Muammer Çelik

Muammer Çelik

YENİ DÜNYA DÜZENİ

YENİ DÜNYA DÜZENİ

Yeni dünya düzeniyle ilgili şimdiye kadar okuduğum tüm yazılar; sosyal, politik, siyasal ve askeri alanları kapsamaktaydılar. Halbuki benim buradaki yeni dünya düzeninden kastım dijital dünyadır. Dijital dünya dediğimiz bilgisayar, TV’ler, internet özellikle cep telefonu (GSM)nin oluşturduğu yeni dünya düzenidir.

Şöyle ki; bu dijital dünya (sanal alem) artık her yere ve herkese ulaşmış durumda. Yediden yetmişe herkes her şeyi (GSM) ve internetle (Google) ile, youtube, instagram WhatsApp, tik Tok...vs. öğrenip, izliyor. Onunla yatıp, onunla kalkıp, eğleniyor. Dede-ebe, çoluk-çocuk artık herkes bu akıllı telefonu (GSM) kullanıyor.

Bundan binlerce yıl önce peygamberler Firavunların Nemrutların adamlarını, sihirbazlarını yenip halkı ikna edip, inandırmak için; belirli bir günde, belirli bir meydanda toplanıp mucizelerini gösterirlerdi. Hz. Musa’nın bu tip uygulamaları inananların sayısını oldukça artırmış ve Firavunu delirtmişti.

Şimdi ise belirli bir gün de yook, belirli bir yer, saha, alan da yook. Herkesin cebinde yada avucunun içinde 24 saat bakıp durduğu bir baş belası alet var.(Olumsuz olan yanıyla söylüyorum) Karşılıklı yüz-yüze durum da söz konusu değil...

Ama sanki şöyle bir durum var. Aynı Hz. Musa’nın: “Falan gün, falan meydanda halkın göreceği bir yerde yarışalım.” Dediği gibi, ya da Rasülüllah (sav)’in Kâbe’nin etrafında açıkça peygamberliğini açıkladığı, ilan ettiği gibi maddi taş toprak olmasa da; sanal bir alan, sanal bir saha, bir meydan var. Bu sanal alemde de herkes bir şekilde var. En aktif ve en çok; şerli, kötü insanlar ve onların ürettikleri programlar, işler var.

Ben sözle, dil ile hakkı söylüyorum, açıklıyorum adam bana diyor ki: “Al bakalım! Bak bu (telefondaki) senin dediğinin tersini söylüyor!..f alan-filan. TV deki adamlar senin dediğin gibi söylemiyorlar.” Evet o zaman o sahaya, o alana o meydana çıkıp o boşluğu doldurmak gerekiyor. Bundan kaçış yok.

Mesela orada açık ve net isim vererek bazı zararlı olanları açıklamak gerekir. Örneğin “AKİT TV izlemeyin, sizi küfre götürür. Lale Gül TV de izlemeyin! Yeni şafak gazetesi asla okumayın itikadınızı bozar. Cübbeliyi asla dinlemeyin, sizi dininizden eder! A haber zaten Müslüman düşmanıdır...vs.” şeklinde açık açık bunları deşifre etmek gerekir.

Bu günlerde şu Suriye’deki gelişmelere de biz bu yukarıda saydıklarımdan farklı bakarız. Çünkü Suriye’deki gelişmeler de bir tuhaftır. Bir filmde Bilal İnci şöyle diyor: “Lan Mustan, bu muydu yere-göğe sığdıramadığın, yedi köyü inleten eşkıya? Başı yaşmaklı eşkıya mı olur?” “Bundan bir halt olmaz.” Diyor... Adam kiminle düşüp kalkıyor, kime hizmet ediyor, kimin emrinde iş yapıyor. Kimin ayağına halı seriyor, bir bakın hele! Kalın ince hepsi aynı mekanizma... Kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulmazmış. Bu muydu yere-göğe sığdıramadıkları HTŞ, COLANİ? Bunlardan bir halt olmaz. İsrail’e ağzını açmayandan lider mi olur? Şam’ı işgal eden İsrail’le iyi geçinen adamdan Müslüman mı olur? Lider mi olur? Diye; ben de/biz de açıklama yaparız.

Her geçen gün adamın/adamların puanları düşüyor, ne halt oldukları ortaya çıkıyor. İnşallah korktuğum gibi çıkmaz. Allah sonumuzu hayra getirsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muammer Çelik Arşivi