksek gıda fiyatları protestoların ana sebepler arasında gösteriliyor…

***

Allah’ın tabiata koyduğu ilahi dengeyi gözeterek, tahrip etmeden çok çalışıp, tâat ve ibadeti artırarak havluları, peşkirleri ıslatmamız lazım…

Yoksa?

Yağmur yağar, seller akar, Arap Kızı gibi bulabilirsek kırılmadık bir cam çerçeve bizde oradan bakarız…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem İşkan Arşivi