Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Konya - Antalya yolculuğunda düşünüşler

Konya - Antalya yolculuğunda düşünüşler

Geçtiğimiz Cumartesi Antalya yolculuğu yapmak istedim.

Ne güzel olmuş YHT den iniyorsunuz DDY ile anlaşmalı otobüsler sizi alıp götürüyor Antalya’ya.

Otobüs, Konya şehir içinde İstasyon Gar’dan Antalya yoluna çıkmak için yola koyuldu.

              Koyulması ile tam ana yola çıkacağı zaman birden Altgeçit inşaatı dolayısıyla konan geri işaretiyle hayli dar mahalle sokakları arasında dolaşarak yarım saat yol alarak Ana yola ulaşabildi.

Düşündüm. Madem ana yola çıkış altgeçit inşaatı ile kapatılıyordu. Ta Gar çıkışına olmasa bile Lalebahçe yolu başlangıcında olmak üzere Antalya yoluna çıkacaklara, daha kısa ve emniyetli yola çıkabilmeleri için ikaz levhası konabilirdi ama ne gezer bizde böyle gider iş yapma dedirtiyor, vatandaşın düştüğü eziyeti dikkate bile almıyorlardı.

Nitekim önce yazmayı unuttum. Eski Meram üstgeçit ile tapu idaresi arası ufak iş bile bir yıldır hâlâ tamamlanmamış vasıtalar yılanvari dönüşlerle ana yola çıkabiliyorlardı.

Eh dolana dolana çevre yoluna çıkıp Antalya’ya doğru yol almaya başladık.

***

Bizim bellek durur mu? Bu eziyetli çıkışı görünce Dede ve babalarımız nasıl gitmişlerdi biz nasıl gittik? Faslını sinema şeridi gibi başlatıvermişti.

***

Dedelerimiz fazla dolaşmamış ama uzun yolculuk yapmışlar.

Akseki Yörüklerinin develeri ile Akseki üzerinden üç günde gider üç günde gelirlermiş.

Bu yolculukta bazı vefatlar olduğu içinde. Toros dağlarının bu kısımlarına “Giden gelmez” adını koy vermişler.

***

Sonra Tren yolu başlamış Babalarımız hatta biz yaşlılar. Konya – Afyon trenine binip Afyon da ayrılan vagon ile Ankara  - İzmir Hattı trenini beklemeye başlamış gecenin ayazında kaç saat bekletilirse, gelince vagon takılırdı.

Ve Baladız istasyonunda bekleyen dar demir yolunda çalışan Isparta terine binerek Isparta’ya ulaşılırdı.

***

Bundan sonrası bu güne göre fecaat.

Isparta  -Antalya arasında çalışan otobüs yok. Giden bir kamyonun üstüne binip dar ve eğimli yollardan yarım günde Antalya’ya vasıl olunmuş olmakta.

***

Bu anlattıklarım 1950’lere kadardır.

1950 den sonra Beyşehir – Üzümlü –Akseki – Murtiçi yerleşkelerine döne döne uğrayan bir yol yapılınca buradan gidişler başladı ise de…

Mideleri boşalanlar bir daha gitmeyip Isparta hattından açılan yollardan istifade etmeye başlamışlardı.

***

Nitekim bendeniz DSİ de vazifeli iken devlet vasıtası ile Isparta’dan dolaşarak Antalya’ya gitmiştik 1957 de.

1959 da Karayollarına geçtiğimde Antalya’ya gitmek için devlet vasıtasıyla Beyşehir üzerinden gidip Akseki’ye yakın Hacı Hasan bakım evinde kalır ertesi gün Antalya’ya ulaşırdık. Tabii gelişlerde de aynı olmak üzere…

***

Yıllar geçti Seydişehir’de Alüminyum fabrikası kuruluyordu. Fabrika Maden Arası için yol istemişti parasını vererek Etibank

Kara yolları olarak ele aldık. Bendeniz in önce kontrollük sonra şantiye şefliği yaptığı kayalık arazideki 23 Km. yolu iki yılda tamamlayıp teslim ettik.

***

Bu sefer imalatlarını Antalya limanına Isparta’dan dolaşarak yapan Etibank Daha kısa bir yol yapımı istedi.

Bu istek sonradan siyasilerin biz istedik yalanına uymuyordu Etibank Karayolları arasında düşünülüp ilk defa uçakla arazi üzerinde etütler yapılıp bilgisayarlarla nereden nasıl yol yapmalı projesi çıkmıştı.

***

Böylece 1970'de projeler çizildi 1971 de şantiye kuruldu ve Maden yolu devamı olarak Alacabel, Yarpuz üzerinden Akseki Manavgat kavşağına iniş başlamıştı…

Başlamıştı ama siyasal hükümet değişimleri sekte veriyor ödenek bilhassa Ispartalıca tahsis edilmiyor, yatıyordu çalışmalar zaman zaman

***

ANAP devrinde Sayın Mehmet Keçeciler’in Bayındırlık bakanı olduğunda bizzat kendilerine durumu anlattığımda bolca ödenek verince, yolun hayli kısmı açılmış oldu.

Stabilize ve şantiye halindeki yoldan Antalya’ya gidebilen vatandaşlar çok memnunlukla buradan gitmeye başladı.

Öyle ki; Meşhur yazarlarımızdan Sayın Cenap kendi. “Uçakta gibi geldim Antalya’dan” diyordu.

***

Diyordu ama DSP zamanında gelen Bölge müdürü hiç el atmayı verince. Zaten ödenekte partiden olan işçilerin alımına sarf ediliyordu.

Karayollarında vazifeli iken “Konyalılar Milletvekilleri bu yolun yapımına el atın” yazıma “nasıl yazarsın” deyip kınama cezası ile taltif etmişti(!)

Siyasi hükümet değişti. Yeni bir hükumet geldi iktidara.

Yerim dolduğu için uzatmayayım

 Bu hükumetin tayin ettiği Müdürler var güçleri ile çalışıp önce tek sonra bölünmüş yol haline getirdiler Konya –Seydişehir – Antalya yolu şoförün dediği gibi kaymak gibi yoldan beş saatte Antalya ya varı verdik.

Dün nire, bugün nire? Yarın belki daha da ileri olabilir inşallah.

Çünkü yeni tünel açışları yanında yeni Antalya yolu siyasilerce sekteye uğratılmaz ise

Konya – Antalya gidişi üç gün değil. Üç saate düşebilir.

***

              Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileklerimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi