Geçenlerde Koyunoğlu Müzesi’nde ikindi sohbetlerinde Yaşar Erdemir Hoca’nın Selçuklu Sultanları ile ilgili bir sohbeti vardı. Ne zaman Selçuklu Sultanları konusu açılsa üzülür, içimi bir öfke kaplar.

Sultanların sekiz asır sapasağlam duran mumyaları 1920’li yıllara gelindiğinde mumyalar bir takım ihanet sonrasında köpeklere parçalattırılıyor ve sonra da cesetler bilinmeyen bir yerlere gömülüyor. Bunları İbrahim Hakkı Konyalı tarihçi Ahmet Tevfik Bey’den naklen anlatır. Bunları başka anlatanlar ve belgeler de var.  Konyalı’ya ve Ahmet Tevhit Bey’e inanmamak için bir sebep yok. Ortada bir gerçek var. Şimdi artık ortada Selçuklu Sultanları’nın cesetlerinden eser yok.

Bunlar bir tarafa, Selçuklu ve Selçuklu Sultanları’na karşı büyük bir ilgisizlik var.

Oysa;

Bu toprakları bize vatan yapan bunlar.

Anadolu’yu Türkleştiren ve İslâmlaştıran bunlar.

Anadolu’da ilk Türk-İslâm medeniyetini kuran bunlar.

Haçlı sürülerine karşı ülkeyi ve İslâm’ı koruyan bunlar.

Bir dönem Konya’yı bir ilim, irfan ve cazibe merkezi yapan bunlar.

Bir cihan devleti Osmanlı’nın kuruluşunun zeminini hazırlayanlar da bunlar. Eğer onlar olmasaydı ne Mevlâna olurdu ne de Şems. Böyle bir ihanet gaflet, ilgisizlik ve vefasızlık dünyada görülmemiştir.

Büyük devlet adamı ve sayısız tarihî eser sahibi Sahibata Fahreddin Ali’nin de mumyalı cesedi de yok. Konuyla ilgili bir araştırma yapıyorum. İleride açıklama yapacağım.

Türkiye  Selçukluları'ndan kalan tarihî dokuyu yok ettik. Kısaca ata yadigârı eser ve emanetlere sahip çıkamadık. Konya’da Şeyh Hasan ve Osman Rumi, Beşyol’da Kalender Baba ve Kesik Baş, Karasungur ve benzeri Konya’da ne kadar Selçuklu Dönemi Türbesi varsa hepsini çevresindeki arazilerle birlikte sattık. İnsanlarımız bu türbeleri kiler, odunluk depo ve ahır olarak kullandı. Yıka da bilirlerdi, kimse hesap da sormazdı.

Pek çok cami ve mescit yeri satıldı, yerlerine iş yeri ve mesken yapıldı. Mesela bir mahalleye adını veren içinde Dedemoğlu’nun türbesinin de bulunduğu mescit yerine mesken ve iş yerleri yapıldı. Bunların yerlerini tek tek açıkladık.

İmam Begavi ve Şekerfuruş Türbeleri ihanetler sonucu yıkıldı. Misk-i Emir Sultan Türbesi, zaviyesi, mescidi ve kabristanı önce yıkılıp kaldırıldı. Sonra da yeri parsellenerek satıldı. Şimdi bunların yerinde iş yerleri var.

Zaman zaman tarihî eserleri yok eden yöneticileri suçluyor ve bu kadar hain, gafil ve cahil adamı nerede buldular diye hayıflanıyoruz da halkımız sütten çıkmış ak kaşık gibi mi?

Onlar da ilgisiz. Ata yadigârlarına onlar da sahip çıkmadı. Halkın tutumu onlara cesaret verdi.

Bir dizi teklif getiriyoruz. Her yılın mayıs ayının ilk haftası Selçuklu Haftası olarak kutlansın. Hafta içerisinde zaten Mevlâna Ailesi’nin Konya’ya gelişi canlandırılıyor, bunun yanında hafta içerisinde Selçuklu Sultanları ve dönemin önemi anlatılsın, Konya’nın başkent oluşu kutlansın O kadar Kur’an kursumuz var. 24 saat olmasa da mesai saatleri içerisinde Alâeddin Camii’nde Selçuklu Sultanları ve o dönemin devlet adamları için devamlı Kur’an-ı Kerim okunsun. Değerli müftümüzün bu konulara el atması bekliyoruz. Selçuklu’ya ve sultanlarına karşı vefa borcumuzu başka türlü nasıl ödeyebiliriz? Eğer biz vefakâr olursak gelecek nesiller de bu günlere karşı vefakâr davranırlar. Önce bizlerin yeni nesillere örnek olması lazım değil mi?

Zaman yıkma değil yapma ve değerlerimize sahip çıkma zamanıdır. Bunu yapabilenlere ne mutlu.

Tekliflerimizin takipçisi olacağız. Bakalım kimler yardımcı olacak göreceğiz.