Son 20 yıldır yaşadığımız küreselleşmenin, sermayenin serbestçe dolaşımını sağlayacağı ve yerli yatırımların yanında yabancı yatırımlarında artırılması yoluyla ülkenin ekonomik gelişmesinin sağlanacağı şeklinde bir siyasi rüya görüyoruz. Ama rüyanın yanında adına yeni dünya düzeni denilen ve dini inançları yok etmenin yanında milli devletleri yıkarak, vatan millet mefhumunu ortadan kaldırarak, totaliter bir tek dünya devleti kurmanın planladığı gerçeğini de gördük.

20 yıl önce ifade edildiğinde etkinliği görülmeyen ya da varlığı doğrulanamamış bir komplo teorisi olarak görülen yeni dünya düzeninin son yirmi yılda yapılan açıklamalardan daha çok ortaya konan tavırlarla tam anlamı ile bir şeytani düzen olduğu ispatlanmıştır.

Bu şeytani düzene razı edebilmek adına son 20 yılda İnsanların başına ne çok dertler açıldı.

Ortadoğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika'yı küresel pazarlara açmayı ve güya batı demokrasisi standartlarına ulaştırmayı amaçlamak adına ABD tarafından 2004 yılında uygulamaya koyulan Büyük Ortadoğu Projesi bunlardan birisidir.

Devletlerin sınırlarını değiştirebilmek adına uygulamaya konulan Büyük Ortadoğu Projesine insanları razı edebilmek için siyasi ve askeri faaliyetler yanında ülkelerin ekonomik ve sosyal yapılarını neredeyse alt üst edebilecek diğer projelerde uygulandı. Ozon tabakasının delinmesi ile başlayıp, ürettikleri karbondioksit nedeniyle dünyanın ısınmasını artırdıkları düşüncesiyle Avustralya başta olmak üzere pek çok ülkede büyükbaş hayvanların ortadan kaldırılarak insanların laboratuvar ortamında üretilen suni et tüketimine yönlendirme çalışmaları bu projelerden birisidir. Yine iklim değişikliği öne sürülerek insanlara dayatılmaya çalışılan karbon ayak izi projesi bunlardan bir diğeridir. İklim değişikliği artıyor korkutmasıyla karbon tüketimi üzerinden yeni kölelik düzeni kurma çalışmalarını batıda Fransa ve Kanada, doğuda ise çin üzerinde adım adım uygulamaya başlamışlardır.

Bu anlamda kişi başı olarak yılda her vatandaştan Kanada 200, Fransa 120 dolar karbon vergisi kesilmesi suretiyle 2022 yılında insanlardan normal ödedikleri vergiler haricinde Fransa’da 8,9, Kanada’da ise 7,8 milyar dolar karbon vergisi topladılar.

Uzakdoğu’da ise Çin’in baskıcı komünizm uygulanan kapalı bir toplum olması nedeniyle maddi veriler sağlıklı bir şekilde elde edilememesine rağmen Yeni Dünya Düzeninin en başat uygulama ülkesi olması nedeniyle karbon kölelik düzeninin ağır uygulamalarının zaman zaman internet ortamına düşmesi ile insanlar az da olsa bilgi sahibi olabilmektedirler.

Başta sağlık hizmetleri ve gıda alışverişi olmak zere insanlar üzerinde uygulanan karbon ayak izi kredi sisteminin zulme varan uygulamaları sonunda hastahane randevusu alamayan veya market alışverişine imkân bulamayan insanların kölelik sistemi robot ve bankamatiklerine yaptıkları saldırılar olan biteni bize açıkça göstermektedir. 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde gelişen teknoloji, sürekli dönüşüm halindeki ekonomik ilişkiler ve sosyolojik değerlerin yeniden yorumlanmasını göz önünde bulundurarak, getirileceği ifade edilen önlemlere yerel veya genel eleştiri oluşturarak, modern dönemlerin sahta hakikat tartışmalarından kurtularak politik, sosyolojik ve ekonomik özgürlüklerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Çünkü görünüşte insanları ve dünyayı kurtarmak gibi gösterilmeye çalışılan iklim ve çevre hassasiyeti ve bunun dayatmacı gücü ve jandarması olacak olan karbon ayak izi projesi bir sosyal sorumluluk projesi falan olmayı esasında bütün bu düşüncelerin ve çalışmaların ideolojik bir arka planının olduğu asla unutulmamalıdır. Bu minvalde, hakikatin gizlenmesi, kişilerin, kurumların veya politik aktörlerin yalan söylemesi ve görünüşte iklimi koruyacak söylemler üretilmesi sonucunda haber ağları, sosyal medya ve çevresel faktörler gibi çeşitli yollarla iklim değişikliği üzerine geliştirilen düşüncelerin gerçeğine ulaşmak gerekir.

FARKINDA MIYIZ?

Batılı ülkeler elektrikli otomobil dayatması yaparken Japonya başta olmak üzere uzak doğulu otomobil üreticilerinin içten yanmalı motor teknolojilerine milyon dolarlık yatırımlar yapması insanlardan bazı gerçeklerin gizlendiği gibi bir düşünceyi ortaya çıkarmıştır.

Mesele dünya da oksijeni korumak ise hidrojenin otomobil ve ısınma için kullanma imkânı varken tercih edilmeliydi ama öyle olmadı ve küresel elitlerin sahip oldukları fosil yakıtların kullanılmasına devam ediliyor.

Çünkü plan insanların köleleştirilmesi ve bunun yolu da insanların karbon üzerinden vergilendirilmesi olan “Karbon Ayak İzi” projesidir.