İyi Bak
Ümitsizlik kötü bir şeydir. Allah göstermesin insanı felakete sürükler. İnsanın Allah'a da güvenini sarstığı için “Allah'tan ancak kafirler ümidini keser.” Ayetiyle insanlar uyarılır, ümitli olmaya teşvik edilirler. Ancak bugün biz ümitsiz olmayı değil de; sadece heyecansızlığı konu edineceğiz.
Belli bir yaşa gelmiş biri olarak ve yine yüzlerce seçim yaşamış biri olarak ilk defa bu kadar sönük ve iştahsız bir seçim dönemi geçiriyoruz. Ne iktidar tarafında ne de muhalefet tarafında bir heyecan ve coşku söz konusu değildir.
Halbuki yetmişli yıllarda özellikle dört parti ortalığı bayram yerine çevirirlerdi. Bunlar MHP (eski MHP) , CHP, AP ve MSP’idiler. Her taraf bayraklarla süslenir, sıklıkla mitingler, mahalle toplantıları ve müzikli otobüs turları atılırdı. O günün bizim düşüncemizi (inancımızı) temsil eden MSP’sinin Mehter Marşı; insanın yüreğini hoplatan, coşturan bir yanı vardı.
Sonra doksanlı yıllar da çok hareketli geçti. Özellikle Erbakan Hocamızın RP’ sinin coştuğu yeni hareketli müziklerin üretildiği bir dönemdi. Tabi ANAP’ı da yine MHP veya MÇP’side de DYP si de DSP si de kendilerine göre aynı coşkuyu ve bayraklarla süslemeyi sürdürüyorlardı.
Rahmetli Erbakan Hocamızın “Heyecan istiyorum, heyecan” şeklindeki yumruklarını sıkarak heyecanlı konuşması hâlâ kulaklarımda çınlar. Kendisi hiç bir gün karamsar bir tablo çizerek bir konuşma yapmamıştır.
Şu son bir buçuk iki aydır seçim kararı alındığından bu yana hiçbir heyecan ve coşku söz konusu değil... Bunun birkaç sebebi var bunlardan birincisi Ramazan’ın araya girmesi ve Ramazan Bayramı derken ve de oruç; orucun sükuneti seçim heyecanını bastırdı. Bir yönüyle bu da hayırlı bir sonuç meydana getirdi, Allah’ın izniyle...
İkincisi ise; toplum ekonomik sıkıntı, pahalılık ve hükümetin olumsuz icraatlarından etkilenip iktidara fazlaca bir destek vermezken muhalefet de aynı tempoda sönük kaldı ve kalıyor.
Üçüncüsü ise; tam olarak dünyayı veya dünyadaki konjonktürel yapıyı tam bilmem ama Türkiye’deki psikososyal yapı artık eskisi gibi sokakla veya meydanlarda fazla ilgilenmiyor. Galiba her ülkede de durum aynı. Yani internet, cep telefonu, ve cep telefonunun kullanım alanları insanları sokaktan daha çok meşgul ediyor ve cazip geliyor.
Daha epeyce bir madde sayabiliriz ancak biz bu üç maddeyle yetinerek konuyu şöyle tamamlamak istiyoruz. Bir toplumun bu şekilde ilgisiz alakasız ve heyecanını yitirmiş olması hayra alamet değildir. Yine bir toplumun hayra (iyiliğe) ya da şerre (kötülüğe) böyle sağır, kör ve dilsiz kesilmesi de doğru değildir. Ümitsizlik bir Müslüman’a yakışmaz. Allah inancı buna müsaade etmez. Benim karaladığım bir şiirden (aradan) iki, iki dört mısrayla yazımı bitireyim.
“Başını eğ, kamburunu çıkar, gözünü yumarak içine bak.”
“Şah damarından daha yakın sana inan; Cenabı Hak.”
“Gözünü aç, kafanı kaldır, dik dur ve dünyaya bir daha bak.”
“Her şey yerli yerinde; bütün aleme Kayyüm Cenabı Hak.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.