Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Umut için

Umut için

Ümit için; umma, beklenti, bir şeyin gerçekleşmesi ihtimalinin verdiği ferahlatıcı duygu gibi ifadeler kullanılıyor. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, ümitli olmak da bir cesaret, yüreklilik işi haline geliyor.

Oysa umut çok önemli. Neden? Çünkü hayat ümitler üzerinden yürüyor. Zorluklar karşısında yıkılmamak, ayakta ve hayatta kalıp, aynı zamanda bir iradeyle kalbi ve zihni donatmak için, beklentilerimizin olması gerekiyor. Hayat bir ümidi de besliyor.

Ümitle sallanırsak, rahat uyuruz diyor Balzac. Beşik misali. Umut, bir güven. Karanlık gözüken, bilmediğimiz bir gelecekte güvercin uçuşu, bahar muştusu.

Umut, âşıkların değneğidir diyor ünlü yazar Shakespeare. Sadece âşıkların değil, bütün insanların asası, sihirli değneği.

Bizim kültürümüz insana yüksek anlamlar yüklüyor. Başlı başına insan olmak da bir umut kaynağı. En üstün canlıyız. Zekâmızla dünyaya geliyoruz. Engelleri, irademizle aşabiliriz. Öğrenebilir, kendimizi geliştirebiliriz. Medeniyetler kurabiliriz. Bu donanım, bu öz var. İnsan kendini mükemmelleştirebilir. Dolayısıyla İnsan bir ümit. Olmalı.

Ancak “insan olarak yaratılmanın önemini” kavramış kişiler, hayatı da sevgiyle, saygıyla, bir güzelleştirme faaliyeti olarak değerlendirirler. Kendilerinden başlayarak, dünyayı da güzelleştirir ve ümit verirler.

Kalbimiz, vicdanımız, sevgi de bir ümit. Ümidin aşk hâli, sevgi şiddeti. Taşkın sevgi. Yerleşik, kök salmış bir muhabbet durumunda, umutsuzluk ne kadar barınabilir?

 

Bir “doruğun” “Hazreti Ebubekir’in: “Yarabbi! Cehennem’i sadece benim gövdem doldursun. Başka kimseye yer kalmasın” diyen duasına bir başka açıdan yaklaştığımızda, sevgi kadar ümidi de görürüz.

Bu dünyadaki vazifelerini gereğince yerine getirdikten sonra, kendini feda etmek pahasına, günahkârları kurtarmak umudu. Böylesine muazzam bir yakarışta bulunabilecek yüce bir seviye. Ümidinin, Cenabı Hakka olan yakınlığının derecesini, kulluk ve aşk şuurunun büyüklüğünü görüyor musunuz? Dua bir ümit. İman ümit. Manevî önderler, zirveler ümit.

Seçimlerimiz, tercihlerimiz, alış verişlerimiz, ilişkilerimiz ümit verici olmalı, bize gelecek için bir enerji, hız sağlamalı.

 Umutsuzluk, biraz da “aidiyet” hissinin yokluğundan doğuyor. Hayatla, üstün gayeyle, değerlerimizle bağlarımızın zayıflığından, Benci(l) bir yalnızlıktan.

“Ümidimizin kaynağı, dayanağı” mühim. Kendini Allah’a ait, manevî kökleriyle uyum içinde hissetmek, büyük bir güç.

Ümit bir anlam. Açılım, ilerleyiş. En olumsuz şartlarda bile ışıklı bir kapıyı, gökyüzünü görmek. Pencereler açma gücü, gönüldeki diri g(öz).

Hayatı değiştirmek için adımlar atmak, uyku ve tembellikten kurtulup, yaşamı manalandırmak. Ancak harekete geçtiğiniz zaman, bir değişim olur. Gerekli adımları atmadan, boş hayal ve ümitlerle oyalanmak ise, kıt akılların işi.

İnsan ki, hata yapabilen bir varlık. Tevbe bir ümit. Nasuh tevbeleri bin ümit.

Ümit etmek, mesut olmaktır diyor Alain. Eğer Akıl, irade ve inançla “mükemmelleşmeye” aydınlığa doğru yürüdüğünüzde, yaratılışınızla kâinatla bir uyumu, mutluluğu da fark edeceksiniz. Çünkü hareket noktanız, vasıtalarınız doğru.

Hâlbuki çevremizde, hayat enerjimizi azaltan, engelleri çoğaltan kişiler çoğunluktadır. Karamsarlıklarıyla, dar alana sıkışmışlıklarıyla bizi hapsedenler. Önce bunları aşmalıyız.

Çünkü şartlar ve zamanla, yeni verilerle olaylar bambaşka bir şekilde okunabilecek.  Bakış ve koşullar değiştiğinde, biraz yükseldiğinizde, gönlünüzde muhabbet esintileri estiğinde; eski üzüntülerin, eski takıntıların, şablonların hükmü de kalmayacaktır.

“Yaşananlar o kadar da kötü değildi” diyeceksiniz söz gelimi. Daha ileri zamanlarda, üzerine hoş bir hüzün tülü örtülecek, sizse artık yaraları kapanmış bir savaşçı olarak, yeni serüvenlere doğru, yolunuza devam edeceksiniz. Sıkıntılı imtihanlar, sizin için atlama basamakları olacak sadece.

“Olgunlaşma” yolunda yürümek kolay değil.

 Bunun için bir anlam dünyamız, umut kahramanlarımız bulunmalı. Güzellik devşirmeli, güzellik üretmeli.

 

Mağaranın kapısındaki örümcektir umut. Hz. Âmine’nin kucağındaki insanlık umududur; Peygamber Efendimiz’in(SAV) ayak izleri; Çin’de aranan ilim çabası. Başa, gönle konan sevgi kuşları.

Her şey insan için değerlidir, zaman da. Onu kullanabilir, karşı konmaz işleyişi lehine çevirip, istikbal için zaman nüveleri çıkarabilir ya da tohum atmayı bilir. Meyve, hâsıla sadece bağ bostanda değildir, müminin başı biraz da tevekkül ve sabırla kalp bahçesine eğilir.

 Ânın kıymetlenişine, şifalı günlere, seherlerin eklendiği aydınlık gecelere inanır. Yalnız değildir, ellerini birleştirebilir, hakikat çeşmesinden su içip, gönlünü şenlendirir.

Mümin Hak ve hakikatin tarafında bir seçkindir. Kulelerden de, okyanuslardan da inciler devşirir.

Ötelerin münadisinin sesine kulak verir, rahmet yağmurlarıyla filizlenir. “Olmak” derdi ve göklerden devşireceği bir enerjisi hep mevcuttur, bitmezdir.

Bulutlar müjdeci ağırlıklar taşırdı; yolcu gemileriyse deniz ve sema üstünde kolayca akardı. Yeryüzü/Kader nice doğuşlarla çatlardı. Umutlar dev(asaydı).

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi