Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Kazanan ve Kaybedenler

Kazanan ve Kaybedenler

Bu hafta sonunda yapılacak 2. tur ile seçimler tamamlanmış ve insanlar normal hayatlarına dönmüş olacaklar.

En azından bir yıl yani gelecek yıl bahar aylarında yapılacak olan mahalli idareler seçimine kadar bir daha siyaset ve seçim tartışmaları olmayacak.

Kazanan ve kaybedenlerin taraftarları ile adlarına trol denilen ücretli müfteriler her ne kadar birkaç gün veya en çok bir iki hafta daha boy gösterecek olsalar da onlarda nihayetinde susmak zorunda kalacaklar.

Başlıktaki kazananlar ve kaybedenler ifadesi hem siyaseten hem de ahlaken kazanan ve kaybedenler için kullanılmıştır.

Çünkü 2 ayı aşkın bir süredir devam eden siyaset çalışmalarında yalnız kendisinin ve birlikte olduğu siyasetçilerin kazandığını iddia edenler olmuşsa da esasen onların iddia ettiklerinin dışında maddeten ve manen kazananlar olduğu gibi kaybedenlerde olmuştur.

Yaşananların kargaşasından çıkıp olan biteni daha net bir şekilde görebilmek için bir adım geri çekilip bakmak gerektiğini söylenenlerin sözlerine ittiba ettiğimizde göreceğimiz ilk şey siyaset adına yapılan tarafgirlik süresince söylenen sözlerin doğru veya yanlış olup olmadığıdır.

Hayatlarının her aşamasında doğruluk üzere olduklarını iddia edenlerin siyaset yaparken de doğru olduklarına inanmak istiyoruz.

Ama söyledikleri ile yaptıkları farklı olanları siyaseten desteklemek adına ortaya çıkan insanların çoğunluğunun sözlerinin maalesef önce iddiadan ithama, sonra da ithamdan da maalesef yalan ve iftiraya dönüştüğünü görmek tanıdığınız iddia ettiğiniz insanlar adına üzücü sonuçlar veriyor.

Bizim memlekette her seçim siyasetçiler tarafından tarihi bir seçim olarak adlandırılır ama siyaset arenasında kullanılan sözcüklerle tarihi seçim ile mütenasip olmayacak şekilde suçlamalar ve iftiralar ilke gelir geçer.

Seçim propagandasına başlayıncaya kadar söylediği tüm sözleri ve suçlamaları unutup kazanmak adına tam tersi bir istikamette siyasi dil oluşturmak sadece bizim memlekete has olmalı diye düşünenler biraz daha dikkatlice baktıklarında kullanılan dilin yalan ve iftiraya dönüştüğünü göreceklerdir.

Siyasette olur böyle şeyler ve kazanmak için her yol mubahtır demeyen insanlar bilirler ki yalan ve iftira sadece yalan söyleyen ve iftira edeni mahvetmez.

Onunla birlikte iftirayı doğru söz gibi dinleyip kabul edeni, yalana ve iftiraya engel olmayanı, siyaset adına yalan ve iftirayı yayarak yapılan yanlışa ortak olanı, siyaset adına söylenen her sözü araştırmadan inanan, yalan ve iftira olduğu gerçeğini bilip yalan ve iftira konusunda sessiz kalanı ve nihayet kazanmak adına her şeyi mubah görüp olan bitenden memnun olanı mahvetmektedir. Kendimizi ve milletimizi dünyada İslam’ı en güzel yaşayan insan ve millet kabul etmemize rağmen maalesef siyasetimiz nedense güzellikle üretmemektedir.

Çünkü siyasetimiz mesela en çok karşı olduğumuzu söylediğimiz faşizmin propagandisti Gobbels’in dediği gibi iktidar için dış düşmandan daha çok iç düşmanlar üretmektedir.

Ya da bizim siyasetimizi şiddet, korku, terör ve yalan mefhumları üzerine kurguladığımızdan dolayı Hannah Arendt’in “Yalan Siyaset” kitabında dediği gibi söylediğimiz yalanları modern ve klasik olarak ikiye ayırıyoruz.

Karşımızda siyaset yapanların bizim için tehlikeli olabilecek davranışlarına göre mubah gördüğümüz örgütlü modern yalanlar var olan olguları yok eder, yerlerine yeni olgular, yeni imajlar oluşturur ve böylece var olan toplumsal hakikat yok edilmekle kalmaz, yeni hakikat(yalan) oluşturmakta sakınca görmeyiz.

FARKINDA MIYIZ?

Siyaset dilimiz toplumun sorunlarını çözmekten uzaklaştıkça tehlikeli bir hal almaya başlar ve hem insanlar hem de toplum nazarında bir değer ifade eden hangi kavram varsa o kavram müstakbel iktidar için araç haline getirilmektedir.

Böylece toplumdaki maddi ve manevi gerilemenin ortaya çıkardığı sorunları unutturmak siyasetçiler kendilerince hayali düşmanlar oluşturarak toplumda bir endişe ve korku ortamı oluşturmaya çalışarak gerçek sorunların üstü kapatılmaya çalışılır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi