Başkanda ARDILLIK yok gibi…!
Pankobirlik Genel Başkanı Ramazan Erkoyuncu dün bir basın toplantısı düzenledi…
İlk kez karşılaştık yüz yüze il kez dinledik…
Her ne kadar seçim öncesi birçok söylemini daha şimdiden revize etmiş olsa da hala çok samimi konuşuyor…
Devasa borç yükünden bahsetti, ardından ekledi, “Yani çevrilmeyecek bir şey değil, bankacılarla biraya geldik onlara da samimiyetle anlattım biz bu işin altından kalkar bu borçları bitiririz.” dedi...
*
Borç miktarı birkaç kez dilinin ucuna kadar geldi ama her seferinde telaffuz etmekten kaçındı… İyi de yaptı şu piyasada o ölçekte bir yapının borcu deklare edilirse marka değeri hızla düşer farklı yol kazalarına neden olur…
Holding içinde bir dönem yönetici olduğu hatırlatılıp, “Bu kadar borç yapılırken siz nedeydiniz?” sorusuna da aynı samimiyetle cevap verdi, “10 yıldır Holding kapısının önünden geçmedim. Enerji yatırımlarına hep karşı çıktım...” diye…
Seçim öncesi “Enerji yatırımlarını satacağız bu yükün altından çıkacağız” diyen Erkoyuncu, “Kimse öldüm fiyatına buralardan çıkmamızı beklemesin, elektrik pahalandı devletle yeniden bir anlaşma olanağı doğdu değerini bulmadan santralleri satmam.” Dedi…
*
Konya Şeker fabrikasını bu yıl içinde Altınekin ile Cihanbeyli arasında bir yere taşıyacaklarını da söyledi…
Holding bu borç yükünün altına girerken bir görev zararı oluşup oluşmadığı sorusunu da aynı samimiyetle yanıtladı, “Bizden önce yönetimin idare ediş şekli açısından bir ARDILLIK yok...”
Gazeteci Mustafa Arslan’a çıkışta sordum. Çumra’da ARDILLIK diye neye söylerler?
O da “Art niyet” anlamında kullanılır dedi…
Erkoyuncu’yu samimi buldum, kafayı kaldıra bilirse Allah’ın izniyle kolay kolay kimseye kafasını eğmez sanki… Diğer tarafından iyi bir tüccar, çiftçi profili çiziyor…
Uzun zamandır görmediğimiz tamamen unuttuğumuz bir rahmetli Sakıp Sabancı havası da yok değil konuşmalarında…
*
Toplantı boyunca yakından gözlemledim şimdilik Başkan’da bir ARDILLIK görmedim…
İnşallah böyle gider…
------
“2”
İnsan, iki şey ile kendisini ihtiyarlamaktan kurtarır:
Biri iyi iş,
Diğeri iyi söz.
------
DERVİŞE SORMUŞLAR;
“Zahmetsiz rahatlık var mıdır?”
- “Huzur istersen zahmet ile birlikte gelir. Sevinç istersen kaygı ile birlikte bulunur.”
----
FIKRAYLA
Nasreddin Hoca, şehla (hafif şaşı) gözlü bir hatun ile dünya evine girmiş. ‘Ağzımız tatlansın’ diye eve bir tabak kaymak getirmiş. Karısı Hocayı hürmetle karşılamış;
“– A beyim, kıymetli Hoca efendim ne gerek vardı iki tabak kaymağa, bir tabak neyimize yetmiyordu; beraber rızıklanırdık…” demiş...
*
Hoca’nın keyfi yerinde.
Maşallah hanım bundan böyle her getirileni bundan sonra iki görecek, ikiyi dört görecek başımın etini yemeyecek geçimimiz güzel olacak diye düşünürken Hanımı söze girmiş;
– Aşk olsun Efendi bugün ilk günümüz yanınızdaki misafir de ne oluyor...”
*
Maliye Bakanımız şellakî bir edayla “Gözlerimin içine bakın ne görüyorsunuz?” dediğinde Hoca’nın şehla hanımı aklıma geldi… Çok şey görüyoruz Bakanım ama ilk günden pek seçemiyoruz henüz…
FOTOĞRAFLA
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’daki Konya Tanıtım Günleri programına katılmış. Kurum, Karatay Belediyesi standı ziyaretinde Konyalım türküsü eşliğinde oynamış. Daha doğrusu bizim Konyalılar; “Yooo yimin ossun olmaz iki döneceğiz” diye ısrar edip Bakanı zorla oynatmışlar.
Konyalının işi ayna, çal çal oyna…
Şaka bir yana Konya havası çalıyorsa accıkta memleketten uzaktaysan omuzların atmaya başlar, ondan sonra tutabilene aşk olsun…
Bence yakışmamış…
----------
HADİSLE
“Gıybet edilen kimse affetmediği müddetçe gıybetçi mağfiret olunmaz.”