İçimizdeki “Charlie”ler…!
Kasabalılar, Nasreddin Hoca'ya, Kadı'dan yakınmışlar…
***
"Kadı efendi çok menfaatçi bir adam, aynı suça bazen beraat, bazen de çok ağır ceza veriyor... Hak hukuk tanımıyor, nereden menfaati varsa o taraftan oluyor. Münafık bir adamdır...” diye tek tek dertlerini sıralamışlar…
***
Hoca Nasreddin; “Benden ne dilersiniz?” diye sormuş… Kasabalılar; “Aman Hocam kurtar şu münafık kadıdan ahaliyi” diye üstelemiş…
***
Hoca Nasreddin durumu Vali’ye bildirmiş… Gizlice kasabaya bir müfettiş gönderilmesini talep etmiş…
***
Kararlaştırılan günde müfettiş kasabaya, Nasreddin Hoca'nın konuğu olarak gelmiş… Kimliğini gizli tutarak, kasaba eşrafından beş altı kişiyle beraber Kadı Efendi'yi ziyarete gitmişler...
***
Hoş beşten sonra, Hoca Nasreddin , Kadı Efendi'ye; "Efendi" demiş… "Kırda sığırlar yayılırken bir alaca inek, -sanırım sizinki- bizim ineği karnından boynuzlayıp öldürmüş… Buna ne gerekir?"
***
Kadı tereddüt etmeden kararını beyan etmiş; "Bunda sahibinin ne kabahati var? Hayvandan kan davası edilmez…"
***
Nasreddin Hoca sözünü değiştirmiş; "Yok yok yanlış söyledim, bizim inek sizinkini öldürmüş!"
***
Kadı efendi yumruk yemiş gibi sarsılmış…
***
Hızla yerinden kalkıp, raftaki kanun kitabına uzanırken; "Haa mesele şimdi çatallaştı, bakalım kara kaplı kitap ne diyor?" demiş…
***
Son günlerde çok abuk-subuk şeyler duymaya başladık… Kimi çıkıp Alemlerin Efendisi Peygamberin sakalı şerifine “Kıl” diyor… ”Kıl” dediği sakalı şerif için özendiği, ruhunu canlandırmaya(!) çalıştığı Osmanlı can veriyordu onu unutuveriyor…
***
Kimi çıkıp ”Allah’ın vasıflarını” liderinde topluyor, biri çıkıyor “Bakara Süresi”yle MAKARA yapıyor, bir diğeri “Peygamber Mekke’ye gururla girdi, ama biz gurura kapılmayacağız” diye zırvalıyor…
***
Başka biri; “Cuma günleri hutbede Allah emrediyor diye akrabamı KPSS’siz devlete işe aldım” diyor… Öteki; “Rahmetimiz gazabımızdan büyüktür” diyor…
***
Diğeri peygamberlerimizi kast ederek; “İbrahim büyük kardeşim, Muhammed (haşa ve kella) küçük kardeşim” diyor…
***
Örnekler çok…
***
Toplumun vicdanına yerleştirilen, Kadı’ya bakıyoruz hiç istifini bile bozmadan; "Bunda sahibinin ne kabahati var? Hayvandan kan davası talep edilmez…" tarzı bir duruşu var…
***
“Tık” çıkmıyor kimseden…
***
Çizilmiş ama tepki alınmamış karikatür gibiyiz…
***
Ama tüm bunların binde birini bile başka partiden biri söyleyiverse; “Haa mesele şimdi çatallaştı, bakalım kara kaplı kitap ne diyor?” diye linç ediveriyoruz…
***
İçimizdeki Charlie’leri, Allah’a havale ediyoruz…
***
Amin diyin Müslümanlar…