Karakterli mücadele!
Önce bir itiraf ya da yapılmış bir hatadan bahsetmek istiyorum!
Ahmet Şan'ın ve yönetiminin, yanlış Mustafa Reşit Akçay tercihinden...
Antalyaspor maçı sonra...
xxx
Geçtiğimiz hafta içinde bir dost toplantısında Ahmet Şan'la bir araya geldik...
Konu ne olabilir?
Tabi ki Konyaspor...
Gidişattan o da memnun değil, haklı olarak...
Ahmet Şan, oyuncu transferlerinde hata yapılmadığını, ancak teknik direktör noktasında, yani Mustafa Reşit Akçay'da hata yaptıklarının itiraf etti...
Oyuncuların bir çoğunun ilk defa Türkiye'ye geldiğini, adapte olmakta zorlandıklarını, ancak ilerleyen haftalarda çok daha iyi olacaklarını söyledi...
Oyuncuları bir tarafa, teknik direktör konusunda nasıl atladıklarına doğrusu ben de bir anlam veremedim...
Yöneticilerin futbol derinliği işte bu gibi durumlarda lazım...
Maharet, takımın başına getireceğini tanımak, bilmek, ayrıntılarına hakim olabilmek ve diğerlerinden farklı düşünebilmektir...
Baştan doğru plan ve doğru hamle gerektiriyor herşeyden önce...
Yanlış plan, sonrasında da üst üste yanlışları getirdi...
Konyaspor'un Mustafa Reşit Akçay tercihinde yaptığı gibi...
Yanlış “Teknik Adam!” tercihi, oyuncu transferlerinde de yanlış yapılmasına ve yanlışların birbiri ardına devam etmesine neden oldu...
Şunun altını çizmekte yarar var sanıyorum; yanlış olan Mustafa Reşit Akçay değildi aslında...
Yanlış, Aykut Kocaman gibi bir teknik adamdan ve kulübün nazik ortamından sonra, futbol aklı soru işaretleri ile dolu olan Mustafa Reşit Akçay gibi bir teknik adamın takımın başına getirilmesindeydi...
Ne kulübün genetiği, ne de oyuncuların karakter yapısı, Mustafa Reşit Akçay'ı sindiremedi...
Bu anlamda kabul görmedi Hoca...
Dolayısıyla iki yanlıştan bir doğru çıkmadı...
Gecikmiş olsa da Ahmet Şan'ın yaptığı bu itiraf, bir gerçeği de böylece gözler önüne sermiş oldu...
Neyse ki hatadan geri dönüldü de, ilaçların bile çare ol(a)mayacağı yaralar açılmadı kulübün bünyesinde.
Xxx
85. DAKİKADA KAÇAN GALİBİYET
Çok yetenekli ve birlikte oynama alışkanlıkları olmayan oyunculardan kurulu bir takımla çıktı Atiker Konyaspor, Antalyaspor ve seyircisinin önüne...
Oyun boyunca aynı dili konuşmakta, aynı doğrular da buluşmada zorlandı yeşil-beyazlı futbolcular...
Ama, yiğidin hakkı yiğide verilirse eğer, yeteneği kısıtlı olsa da, karekterli bir takım gördük sahada...
Bunu da ıskalamamak lazım...
Son 5 dakika golü ile 2 puan kaybedilmiş olmasına rağmen, taraftarların homurdanmayıp, tam aksine futbolcuları tribünlere çağırıp alkışlamasının nedeni şüphesiz ki, ortaya konulan karakterli mücadele ve ilerisi için umutları yeşerten futboldu...
Tabi ki bu karakterli mücadelede sırıtanlar da oldu...
MRA döneminde tribünlere yollanan, Özdilek'le tahtada kendine yer bulan ve Antalyaspor maçında oyunun liderliğini üstlenmesi beklenen Ali Çamdalı, beklentilere cevap vermekten çok uzaktı...
Bu sezon kinci kez 11'de forma şansı bulan Ezekiel'de...
Ve Ömer Ali Şahiner...
Biraz daha sorumluluk alması gerekmez mi?
Bu oyun, Ömer Ali gibi bir oyuncunun kalitesine ve kumaşına yakışmıyor.
xxx
Sonuç olarak, Antalyaspor kalecisi Ferhat Kaplan'ın daha oyunun başlarında ipe un serme halleri, yani oyunu soğutma gayretleri, kendi takım arkadaşlarının gerçeklerini bilmesinden kaynaklı bir durumdu...
Çok güvenmiyordu arkadaşlarına, o nedenle yattı mı kalkmıyor, topu oyuna bir türlü sokmuyordu...
Zaman çalma gayreti işe yaradı Ferhat'ın...
Bekleme oyunu önceliği ile oynadılar zaman zaman...
Tüm planları Eto'o'nun üzerineydi...
Eto'o'dan gelecek bir mucizeden medet umdular...
Tabi ki bu mucizeyi de, biraz da bizim savunmacıların bir anlık dalgınlıkları ile buldular ve Antalya'ya bir puanla döndüler.
xxx
Önümüzde Marsilya maçı var...
Önemli, ama kaybedersek dünya'nın sonu değil...
Lig daha önemli...
Gerisi hikaye.